Çocuk Hakları ve Çocuk İstismarı İAÜ'de Konuşuldu
Son dönemlerde Türkiye'de en çok gündeme gelen suçlardan biri olan "çocuğun cinsel istismarı" suçu, İstanbul Aydın Üniversitesi'nde çocuk hakları çerçevesinde ele alındı.
Uzman psikolog, hukukçu ve siyasetçilerin katıldığı panelde çocuk istismarının önüne nasıl geçilebileceği tartışıldı.
Son zamanlarda sıklıkla gündeme gelen ve her olayda biraz daha fazla kamuoyu tepkisi alan "çocuğun cinsel istismarı" suçu, İstanbul Aydın Üniversitesi'nde düzenlenen "Çocuk Hakları ve Çocuğun Cinsel İstismarı" konulu panelde ele alındı.
"ÇOCUK AİLESİNE GÜVENİRSE YASALAR DAHA İYİ UYGULANIR"
Öğrenci ve akademisyenlerin yoğun ilgi gösterdiği panelde konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Ceylan, çocuğun tüm hukuk sistemlerinde korunması gereken bir varlık olarak tanımlandığını, ancak çocuğun bir birey olarak görüldüğü yaklaşımın yeni olduğunu ifade ederek, "Dünya Çocuk Hakları Sözleşmesi 1989 yılında literatüre girdi. Anayasamızda ve hukuk düzeninde de çocuğun korunmasıyla ilgili birçok düzenleme yapıldı. Ancak çocuk istismarının önüne geçmek için hukukun yeterli olmadığı bir gerçek. Hukuk düzeninin yanında bunun uygulanması da önemli. Bu noktada da ebeveynlere çok büyük iş düşüyor. Çocukla ebeveynleri arasındaki güven ilişkisinin önemi son derece büyük. Eğer çocuk ailesine güvenir ve her şeyini anlatabilirse, bu yasaların uygulanması daha hızlı ve etkili olur" diye konuştu.
"TRAVMALARIN TEDAVİSİ ÇOK ZOR OLUYOR"
Çocuk istismarının psikolojik etkileri üzerine bir sunum gerçekleştiren Uzman Psikolog Oya Pakyürek ise çocuğun uğrama ihtimalinin olduğu şiddet türlerini 'psikolojik şiddet, duygusal şiddet ve cinsel şiddet' olarak sıraladı. Çocuğa uygulanabilecek şiddetin istismarla benzer sonuçlar doğurabileceğini ifade eden Pakyürek, "Zira her ikisi de çocuğun ruh dünyasında inanılmaz derin travmalar yaratıyor ve bu travmaların geri dönüşü, tedavisi de son derece zor oluyor. Bu nedenle anne babaların çocuklarına el kaldırırken birkaç kez düşünmelerinde fayda var. Çünkü ebeveynlerinden dayak yiyen çocuk, yaşadığı her türkü olumsuzluğu saklamak mecburiyetinde kalıyor" ifadelerini kullandı.
ÇOCUK GELİNLER NE OLACAK?
Eski Türk Ceza Kanunu'nda çocuğun cinsel istismarına ilişkin maddelerin bulunmadığını, 2004 yılında yürürlüğe giren yeni Türk Ceza Kanunu'nda ise yer aldığını, zamanla bu maddelerin daha da geliştirildiğini ifade eden Av. İlker Atamer ise, son zamanlarda sıkça gündeme gelen "çocuk yaşta evlilik" konusuna da değindi. Kamuoyunu karıştıran düzenlemenin aslında daha önceden dini nikah veya benzer yollarla evlenen çocuk yaştaki kızlar hakkında olduğunu hatırlatan Av. Atamer, yasanın geri çekilmesi için oluşturulan kamuoyu baskısının gücüne dikkat çekerek "Benzer kamuoyunu genel manada çocuğun cinsel istismarı konusunda da göstermek gerek" ifadelerini kullandı.
TBMM'DE NELER YAPILIYOR?
Çocuk hakları ve çocuğun cinsel istismarı konusunda TBMM'de yapılan çalışmalardan bahsederek sözlerine başlayan MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem ise çocuklara "sevgi dokunuşu" ile "taciz ve istismar" arasındaki farkın öğretilmesi gerektiğini ifade etti. "Çocuklarımıza mahrem bölgelerinin nereleri olduğunu ve buralara kendi izin vermedikçe kimsenin dokunamayacağını muhakkak öğretmek gerek" diyen Erdem, "Toplumca manevi değerlerimizi onarmamız gerekiyor, zira özellikle bu noktada son derece yüksek bir deformasyon var. Bu konuda olumsuz etkileri bulunan televizyon dizileri ve özellikle de evlendirme programlarının mutlaka gözden geçirilmesi gerekiyor. En önemlisi de çocuk tacizi ve istismarından hüküm giyen sanıklar için, teknik olarak 'kastrasyon' denen hadım edilme cezasının bir an önce yasalaşması lazım. Zira bunun adı pedofili ve cezaeviyle tedavi edilmiyor" şeklinde konuştu.