Cindoruk'tan Erdoğan'a 'Partinin Başına Geç' Tavsiyesi
Türk siyasetinin duayen ismi Hüsamettin Cindoruk, seçimlerle ilgili yaptığı değerlendirmede Cumhurbaşkanı Erdoğan'a partisinin başına geçmesi tavsiyesinde bulundu.
Türk siyasetinin duayen isimlerinden TBMM 17'nci Dönem Başkanı Hüsamettin Cindoruk, 7 Haziran'daki genel seçimlerle ilgili yaptığı değerlendirmede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a siyasete dönüp, partisinin başına geçmesi tavsiyesinde bulundu.
"İKTİDAR-MUHALEFET CEPHELEŞMESİ OLDU"
Geçmişte Doğru Yol ve Demokrat Türkiye Partisi'nde genel başkanlık görevlerinde bulunan, TBMM 17'nci Dönem Başkanı Hüsamettin Cindoruk, yaz tatilini geçirdiği Balıkesir'in Ayvalık ilçesindeki yazlığında 7 Haziran genel seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanının taraf tutmasıyla başlayan süreçte, katılaşan bir iktidar-muhalefet cepheleşmesi olduğunu belirtti.
"SEÇMEN KRİZİ ÖNLEDİ"
Cindoruk, "Bunun sonucunda, Türkiye partici, dayatıcı, buyurucu bir cumhurbaşkanıyla karşı karşıya kaldı. Bir de rejim değişikliği teklif etti Cumhurbaşkanı. Buna iktidar partisi de destek verdi. Eğer 7 Haziran Pazar günü yapılan genel seçim onların istedikleri gibi anayasayı değiştirebilecek bir çoğunlukla olsaydı, Cumhuriyetin niteliklerini değiştiren bir başkanlık sistemi ortaya çıkacaktı. Bu bir krizdi. Bu bir ara rejimdi. Bu seçimlerde seçmen bunu önlemiştir. Bu bakımdan seçimin ilk sonucu bu.
"CUMHURBAŞKANI AÇIKÇA ANAYASAYI ÇİĞNEMİŞTİR"
İkinci sonuç ise halk cumhurbaşkanını doğru bulmadı. Cumhurbaşkanı açıkça anayasayı çiğnemiştir. Cumhurbaşkanı anayasaya aykırı olarak partizanlık yapmıştır. Particilik yapmıştır ve tarafsızlıktan vazgeçmiştir. Anayasa Mahkemesi de bu gidişe partilerin başvurusuna rağmen 'dur' demedi. Anayasa Mahkemesi'nin bu tavrı Türkiye'yi genel bir rejim krizi içine sokmuştur" dedi.
"YENİ TÜRKİYE SAFSATASI"
Seçimi muhalefet partileri kazanmış sayılması gerektiğini ifade eden Cindoruk, "Çünkü blok onlardır. Çünkü onların da söylediklerinde çok benzer noktalar vardır. Seçim mesaj vermez aynı zamanda sonuç verir. Bu sonuçları değerlendirmek gerekiyor. Bir taraftan Yeni Türkiye gibi bir safsatayı ortaya atan bir siyasi parti ve siyasallaşmış bir cumhurbaşkanı var. Bir tarafta da demokrasiyi savunan, özgürlükleri savunan, TBMM'yi savunan, parlamenter rejimi savunan partiler var. Ortak noktalar budur. Ortak noktalarla partiler birleşirlerse bir koalisyon ortaya çıkar, isteyen parti koalisyona girer, isteyen parti de koalisyonu dışarıdan destekler" dedi.
"ERKEN SEÇİM LAFINI ŞİMDİDEN TELAFFUZ ETMEK YANLIŞ OLUR"
Mevcut siyasi tabloda kurulacak hükümete kendisinin 'Meclis Hükümeti' diyebileceğini belirten Hüsamettin Cindoruk, "Parlamenter rejimde, devleti yönetecek olan bir hükümet modelidir. Ben erken seçim lafının şimdiden ortaya çıkmasını doğru bulmuyorum. Erken seçim caydırıcı olur. Hükümet icraatları bürokrasiye yansımaz. Erken seçim, ufukta olan demokratik bir çözümdür. Ama bunu şimdiden telaffuz etmek yanlış olur. Meclis Hükümeti derken, partilerin meclis dışından talimat almamaları gerekiyor. Bunun içerisine İmralı da dahildir" ifadelerini kullandı.
"HDP'NİN DIŞARIDAN GELECEK BİR BAŞKA SESE İHTİYACI YOKTUR"
7 Haziran'daki seçimler ve öncesinde HDP'nin rüştünü ispat ettiğini ve kendi tabiriyle Türkiyelileşmiş bir siyasi parti olduğunu vurgulayan Cindoruk, "Bana göre HDP'nin dışarıdan gelecek bir başka sese ihtiyacı yoktur. HDP milli bir parti vasfı kazanmalı ve kendi başına kararlar verebilmelidir. Vatandaşlar HDP hareketine, onun arkasındaki harekete, Kürt kardeşlerimize bir barış çubuğu uzatmıştır. Düşünebiliyor musunuz? HDP Hakkari'de de oy almıştır, Türkiye'mizin bir diğer ucundaki Cunda Adası'ndan da oy almıştır. Demek ki, HDP'nin Türkiye Partisi olma iddiaları, talepleri hatta kararları doğru bulunmuştur" dedi.
"SEÇİM BARAJI HEMEN DÜŞÜRÜLMELİDİR"
Mevcut siyasi tablo karşısında öncelikli yapılacak iki şeyin olduğunu kaydeden Cindoruk, şunları söyledi: "Bunlardan bir tanesi barajı hemen düşürmektir. Bu bir dakikalık bir iştir. Meclis toplandıktan sonra 2 maddelik bir kanunla seçim barajı düşürülebilir. Bunun arkasında da Anayasa Mahkemesi, cumhurbaşkanı konusunda pasif davrandığı için, Cumhurbaşkanının sorumluluk alanını geri çekecek bir anayasa değişikliği yapmalıdır. O da nedir? Başka bir takım fiillerinden dolayı cumhurbaşkanının düşürülmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum."
"ESKİ TÜRKİYE VAR, BİNİ İÇİNDE AK PARTİ'DE VAR"
Cindoruk, açıklamalarına söyle devam etti: "Bu seçimde, bir başbakan var. Stajyer bir başbakan gibi uğraşıyor. Ama bir cumhurbaşkanı var hem başbakan hem de cumhurbaşkanlığı yapıyor. Bunu hiçbir devlet ya da anayasa taşıyamaz. Bu bir yol olursa ve bunu görmezlikten gelirsek, Türkiye'de demokrasinin geleceğinde sıkıntılar yaşarız. Hatta daha önce söylediğim gibi ara rejim tehlikesiyle karşılaşabiliriz. Türk ekonomisinde Ak Parti'nin başarıları var. Buna saygı duyuyorum. Ama bu başarıları, onların rejimi değiştirebilmeleri için bir güç ve gerekçe olmamalıdır. Türk halkı rejimin değişmesini istemiyor. 'Kuvay-i Milliye' dediğimiz, 'Atatürk' dediğimiz kurumlar bugün yaşantılarını sürdürüyorlar ve direnç gösteriyorlar. Cumhuriyet, Yeni Cumhuriyet, Yeni Türkiye'ye direnç gösteriyor. Bizim, 'Büyük Türkiye'miz var. 'Eski Türkiye'miz var. Bunun içinde AK Parti de var."
"YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE EDEN BİR DEVLET BAKANLIĞI KURULMALI"
Hukuka aykırı davranışlarımızı, bugünkü demokratik düzen içinde çözmemiz gerektiğini de ifade eden Cindoruk, "Yeni kurulacak olan kabinede, geçmişte, biz 1991 yılında bunu yaptık. Yolsuzluklarla mücadele eden bir devlet bakanlığı kurduk. Bu sistem hemen getirilmeli ve kabinede böyle bir bakanlık oluşturulmalıdır" dedi.
"CUMHURBAŞKANLIĞI'NIN ÇANKAYA'YA TAŞINMASI GEREKİR"
Erdoğan'a siyasete dönüp, partisinin başına geçmesi tavsiyesinde de bulunan Cindoruk, "Açıkçası Cumhurbaşkanlığı'nın Çankaya'ya taşınması gerekir. Beyaz Saray nasıl ki, 200 yıldan bu yana Amerika'nın simgesiyse, Çankaya Köşkü de Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyetimizin simgesi olarak devam etmelidir. O yaptığı sarayı da başbakanlıkta ya da başka bir alanda kullanabilir. Ama mutlaka tekrar Çankaya'da Cumhurbaşkanlığı kurumunu kuralım ve tarafsız bir cumhurbaşkanını ortaya koyalım" dedi.