Coşkun: Gün, Yaşam Hakkına Sahip Çıkma Günüdür

Hakkâri'nin Dağlıca sınır karakolunda 16 asker ile Iğdır'da 12 polis memurunun saldırı sonucu yaşamını yitirmesinin yankıları devam ediyor.

Türkiye'deki birçok kesimden saldırılara yönelik tepkiler gelirken güvenlik güçlerinin yaşamını yitirmesiyle ilgili bir açıklama da Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Şanlıurfa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı İbrahim Coşkun'dan geldi.

Memur-Sen Şanlıurfa İl Binasında basın açıklaması yapan Coşkun, terörün kan ile şiddetten beslendiğini ve bunun bir insanlık suçu olduğunu söyledi. İnsanlık suçunu ancak aklı, ruhu ve vicdanı iflas etmiş kişilerin ve grupların işleyebileceğini söyleyen Coşkun, "Terörizmin ve teröristlerin hedefi ise insanlıktır, kardeşliğimizdir, milletimizdir, ortak geleceğimizdir, birlikte yaşama irademizdir. Analar ağlamasın, ocaklar sönmesin ve kardeşlik hukuku gelişsin umuduyla başlatılan kardeşlik sürecinde yeni katliamlar yapmak, kan ve gözyaşı siyasetini devam ettirmek için planlar yapan PKK terör örgütü, haince saldırılarıyla milletimizin birliğine ve dirliğine tuzak kurmuş, toplumun birlikte yaşama umuduna kurşun sıkmıştır" dedi.

COŞKUN: ÇARE TEK VÜCUT OLMAKTIR

Yeniden Büyük Türkiye'nin inşa yolculuğunu engelleyemeyeceklerini kaydeden Coşkun, şunları kaydetti: "Çare nedir? Çare, teröre karşı tek vücut olmaktır. Özgürlük ve güvenlik dengesini gözeterek şiddetle ve terörle mücadele etmektir. Çare, terör örgütlerinin oyununa gelmeden demokratikleşme çalışmalarını sürdürmektir. Çare, sıkıyönetim ve olağanüstü hal tuzağına düşmeden terörle etkin mücadeleyi yürütmektir. Çare, etnik fitneye karşı kardeşlik hukukunu zirveye taşımaktır. Çare, mezhep fitnesini de devreye sokmak isteyenlere karşı din kardeşliğini, inanç birlikteliğini kuvvetlendirmektir. Çare, insanlık suçu işleyen terör örgütlerine karşı tüm insanlığı ortak mücadelede buluşturmaktır. Çare, toplumda çaresizlik sendromu oluşturmak isteyenlere karşı umutları büyütmektir. Çare, teröre karşı tüm sivil toplum kuruluşları olarak birlikte hareket etmektir. Çare, halk öncüleri kanaat önderlerini devreye sokmaktır. Çare, bin yıllık desende, 1400 yıllık İslam kardeşliğinde buluşmaktır. Çare, Türkiye'yi büyütmektir. Çare, siyasi, toplumsal ve ekonomik istikrarı güçlendirmektir. Çare Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Dünya idealini canlı tutmak ve bu yolda var gücümüzle çalışmaktır."

'ACILARI KARDEŞLİK İÇİNDE KALARAK PAYLAŞABİLİRİZ'

"El ele vererek terörü tarihin çöp sepetine atabiliriz" diyen, Coşkun sözlerini şöyle tamamladı: "Bunun için özgürlük-güvenlik dengesini gözeterek terörle mücadeleyi amansız bir şekilde sürdürürken, eşit vatandaşlık zemininde demokratik, sivil ve özgürlükçü bir anayasayı mutlaka hayata geçirmeliyiz. Her türlü provokasyona ve engellemeye rağmen başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere Türkiye'nin yedi bölgesinde yatırımlar artırılmalıdır. Acılarımızı kavga ederek değil, kardeşlik içinde kalarak paylaşabiliriz. Acının ülkesi, dili, dini, ırkı yoktur. Ağıtlar hangi dilden yakılırsa yakılsın hepsi can acıtıcı ve yürek yakıcıdır. Milletimizin birliğine, dirliğine kasteden teröristleri ve onları destekleyenleri lanetliyoruz."
(Kaynak: Gazeteipekyol)