Çocuklarını Kaybedince Resim Yaparak Yaşama Tutundu
Adana'da 40 yaşındaki Zehra Sönmez, 3 çocuğunu genetik bir hastalık nedeniyle kaybedince yaşama küsmek yerine, resim yaparak hayata daha sıkı sarıldı.
Adana'da 40 yaşındaki Zehra Sönmez, 3 çocuğunu genetik bir hastalık nedeniyle kaybedince yaşama küsmek yerine, resim yaparak hayata daha sıkı sarıldı.
Giyim mağazası işleten Zehra Sönmez, 1996'da işçi Kamil Sönmez ile evlendi. Çiftin bir yıl sonra doğan kızları Sıla 4 yaşında, 2001'de dünyaya gelen Zehra 2 yaşında ve 2007'de yaşama gözlerini açan Kayra Sönmez 7 yaşındayken, henüz tedavisi bulunmayan genetik bir kan hastalığı nedeniyle öldü. Aralıklarla kızlarını kaybettiği için çok zor anlar yaşayan Zehra Sönmez, acılarını unutmak ve yaşama tutunmak için önce kursa giderek bağlama çalmaya başladı. Ahşap boyama ve kara kalem çalışmalarına ilgi duyan Zehra Sönmez, salsa kursuna da giderek amatör olarak salsa yaptı. Bununla yetinmeyen Zehra Sönmez, 'yaşama tutunma nedeni' olarak gördüğü resim çalışmalarına ağırlık verdi.
'İLAÇ KULLANMADAN HAYATA DEVAM EDİYORUM'
İstanbul ve Ankara'da çok sayıda yağlı boya karma resim sergisine katılan ve gelecek yıl Adana'da ilk kişisel sergisini açmaya hazırlanan Zehra Sönmez, şunları anlattı:
"Üç kızımı tedavisi bulunamayan genetik bir rahatsızlıktan kaybettim. İlk kızımı kaybettiğimde sokakta dolaşırken, ilanını gördüğüm bir saz kursuna başladım. Ondan sonra da kurslara gidip ahşap boyama ve kara kalem ile devam ettim. Dans kurslarına katıldım ve salsa yapıyorum. Son nokta ise resim oldu. Her tabloya aşkla başladım. Bu benim hayata tutunma sebebim. İlaç kullanmadan tablolarla hayata devam ediyorum. Her çocuğumu kaybettiğimde, ölümün de doğum gibi gerçek olduğuna, hayata bir şekilde tutunmak gerektiğine inandım. Her tuval benim çocuğum gibi oldu, resim benim için çok önemli. Yeni bir çalışmaya başladığımda çocuklarımla yaşadığım anları tekrar yaşıyorum. Ölümsüzleştiriyorum anları. Atları çok kullanıyorum çalışmalarımda. Atlar beni temsil ediyor. Aslında bu yaşıma kadar kendimi ifade edememişim. Atların özgürlüğü, hiç durmadan koşuşu beni daha çok tetikliyor. Ankara ve İstanbul'da çok sayıda karma sergilere katıldım. İlk kişisel sergimi de önümüzdeki nisan ayında açmak istiyorum. Bu sergiyi bir dans gösterisiyle açacağım."