Çomü, Deprem Bölgesi Için Bilimsel Rapor Hazırlayacak
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.
BURAK AKAY - Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektör Yardımcısı ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süha Özden, Ayvacık ilçesinde depremden etkilenen köylerde incelemelerde bulunduklarını, buradaki yeniden yapılaşma sürecine katkı sunmak amacıyla bilimsel rapor hazırlayacaklarını söyledi.
Özden, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, milletvekilleri, AFAD ve Kızılay başkanlarının bölgeyi ziyaret edip incelemelerde bulunduklarını, burada yaptıkları görüşmelerde yeni yapılaşma sürecine ÇOMÜ'nün destek sağlaması kararının aldıklarını belirtti.
Depremden etkilenen köylerde yapılacak üst yapı çalışmalarında Çanakkale Valiliğine destek olacaklarını ifade eden Özden, şöyle konuştu:
"Üniversitemizden bir heyet ile buraya geldik. Söz konusu çalışmaları arkadaşlarımız ile yürütüyoruz. Depremden etkilenen köyleri geziyoruz. Bu bölge için uygun olan modelin hangisi olduğuna karar verilmesi gerekiyor. Bizde buna katkı vermek istiyoruz. Yörede yaşayan insanların kültürüne, yaşam biçimine ve stiline uygun binaların tekrar yapılması gerekiyor. Ağır hasarlı binaların yıkılıp yeniden yapılması lazım. Hükümetimiz, devletimiz bunun bu şekilde olmasını arzu ediyor. Biz de ÇOMÜ olarak bu konuda hazırlayacağımız bilimsel raporla, bölgede yapılacak çalışmalara destek vereceğiz."
Özden, binaların yeniden inşa edileceği alan ile ilgili AFAD'ın da bir çalışma yürüttüğünü anımsatarak, Çanakkale Valiliğinin de bir çalışma yaptığını, köylerin yerlerini değiştirmenin her zaman kolay olmadığına işaret etti.
Deprem bölgelerindeki vatandaşların çoğu zaman kendi yaşadıkları alanlarda hayatlarına devam etmek istediklerini anlatan Özden, bu çalışmalar ve raporlar tamamlandıktan sonra yenilecek binaların yer ve konumlarının da kesinleşeceğini vurguladı.
"Kültürlerine ve yaşam biçimlerine uygun binalar olmalı"
Özden, yerinde yeniden inşanın söz konusu olabileceğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Köyü başka bir alana taşımaktan ziyade, olduğu yerde depreme daha dayanıklı binaların yapılması söz konusu olabilir. Buradaki insanların kendi kültürlerine ve yaşam biçimlerine uygun binalar olmalı. Çünkü burada insanların gelirleri küçükbaş hayvancılık. Ayrıca birçok evde geleneksel halı dokumacılığı yapılıyormuş. Hanımlar evlerin bodrum katlarında veya kendileri için hazırladıkları başka bölümlerde halı dokuyorlarmış. Onların da birçoğunun ağır hasarlı yapıların içinde kaldıklarını ve işlerini yapamadıklarını öğrendik. Tabii biz bu çalışmaları yaparken ve yeni inşa sürecinde bunları da dikkate alınması lazım."
"Köyde yığma binalar var"
ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Köksal da deprem bölgesinde yapılan incelemelerde yeni binaların nereye yapılacağı ve yöreye uygun binaların yapılması konularının üzerinde durulduğunu belirtti.
Köksal, bölgede artçı sarsıntıların devam ettiğini, bu nedenle öncelikle hasarlı binalara girilmemesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Burada binalardaki düşük yapı kalitesi tespit ettik. Köyde yığma binalar var. Yöreye özgü büyük taşlar kullanılmış. Binalar yapılırken yığma taşların arasındaki boşluklar da daha küçük parçacıklarla kapatılmış. Herhangi bir harç yok yıkılan evlerde. Bölgede çok sayıda sağlam ev de var ama yıkılan ve ağır hasar alanlar da var. Yıkılan binalar genellikle 30-40 yıllık binalar. Taş, aralarında hiçbir şekilde harç olmayan, deprem yönetmeliğe hiçbir şekilde uymayan binalar bunlar. Aynı malzemeden yapılmış, taş aralarında harç bulunan, hatta bazılarında kolon bulunan, betonarme döşeme sistemleriyle de desteklenen yapılarda son derece az hasar oluştuğunu ya da oluşmadığını gözlemledik."
"İskelet sistemiyle desteklenmiş yapı modeli örneklemeyi planlıyoruz"
Bölgedeki yapı stoğunun genellikle yığma evlerden oluştuğuna işaret eden Köksal, "Bölgedeki yapı stoğu çok zayıf. Burada deprem enerjisini sönümlemekte kullanılan bir malzeme türüdür harç. Yenilerde harç var, onlarda hiç ağır hasarlı yapıya rastlamadık. Biz de önerilerimizde yöresel taşların kullanıldığı ve betonarme iskelet sistemiyle desteklenmiş bir yapı modelini örneklemeyi planlıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Mühendislik desteğiyle doğal malzemeyi kullanmak istiyoruz"
ÇOMÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Bina Bilgisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Özden de bölgedi mimari dokuyu incelediklerini belirtti.
Bölgedeki afet yönetiminde acil durum aşamasında olunduğunu, asıl sürecin bundan sonra başlayacağını, depremzedelerin kısa sürede kalıcı konutlara geçişlerini sağlamak gerektiğini anlatan Özden, bunun için de bir proje oluşturulması gerektiğini söyledi.
Özden, buradaki vatandaşların doğadaki malzemeleri kullanarak bir yapı oluşturduklarını hatırlatarak, şunları dile getirdi:
"Ama bunlar bir mühendislik yardımı almadığı için maalesef orta büyüklük sayabileceğimiz bir depremde çok büyük hasar almış. Dolayısıyla buradaki en büyük temel sebep bu zaten. Buraya yapılacak yeni binalar için bir mühendislik mimarlık desteği vererek hem doğal malzemeyi kullanıp, hem de vatandaşların geçim kaynaklarını rahatlatıp sürdürebilecekleri konutlara ulaşmalarına destek olabilmeyi istiyoruz."