Coşar Kulaksız, 40 haftalık içsel yolculuğunu fotoğraflarla anlattı
Birçok ulusal ve uluslararası yarışmada ödül kazanan fotoğraf sanatçısı, küratör ve şair Coşar Kulaksız'ın "Unuttuklarımızı Özlediğimiz Hatırladıklarımızdan Uzaklaştığımız Bir Oyun Bu" isimli yeni kitabından yola çıkılarak hazırladığı sergi, sanatseverlerle buluştu.
Birçok ulusal ve uluslararası yarışmada ödül kazanan fotoğraf sanatçısı, küratör ve şair Coşar Kulaksız'ın "Unuttuklarımızı Özlediğimiz Hatırladıklarımızdan Uzaklaştığımız Bir Oyun Bu" isimli yeni kitabından yola çıkılarak hazırladığı sergi, sanatseverlerle buluştu.
FMV Galeri Işık Teşvikiye'de açılan sergiye ilişkin AA muhabirine açıklamada bulunan Kulaksız, sergi ve kitap konseptini Bülent Erkmen'in tasarladığını söyledi.
Sergiye konu olan "Unuttuklarımızı Özlediğimiz Hatırladıklarımızdan Uzaklaştığımız Bir Oyun Bu" adlı kitabın kendisinin içsel yolculuğunu ele aldığına işaret eden Kulaksız, "Kitap, aynı zamanda hayatı ve kendi dünyamı nasıl gördüğümle alakalı bir serüven. Bu serüven de aslında 40'lı yaşlarımın başına denk gelerek, 40 hafta boyunca Şems'in 40 kuralıyla bir değişim yaşadım ve 40 haftada da 40 kilogram verdim." dedi.
"Hiçbir zaman anılarımızı bir film şeridi gibi görmeyiz"
Kulaksız, bu içsel yolculuğunda gördüklerinin yansımasını, geçmişten bazı hatıralarla bütünleştirmeye çalıştığını belirterek, şöyle devam etti:
"Aslında kendi geçmişimi, kişiliğimi ve kimliğimi aramaya çalışıyordum. Fotoğrafın da zaten zihnin işleyişine çok benzeyen bir yapısı var. Çünkü hiçbir zaman anılarımızı bir film şeridi gibi görmeyiz. Her biri kare gibidir. En güzel ya da en dramatik ya da en acı anlarımız hep bir nokta halinde zihnimizde bir fotoğraftır ve bize anımsamamızı, hatıralarımıza geri dönmemizi sağlar. Böylece bize kim olduğumuzu hatırlatır."
Bu yolculuk sırasında aynı zamanda kendi iç dünyasını yansıtacak fotoğraflar çekmeye başladığını ve bunların bir ifade tarzı oluşturduğunu anlatan Kulaksız, "Daha sonra da bu fotoğraflar üzerine 40'a yakın şiir yazdım. Sonunda da 'Bu şiirler ve fotoğraflar bir araya gelebilir mi?' diye Bülent Erkmen'e götürdüm. O da anlatmak istediğim şeyleri, şiirlerle birlikte fotografik olarak bir kitap haline getirdi." diye konuştu.
"Hayatın kendisi bir git- gel oyunu"
Coşar Kulaksız, sergide yer alan fotoğrafları kendi dünya görüşüne bağlı olarak "Geçici Heykeller Serisi" olarak adlandırdığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Bu yolculukta bizlerin sürekli anımsama ve unutma oyununu oynadığımızı fark ettim. Yani her insan aslında çoğu zaman istediğini hatırlıyor, istediğini unutuyor. Bu kendi elimizde oluyor çoğu zaman ve anılarımızı buna göre oluşturuyoruz. Bu yüzden de insan kimi zaman unuttuğu şeyleri özlediğini fark ediyor, kimi zaman da çok yakınında hatırladığı şeylerin uzaklaştığını fark ediyor. Bu hayatın kendisi ile birlikte bir git-gel oyunu. Fotoğraf da aslında bunun temsili bir duruşu."
Fotoğraf sanatı konusunda babası Halim Kulaksız'ın kendisinin en büyük destekçisi olduğuna vurgu yapan sanatçı, "Babam benim için bir mentör. Tanıdığım en iyi sanatçılardan birisi. Aynı zamanda da insan yetiştirmeyi, destek olmayı ve ilham vermeyi çok seven birisi. Ayrıca çok keskin eleştirilerde bulunan, objektif bir şekilde beğenisini ya da beğenmediğini dile getiren, nasıl olup olmayacağını da deklare edebilen birisi olduğu için benim için çok kıymetli." dedi.
Sanatı "Zihinden zihne veya kalpten kalbe giden en kısa yolun bir ifade biçimi" olarak tanımlayan Kulaksız, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu kısa yolda ben de aslında en başta kendi kızlarıma ulaşmak istedim. Şu an çok küçükler ama büyüdüklerinde benimle ilgili, ben olmasam bile bu kitaba bakıp benim kim olduğumla ipuçları yakalayabilirler. Fiziki olup olmamamdan bağımsız olarak bu eserlere baktıklarında kendimle ilgili bir köprü kurmayı istedim. 'Babam neredeydi, ne yaptı, neler hissetti.' gibi... Aynı şekilde insanların geneliyle kitabın ve eserlerini buluşmasını istedim. Çünkü insanlarla iletişime geçmek, hissettiklerimden bahsetmek istedim. Kendi kalbimden onların kalbine bir kısa yol oluşturmaya çalıştım."
Büyük kadrajlarda siyah- beyaz, çok dar ve dik panorama olarak 76 eserin yer aldığı sergi, 28 Şubat'a kadar görülebilecek.