Çözüm" Konferansı"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ : Yılmaz, Bedirhanoğlu ve Çiftyürek'in konuşmaları Toplantı salonuundaki katılımcılardan görüntüler Diyarbakır'da "çözüm" konferansı DOGÜNSİFED Başkanı Bedirhanoğlu: "Çözüm sürecinin başlangıcından itibaren özellikle İmralı ile Kandil arasında çok geniş ayrılıkların olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz" Diyarbakır'da Özgürlük ve Sosyalizm Partisi, Azadi Hareketi ile Kürt siyasiler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle düzenlenen konferans devam ediyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
Yılmaz, Bedirhanoğlu ve Çiftyürek'in konuşmaları
Toplantı salonuundaki katılımcılardan görüntüler Diyarbakır'da "çözüm" konferansı
DOGÜNSİFED Başkanı Bedirhanoğlu:
"Çözüm sürecinin başlangıcından itibaren özellikle İmralı ile Kandil arasında çok geniş ayrılıkların olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz"
Diyarbakır'da Özgürlük ve Sosyalizm Partisi, Azadi Hareketi ile Kürt siyasiler ve sivil toplum kuruluşları iş birliğiyle düzenlenen konferans devam ediyor.
Diyarbakır'da bir otelde gerçekleştirilen konferansın ikinci gününün ilk oturumunda konuşan Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, çukur siyasetinin yanlış olduğunu söyledi.
Konferansla çukur siyasetinin yanlışlığının altının çizilmesi gerektiğini vurgulayan Çiftyürek, silahlı mücadeleyle sorunun çözülemeyeceğini bildirdi.
Çiftyürek, konferansın PKK'ya da seslenmesi gerektiğini belirterek, "PKK'ya denmelidir ki eğer siz sabah akşam tekrarlıyorsanız ve bu sorunun silahla çözülemeyeceğini söylüyorsanız, buna inanıyorsanız tek yanlı bile olsa, hükümetten de beklemeden silahı sustur kuzeyde" diye konuştu.
Çiftyürek, terör örgütü PKK'ya silah bırakması çağrısında bulundu.
"Çözüm sürecinde HDP ciddi görev üstlenemedi"
Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İş Adamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu da çözüm sürecinin Abdullah Öcalan üzerinden yürütüldüğünü, HDP'nin etkin rol olmaktan uzak olduğunu ifade etti.
HDP'nin İmralı ile Kandil arasındaki görüşmeleri, mektuplaşmaları sağlayan bir köprünün ötesinde ciddi bir görev üstlenemediğini anlatan Bedirhanoğlu, şöyle devam etti:
"Fakat çözüm sürecinin başlangıcından itibaren özellikle İmralı ile Kandil arasında çok geniş ayrılıkların olduğunu rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Özellikle 2014 nevruzunda belki herkesin gördüğü ama tartışmaktan da imtina ettiği gelişme oldu. Öcalan'ın mektubu okundu. Öcalan'ın 'evet burada görüşüyoruz, konuşuyoruz. İşler iyi gidiyor, merak etmeyin' tarzında bir mektubu vardı ama aynı nevruzda sinevizyondan Cemil Bayık'ın canlı bir görüntüsü verildi ve ifadesi çok farklıydı. İfadesi zehir zemberek bir açıklamaydı. Burada işin doğrusu iyi polis kötü polisin ötesinde sorunlu bir durumdu. PKK kendi durumunu öyle görüyordu, Öcalan'dan farklı bir şekilde konumlandırmıştı. Zaten kimi yaklaşımlara ve uygulamalara baktığımızda Öcalan ile PKK arasında bu geniş görüş ayrılıkları zaman içerisinde biraz daha belirgin bir hale geliyordu."
"Kobani olayları çözüm sürecini bitirdi"
Bedirhanoğlu, çözüm sürecinin Kobani olaylarıyla bittiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Kobani olayları diye ifade ettiğimiz, 6-8 Ekim olayları çözüm sürecini de bitirmişti. Süreci zora sokan en önemli etkenlerden birisi de Türkiye'nin bir seçim sürecine gitmiş olması. Bu seçim sürecinde özellikle Kürt siyasal hareketinin Türk soluyla girdiği ittifak ve Türk solunun iç siyasetteki hedefleriyle aslında Kürtlerin hedeflerinin asla ortaklaşmaması, Türk solunun HDP üzerindeki siyasete tamamen egemen olmasıyla ciddi bir gerilim başlamış oldu. Çözüm sürecine dair ciddi eleştiriler olabilir ama sürecin kazanımları bu salonun ta kendisidir aslında. Farklı siyasal grupların kendini ifade etmesidir."
Bazı akademisyenlerin de konuşmalar yaptığı konferans, bugün sona erecek.