Haberler
Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

CHP lideri Özel'den çok konuşulacak Öcalan iddiası: Bir günde izin çıkaracak

Özel'den bomba Öcalan iddiası

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

Çorlu Tren Katliamı Davasında Aileler Adliye Önünde Nöbet Tuttu: "Adaletleri Batsın. Siyasi İktidardır Katil. Bizim Artık Tahammülümüz Yok"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Çorlu tren katliamı davasının bugün yapılan 10. duruşmasında, gerçek sorumlularla ilgili iddianamenin henüz hazırlanmamasına tepki gösteren aileler ve avukatlar, duruşma salonunu terk etmelerinin ardından Çorlu Adliyesi önünde “adalet nöbeti” tuttu. Katliamda yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel’in annesi Mısra Öz Sel, “11. duruşmamız 5 Ekim’de. Herkes güzelce tatillerini yapsın diye, adalet rayların altında kalsın diye. Adaletleri batsın. Siyasi iktidardır katil. Bizim artık tahammülümüz yok. Hak, hukuk, adalet arayışında olan herkes bu onurlu duruşla burada. Onursuzlukla bir yerlere hizmet etmeye devam etsinler” dedi.

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - GAYE ŞEYMA CAN / Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

Çorlu tren katliamı davasının bugün yapılan 10. duruşmasında, gerçek sorumlularla ilgili iddianamenin henüz hazırlanmamasına tepki gösteren aileler ve avukatlar, duruşma salonunu terk etmelerinin ardından Çorlu Adliyesi önünde "adalet nöbeti" tuttu. Katliamda yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz Sel, "11. duruşmamız 5 Ekim'de. Herkes güzelce tatillerini yapsın diye, adalet rayların altında kalsın diye. Adaletleri batsın. Siyasi iktidardır katil. Bizim artık tahammülümüz yok. Hak, hukuk, adalet arayışında olan herkes bu onurlu duruşla burada. Onursuzlukla bir yerlere hizmet etmeye devam etsinler" dedi.

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar köyü yakınlarında, 8 Temmuz 2018'de meydana gelen, 7'si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300'den fazla kişinin de yaralandığı Çorlu tren katliamı davasına bugün devam edildi. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan 10. duruşmada; müştekiler ve avukatları, gerçek sorumlular hakkında iddianamenin hala hazırlanmamış olmasına tepki göstererek duruşma salonunu terk etti. Duruşma, 5 Ekim 2022 tarihine ertelendi.

Duruşma çıkışında aileler, Çorlu Adliyesi önünde bir araya gelerek bir saat süreyle "adalet nöbeti" tuttu. Burada konuşan avukat Evren İşler, şunları söyledi:

"PAMUKOVA'NIN HESABI SORULMADIĞI İÇİN ÇORLU YAŞANDI: Çorlu tren katliamı yargılamasının bir duruşması sonrasında, yine adalet arayışıyla, adalet talebiyle hep bir aradayız. Gün gelecek ve bu hesap verilecek. Bu hesap sorulacak. Bunu, sadece kaybettiğimiz canlara değil, bu topraklarda sosyal haklarından yararlanarak yaşamaya çalışan herkese borçluyuz. Bu memleketin bir adalet sağlama yükümlülüğü var ve bu yükümlülük belki de buradan başlayacak. Pamukova'nın da hesabının sorulması gerekir. Sorulmadığı için Çorlu yaşandı. Dolayısıyla Pamukova'nın katillerinin de kimler olduğunun açıklanması gerekir.

GERÇEK SORUMLULARIN KİM OLDUĞUNU HERKES BİLİYOR: Bütün sosyal cinayetlerin katillerinin, sebeplerinin açıklıkla ortaya konulması ve hesap vermesi gerekir. Bugün 10. duruşmayı yaptık. Soruşturmanın ilk gününden başlayan, bilirkişi heyeti oluşturulması rezaletiyle bu dosyaya ilk müdahale yapıldı. Taraflı bilirkişiler tarafından hazırlanan bir bilirkişi raporuyla alt düzey 4 çalışana dava açıldı ve biz 10 celsedir, yıllardır bu 4 kişiyle bir yargılama yapmaya çalışıyoruz. Ama şunu söyleyelim: Hiç değilse Şubat 2021 itibarıyla bu dosyadaki gerçek sorumluların kim olduğunu artık bu binanın içindeki herkes biliyor.

ÇORLU TREN KATLİAMI, ÖZELLEŞTİRMENİN SONUCUDUR: Çorlu tren katliamı dosyası, 2013 yılından itibaren yürürlüğe konan özelleştirme politikalarının nasıl insan canına kastettiğini somut şekilde ortaya koyan bir dosyadır. TCDD özelleştirilmesi, şirketleştirilmesi, piyasa koşullarına teslim edilmesi, altyapı ve üst yapı arasındaki bütün bağın koparılması ve netice olarak da birimler arasında hiçbir koordinasyon bırakılmayarak sadece kar gözetilerek yürütülen bir ulaşım hizmetinin nelere yol açtığını gördüğümüz bir dosyadır bu.

SORUMLULARI, BU KARARI VEREN SİYASİ İKTİDAR VE ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERDİR: Sorumluları bellidir, katilleri bellidir. Sorumluları 2013'ten bu yana bu kararları veren siyasi iktidardır. 2013'ten bu yana bu kararları uygulayan ve bazı kararları veren TCDD Genel müdürleridir. Gördük ki bu yargı mekanizması bize bu üst düzey sorumluları önümüze sanık olarak getirecek cesarete sahip değil ancak şunu dahi yapmadıklarını saptamak gerekir. Şubat 2021 itibarıyla bünyesinde kimlerin sorumlu olduğu çok net şekilde bilirkişi raporlarıyla ortaya kondu. 14 aydır bu insanlar hakkında iddianame düzenlenmiyor. Çünkü biliyorlar, görüyorlar. Silsilenin nereye gittiğinin çok iyi farkındalar. Bu silsileyi korumak için sadece dört alt düzey memuru sanık yapabilme cesaretine sahipler ama bizler, aileler, canlarını kaybeden, canları yanan insanlar bu adalet mücadelesinden vazgeçmeyecek. Pamukova'nın da katillerinin kim olduğunu açıkça koyacağız ortaya, Çorlu'nun da…

SORUMLULARIN HESAP VERMESİNİ ENGELLEYEMEYECEKSİNİZ: Rahatlıkla yaşamak istiyorsak, fakir fukaranın hak talep eden herkesin bu haklarına sahip olmasını istiyorsak adalete ulaşmak zorundayız. Bu devletin yükümlülüğü, yurttaş olarak da bizim hakkımızdır. Hakkımız olanı istiyoruz. Davanın başında bir söz vermiştik birbirimize, 'Dünyanın bin türlü hali var. Başımıza her ne gelirse gelsin, geri kalanımız bu adalet mücadelesini devam ettirecek' diye. Sevgili Can Atalay bugün burada değil. Bu adalet mücadelesinde en yüksekten söz söyleyen meslektaşım, arkadaşım, aileler açısından, kardeşleri, abileri burada değil ama biliyoruz ki burada. Biz birbirimize verdiğimiz sözü, Can'a verdiğimiz sözü hep birlikte tutuyoruz, tutacağız. Bir adım geri atmayacağız.

BU İDDİANAMEYİ DÜZENLEMEK ZORUNDASINIZ: Herhangi birimize dava açarak, herhangi birimizi tutuklayarak bu katillerin, bu sorumluların hesap vermesini engelleyemeyeceksiniz. Hakkımız olanı istiyoruz, adaleti istiyoruz. 14 aydır iddianame düzenlemeyen Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nı sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Hala davet ediyoruz. Bu iddianameyi düzenlemek zorundasınız. Gerçek sorumluları yargılamak zorundasınız. Er ya da geç bu yapılacak. Bu sorumlular hem ailelere hem bütün topluma bu hesabı verecekler. Bundan sonra da insanlarımız başka sosyal cinayetlerde, başka ulaşım hakkı ihlallerinde hayatlarını kaybetmeyecek."

Bu arada, Gezi Parkı davası kapsamında hakkında 18 yıl hapis cezası verilerek tutuklanan avukat Can Atalay'ın mesajını okuyan avukat Deniz Özen, şöyle konuştu:

"BAŞTA TCDD GENEL MÜDÜRÜ OLMAK ÜZERE ÜST DÜZEY BÜROKRATLAR YARGILANMALILAR: Çorlu'da insanlarımızı göz göre göre ölüme gönderen, Binali Yıldırım dönemi ile başlayan demiryolu altyapısının aşama aşama piyasa koşullarına teslimi ve bu gerekçeyle güvencesizleştirilmesidir. Savcılık aşamasından itibaren biliyorduk ama mahkeme aşamasında alınan bilirkişi raporuyla gizlenemez hale geldi. Ölümlerin nedeni sistemiktir ve sorumluluk alt düzey çalışanlara yıkılamaz; siyasiler ve başta TCDD Genel Müdürü olmak üzere üst düzey bürokratlar yargılanmalıdır.

ÇORLU CUMHURİYET BAŞSAVCISI HAKKINDAKİ SUÇ DUYURUSU TALEBİMİZ KABUL EDİLDİ: Şu ana kadar ısrarlı bir takip sonucunda ortaya çıkan bu acı gerçeğe karşın üst düzey sorumlularla ilgili iddianame düzenlememiş; iddianame düzenlemeyen Çorlu Cumhuriyet Başsavcısı hakkında suç duyurusunda bulunulması talebimiz Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da kabul edilmiştir.

EK İDDİANAME DÜZENLENMEDİ: Aradan aylar geçmesine rağmen iddianame düzenlemeyenler hakkında hiçbir işlem yapılmamış ve en acısı, üst düzey sorumlular hakkında düzenlenmesi hukuken zorunlu olan ek iddianame düzenlenmemiştir. Biz, insanlarımızın acılarına acı katan benzer sosyal cinayetlerin de cezasız kalması için organize bir faaliyet sürdürdüğü anlaşılanların adil yargılanmasının takipçisi olacağız. Her hal ve şartta Çorlu için adalet! Bu sosyal cinayet düzenini aşmak için mücadele! Birimiz hepimiz için, hepimiz birimiz için."

Katliamda yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel'in annesi Mısra Öz, "En başından beri adalet diye haykırıyoruz ve ne yazık ki adaletsizlikle karşılaşıyoruz şu adalet saraylarının önünde, içinde" dedi. Öz, sözlerini şöyle sürdürdü:

"CEZASIZLIK POLİTİKASINA ORTAK OLANLAR, KATİLLERİN ORTAKLARIDIR: Katilleri ilk günden beri raporlar, belgeler herkes haykırıyor. Biz katilleri elimizde fotoğraflarını taşıyarak her gün haykırarak isimlerini zaten yargılıyoruz. Bu kişileri yargılayamayan tek kişi sistemdir, hukuksuzluktur, adaletsizliktir. Cezasız kalan her suç başka bir cezayı, başka bir hatayı, başka bir katliamı doğuruyor. Çorlu tren katliamı 4 yıldır cezasız ve başka katliamların oluşmasına da sebep olacak. İşte bu nedenden dolayı 'adalet' diye haykırıyoruz. Bu cezasızlık politikasına ortak olanlar, katillerin ortaklarıdır. Nasıl ki 25 canı öldürmekten hiç korkmayan bu isimler, yargı karşısına 4 yıldır getirilemiyorsa onlara ceza veremeyenler de bu katliamın ortaklarıdır.

BAHANELERE KARNIMIZ DOYDU: Bahanelere karnımız doydu. Biz artık bahanelere tokuz. 'Bilirkişi raporunu bekliyoruz' denilmesinden bıktık. 'Başka bir kurumdan rapor bekliyoruz' denilmesinden de bıktık. Bugün davanın olduğunu bile bile neden beklenilen rapor, savcılık tarafından 9 Mayıs'ta soruluyor? Daha önce neden sorulmuyor? Neden bu işlemler daha önce olmuyor? 5 Ekim'e atıldı duruşma. 11'inci duruşmamız 5 Ekim'de. Herkes güzelce yeniden tatillerini yapsın diye adalet rayların altında kalsın diye. Çorlu tren katliamı aileleri, 8 Temmuz'da yine gidip mezar başında ağlasın, haykırsın, yine size adaleti getiremedik diye onların anmasında helak olsun diye üzerimizden adaletsizlikle geçe geçe 5 yılı tamamladılar. Tahammülümüz yok. Anlayışımız yok. Biz Çorlu tren katliamı aileleri olarak yıllardır herkese anlayış gösterdik. Hakkımızda açılan davalarda bile gittik, kendimizi savunduk, ifade ettik. 'Adalet istiyoruz' dedik. Kolay bir şey değil.

25 KİŞİ DE CAN ATALAY DA BURADA: Günün sonunda her biriniz, hepsi gidip çocuklarına sarılıyor. Ailesiyle oturup yemek yiyor. Kanlı pantolon getirdi bu kadın. Bununla yaşıyor. Üzerimde oğlumun tişörtüyle yaşıyorum. Hepimiz, her birimiz 70 yaşındaki de burada. Utanmıyorlar, 70 yaşındaki insanları adalet için ayaklarına getirmeye. Adaletleri batsın. Bizlere bu ülkeye, bu halka veremedikleri adaletleri batsın. Korkuyorlar ya isimlerini haykırmaya. Buradan bir kez daha haykırıyorum. Genel müdürdür katil. Genel müdür yardımcısıdır katil. Ulaştırma bakanıdır katil. Siyasi iktidardır katil. Bizim artık tahammülümüz yok. Bizim duygularımızla oynamaya, bizlerle alay etmeye kimsenin hakkı yok. Korkmuyoruz, susmayacağız, Can Atalay'ın da söylediği gibi 'birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için haykırmaya devam edeceğiz.' 25 kişi de burada, ailesi de burada, Can Atalay da burada. Hak, hukuk, adalet arayışında olan herkes bu onurlu duruşla burada. Onursuzlukla bir yerlere hizmet etmeye devam etsinler."

AVUKAT ŞAHİNKAYA: TALEPLERİMİZİ SAVCIYA YENİDEN İLETTİK

Mısra Öz'ün ardından söz alan avukat Onur Şahinkaya, savcılıkla görüştüklerini söyledi. Şahinkaya, şöyle konuştu:

"Bu dosya, bu vaziyette Adli Tıp Kurumu'na yollandı. Adli Tıp Kurumu'ndan biz bir sonuç bekliyoruz. Az önce savcı hanımla yeniden görüştük. Taleplerimizi yeniden ilettik. Hala çok gecikmiş olmasına rağmen hala mercilerin bir şansı var. TCDD'ye girip bu isimleri tespit edebilirler. Bu isimlerin ifadesini alıp soruşturmayı yeniden ilerletebilirler. Adli Tıp Kurumu'na nitelikli bir dosya yollayabilirler veya gelecek cevaba göre bu isimlere hızlıca dava açabilirler. O isimleri yeniden TCDD'den sormaya başlayacağız. Yani 5 yıl önceki noktaya geri döneceğiz. Buna oyalama denir. Başka bir şey denmez. Taleplerimizi az önce bir dilekçe eşliğinde savcı hanıma sunduk. Yol almayı umuyoruz. Ailelerin ve bizim adalet talebimiz ancak böyle karşılanır. Bu dosya ancak böyle ilerletilir."

MEHMET ÖZ: BU YOLU HAKKIYLA YAPSAYDIN BU FACİA OLMAYACAKTI

Çorlu tren faciasında henüz 9 yaşındayken yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel'in dedesi Mehmet Öz de savcılığın aradığı bilgilerin internette olduğunu söyledi. Mehmet Öz, şunları söyledi:

"Elimde görmüş olduğunuz, 2016 gazetelerinden alınmış, AK Parti iktidarının Çerkezköy-Uzunköprü tren yolu açılışının fotoğrafları. Burada. Savcılık belge arıyor. Belge google'da. Bu tren yolu AK Parti iktidarı tarafından yapılmış. Çerkezköy-Uzunköprü arası 30 kilometre kısalmıştır, diyor. Savcı, 30 kilometre çekerek mi kısalıyor? Niye bunları araştırmıyorsunuz? Çorlu tren katliamının tek suçlusu AK Parti iktidarıdır. Avrupa'dan hibe aldılar. Hibe alınıyor. Bu hibeyle bu yol yapılmıyor. İnşaat molozlarıyla yapılıyor. Sen bu yolu hakkıyla yapsaydın bu kaza, bu facia olmayacaktı. İnşaat molozunu döküyorsun, iki tane yatağını tek menfeze veriyorsun. Normal bir yağış, 'Allah'tan, selden…' 4 senedir adalet arıyoruz. Bir tuşa basıyorsun, her şey ortada. Neyin araştırması? Sorumlular burada, AK Parti iktidarı. Hepimiz çileden çıktık. İnsanlarla dalga geçiyorlar. Şu telefonda parçalanmış cesetlerin resmi var. Parça parça insanlar. Herkesin, her ailenin cebinde parçalanmış ailelerin resmi var. Onlara bakıp ağlıyoruz biz. Siz, akşam oldu mu çocuğunuzun yanına gidiyorsunuz. Bu aileler mezarlıkta toprağa sarılıyor. Hiç mi insan değilsiniz? Herkes maaşını alıyor. Maaşlar gelsin. İş nerede? 4 senedir iddianame nerede? Böyle adalet olmaz."

Çorlu Tren Katliamı Davasında Aileler Adliye Önünde Nöbet Tuttu:
Kaynak: ANKA / Güncel
title