Çin, AB ile Ekonomik İlişkilerde Açıklık ve İşbirliği Çağrısı Yaptı

BEİJİNG, 11 Temmuz (Xinhua) -- Çin Ticaret Bakanlığı Sözcüsü He Yongqian, Avrupa Birliği'ne diplomatik ilişkilerin kurulmasının 50. yıldönümünde önemli üst düzey etkileşimlerin gerçekleştirilecek olması nedeniyle ikili ekonomik ve ticari ilişkilere duygusallıktan ve önyargılardan uzak bir yaklaşım benimseme çağrısı yaptı.

He, perşembe günkü basın toplantısında AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in son açıklamaları hakkında yaptığı değerlendirmede AB'nin eleştirilerini azaltıp iletişimi artırması, korumacılığı azaltıp açıklığı artırması, kaygılarını azaltıp daha fazla eylemde bulunması ve yaptığı etiketlemeleri azaltıp daha fazla istişarede bulunmasını beklediklerini söyledi.

Sözcü, Von der Leyen'in açıklamalarının, Çin-AB ekonomik ilişkilerinin mevcut durumuyla ve iki tarafın ekonomi ve ticaret yetkilileri arasındaki diyalog yoluyla sağlanan olumlu ilerlemeyle bağdaşmadığını belirtti.

Sözcü, piyasa erişimi konusunda sürekli olarak üst düzey dışa açılma politikasını genişlettiklerini, imalat sektöründeki yabancı yatırımlara yönelik kısıtlamaları tamamen kaldırdıklarını ve Çin Uluslararası İthalat Fuarı gibi platformlar yoluyla Avrupa'dan ithalatı proaktif şekilde artırdıklarını ifade etti.

He, buna karşın AB'nin son yıllarda adil ticaret bahanesiyle korumacılığa başvurduğunu, ticareti düzeltme araçlarını kötüye kullandığını ve uluslararası ticaret kurallarındaki boşluklardan yararlanarak Dünya Ticaret Örgütü'nün (DTÖ) temel ilkeleri ve serbest ticaret ruhuyla çelişen tek taraflı araçlar yarattığını dile getirdi.

AB'nin Çinli şirketlere karşı dış sübvansiyonlar gibi konularda sık sık soruşturma başlattığını hatırlatan sözcü, bu durumun piyasa açıklığının sürekli gerilemesine ve iş ortamının bozulmasına yol açtığını vurguladı.

Sözcü, sübvansiyonlar konusunda çifte standart uygulayan AB'nin kendisinin büyük miktarlarda sübvansiyon sağladığını ve AB'de uçak ve tarım gibi sektörlere verilen sübvansiyonların DTÖ tarafından ihlal olarak değerlendirildiğini söyledi.

Sözcü, tam olmayan verilere göre AB'nin 2021-2030 yılları arasında 1,44 trilyon euronun üzerinde çeşitli sübvansiyonlar sağlamayı planladığına ve üye ülkelerin de yüz milyarlarca euro değerinde ek sübvansiyonlar verdiğine dikkat çekti.

Sözcü, kamu ihaleleri konusunda adil ve açık olduğu söylenen Avrupa kamu ihalesi piyasasının çok sayıda örtülü engel içerdiğini ve Avrupa mallarının satın alınmasını teşvik eden politikalar bulunduğunu ifade etti.

AB'nin, uluslararası tedarik araçları kullanarak Çinli şirket ve ürünlerinin tıbbi cihaz alımlarına yönelik kamu ihalelerine katılmasını kısıtlayan tedbirler aldığını kaydeden sözcü, bu çerçevede Çinli şirketlerin meşru çıkarlarını koruma amacıyla karşılıklılık ilkesi uyarınca karşı önlemler almak zorunda kaldıklarını belirtti.

İhracat kontrolleri konusunda ise aldıkları önlemlerin ihtiyatlı ve ılımlı olduğunu, AB'nin kontrol listesine göre çok daha az kalemi kapsadığını vurgulayan sözcü, AB'nin yüksek teknoloji ihracat kontrolü onay sürecinin yavaş ve hantal kaldığını, öte yandan Avrupalı işletmelerin onayını hızlandırmak için Çin'in özel bir yeşil kanal oluşturduğunu hatırlattı.

Sözde "kapasite fazlası" ile ilgili olarak sadece üretim ve ihracat hacimlerine bakılarak kapasite fazlasının belirlenemeyeceğine dikkat çeken He, küresel ve uzun vadeli perspektiften bakıldığında Çin'in yeni enerji sektörünün kapasite eksiklikleriyle karşı karşıya olduğunun anlaşılacağını ifade etti.

Sözcü, fazlalığın Çin'in üretim kapasitesi değil, AB'nin uzun vadeli araştırma ve geliştirme yatırımının yetersiz olması ve endüstriyel rekabet gücünün azalması nedeniyle duyduğu kaygı olduğunu vurguladı.

He, açık küresel ekonominin inşasına daha fazla istikrar, kesinlik ve pozitif enerji getirmek üzere karşılıklı piyasa erişimini genişletmek, kamu ihalesi ve ihracat kontrolleri konusunda diyaloğu güçlendirmek, tedarik zinciri işbirliğini derinleştirmek ve DTÖ reformunu teşvik etmek için AB ile çalışmaya istekli olduklarını söyledi.