Çin'den Filipinler'e UNCLOS Tahkim Kararı Yanıtı
Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Filipinler'in 2016 Güney Çin Denizi Tahkim Kararı'nı yasadışı ve hükümsüz olarak nitelendirerek, bu karara itiraz ettiklerini ve kabul etmediklerini ifade etti. Çin, Güney Çin Denizi'ndeki egemenlik haklarının etkilenmeyeceğini vurguladı.
BEİJİNG, 13 Temmuz (Xinhua) -- Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Filipinler tarafından Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) kapsamında açılan davada verilen "2016 Güney Çin Denizi Tahkim Kararı" konusundaki tutumlarının tutarlı ve net olduğunu, kararın ise yasadışı, hükümsüz ve bağlayıcı olmayan kağıt parçasından başka bir şey olmadığını söyledi.
Sözcü cumartesi günü Filipinler Dışişleri Bakanlığı'nın söz konusu "kararın" 9. yıldönümündeki açıklaması ile Filipinler Dışişleri Bakanı'nın ilgili bir forumdaki konuşmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kararı kabul etmedikleri gibi tanımadıklarını da vurgulayan sözcü, "karardan" doğacak herhangi bir iddia veya eylemi asla kabul etmeyeceklerini ifade etti.
Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki toprak egemenliği ve denizcilik hak ve çıkarlarının söz konusu "karardan "hiçbir şekilde etkilenmeyeceğini belirten sözcü, bazı noktalara dikkat çekti.
Sözcü, ilk olarak "kararın", uluslararası hukukun temel ilkelerini ihlal ettiğine işaret çekti. Filipinler'in Çin ile kapsamlı görüş alışverişinde bulunması gerektiği halde bunu yapmadan tek taraflı olarak "tahkimi" başlatarak, iki ülke arasında anlaşmazlıkların istişare yoluyla barışçıl şekilde çözüme kavuşturulmasına yönelik ortak mutabakatları ihlal ettiğini söyledi. Bu durumun Güney Çin Denizi'nde Taraflar Arası Davranış Kuralları Deklarasyonu'ndaki anlaşmazlıkların doğrudan ilgili egemen ülkeler tarafından dostane istişareler ve müzakereler yoluyla barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini belirten maddeyi ihlal ettiğini belirten sözcü, ayrıca "ahde vefa ilkesi", yapılan beyanın sonradan değiştirilememesi doktrini ve uluslararası hukukun diğer temel ilkelerinin çiğnendiğini vurguladı.
Sözcü, ikinci olarak ise "kararın," UNCLOS'u ihlal ettiğine dikkat çekti. Kara bölgesi meselelerinin sözleşme ile düzenlenmediğini hatırlatan sözcü, 2006 yılında, deniz sınırlandırmasının Çin tarafından açıkça "zorunlu tahkim" ve diğer prosedürlerin dışında tutulduğunu söyledi. Sözcü, Filipinler'in Çin'in beyanını dikkate almayarak, UNCLOS uyuşmazlık çözüm mekanizmasının kötüye kullanılması anlamına gelen "tahkim" sürecini başlatmakta ısrar ettiğini ifade etti. Güney Çin Denizi Tahkim Kararı heyetinin yetki dışına çıktığını söyleyen sözcü, Çin'in UNCLOS'a taraf ülke olarak uyuşmazlıkların çözümüne yönelik araçları kendi iradesiyle seçme hakkının ihlal edildiğini belirtti. Sözcü, bu davranışın sözleşmenin amacından tamamen sapma, bütünlüğü ve otoritesini önemli ölçüde zedeleme ve uluslararası deniz hukuku kurallarını ciddi şekilde etkileme anlamına geldiğini ifade etti. Sözcü, aralarında Uluslararası Adalet Divanı'nın eski başkanı ve Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi'nin eski yargıcının da bulunduğu uluslararası alanda otorite sahibi pek çok hukuk uzmanının karardaki ciddi hatalara dikkat çektiğini vurguladı.
Sözcü, üçüncü olarak da "kararın" Güney Çin Denizi ile ilgili temel gerçeklere ters düştüğünü söyledi. "Tahkim heyetinin" gerçeklerin tespiti ile hukukun uygulanmasında ciddi hatalar yaptığını ve "kararın" bariz hatalarla dolu olduğunu belirten sözcü, "Kararda" 500.000 metrekare yüzölçümüyle Güney Çin Denizi'ndeki en büyük ada olan Taiping Dao'nun adadan ziyade kayalık olarak nitelendirildiğini kaydeden sözcü, bunun sonucunda Nansha Qundao'daki hiçbir adanın münhasır ekonomik bölge veya kıta sahanlığına hakkı olmadığı sonucuna varıldığını, bunun ise UNCLOS'un ilgili maddesine tamamen aykırı olduğunu belirtti. Sözcü, bu "standarda" göre birçok ülkenin hak iddiasının hukuka aykırı duruma düşeceğini ve dünyada denizcilik durumunun değişeceğini dile getirdi.
Sözcü, Çin'in ilgili diğer ülkelerle anlaşmazlıkların müzakere ve istişare yoluyla barışçıl şekilde çözülmesi, deklarasyonun tam ve etkin şekilde uygulanması için ASEAN ülkeleriyle ortak çaba sarf edilmesi, mümkün olan en kısa sürede Davranış Kuralları'nın kabul edilmesi ve Güney Çin Denizi'nde barış ve istikrar için sağlam kurumsal güvenceler sağlanması konusunda kararlı olduğunu söyledi.
"İlgili ülkeleri bu yasadışı karara atıfta bulunmaktan, ihlal ve provokasyon yapmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz" diyen sözcü, bu hatalı kararın sadece geri tepeceğine işaret etti.