Haberler

Cihaner ve Berk'in Yargılandığı Dava

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yargıtay 11. Ceza Dairesinde, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ve emekli Orgeneral Saldıray Berk'in de aralarında bulunduğu 14 sanığın, "Ergenekon terör örgütü üyeliği, resmi belgede sahtecilik ve tehdit" suçlarından yargılandıkları davada, esas hakkındaki savunmaları tamamlandı.

Yargıtay 11. Ceza Dairesinde, CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner ve emekli Orgeneral Saldıray Berk'in de aralarında bulunduğu 14 sanığın, "Ergenekon terör örgütü üyeliği, resmi belgede sahtecilik ve tehdit" suçlarından yargılandıkları davada, esas hakkındaki savunmaları tamamlandı.

Yargıtay Genel Kurul Salonu'ndaki duruşmada Cihaner ve bazı sanıklar hazır bulundu, duruşmadan vareste tutulan Orgeneral Berk ise katılmadı.

Duruşmayı bazı CHP milletvekilleri ile YARSAV Başkanı Murat Arslan ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri de izledi.

Esas hakkındaki savunma

Yargıtay Cumhuriyet Savcısı'nın esas hakkındaki mütalaasını vermesinin ardından son savunmasını yapan Cihaner'in avukatı Turgut Kazan, delil yetersizliği ve suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçeleriyle beraat kararı verilmesinin bu dava için yeterli olmayacağını söyledi.

Sanıkların hayatlarının söndürüldüğünü, görevlerinde yükselmelerinin engellendiğini, suçlu olmadıkları halde cezaevinde tutulduklarına dikkati çeken Kazan, "Bunların hepsi yargı formatında yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri, MİT dahil, kendilerine karşı çıkan her şeyi teslim almak için çalıştılar. Tuzak, kumpas, ne derseniz deyin ama bunun sonunda bir şey yapmak lazım. Delil yetersizliği veya suç oluşmadığı için tüm sanıkların beraatine karar verilmesi asla yeterli değildir" diye konuştu.

Kazan, Silahlı Kuvvetler ve MİT'i teslim almak için Erzurum ve Erzincan'da bir planın devreye sokulduğunu savunarak, bunun da dönemin özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal eliyle yapıldığını öne sürdü.

"Suç duyurusu formatında, hücum, saldırı ve taarruz çizgisinde bu görevi yapmaya çalışacağım" diyen Kazan, bugünlerde "Paralel Yapı" denilen bu grubun ilk adımını, Van 100. Yıl Üniversitesi soruşturmasıyla attığını anlattı.

Turgut Kazan, o günden beri Silahlı Kuvvetler, MİT, savcı, istemedikleri tüm kesimleri teslim alma girişiminin başladığını ifade ederek, şunları dile getirdi:

"Bu, bir suç örgütüdür, Türkiye'yi ele geçirmek için yargı formatını kullanmaktadır, o günden beri söylüyorum. Burada bunu anlatmak zorundayız. Bu dava, Erzincan'da müvekkilimin yürüttüğü İsmail Ağa ve Gülen soruşturması nedeniyle açılmış bir davadır. O nedenle başlamıştır. Anlı şanlı bir bakanın telefonu sekiz sütuna manşet olmuştu. Soruşturmayı bırakması için başsavcıya rica edildi, uyarıldı ama Cihaner, 'Yasa neyse onu yapacağım' deyince, özel yetkili savcı eliyle bunlar icat edildi. Bunlardan mutlaka hesap sorulmalı. Böyle seyredemeyiz."

Dönemin HSYK üyelerinin de soruşturmalara atadıkları özel yetkili savcılar, görevde yükselttikleri yargıçlar ve atadıkları hakimlerle kumpasa ortak olduklarını ileri süren Kazan, "O dönemde HSYK'da karar veren üyeler, bu kirli tuzağın baş aktörüdür. Mutlaka onlardan da hesap sorulmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

İddianamenin hiçbir şey okunmadan, delil olduğu iddia edilen CD'ler görülmeden yazıldığını vurgulayan Kazan, şu savunmayı yaptı:

"Van'da, Beşiktaş'ta, her yerde bu suç örgütüne bir yerden flaş bellek geliyor, koyuyorlar, karar oluyor. Osman Şanal, Taner Aksakal ile süreçteki tüm yargı mensupları hep birlikte suç örgütü üyesidir. Delil üretmişlerdir. Paralel Yapı'nın soruşturma yürüttüğü her olayda böyle şeyler yaşandı. Tüm sanıklara yönelik suçlamaların hepsi suç örgütünce hazırlanmış, tertip, kumpas, tuzak olduğu anlaşılmıştır. Yargılamaya son verilirken yalnızca delil yetersizliği veya suçun oluşmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi yeterli ve adaletli olamaz.

Bu nedenle, mutlaka dosyadaki bilgi ve belgelerle kendini ele veren bu tertibin, tuzağın, kumpasın ortaya çıkarılması için baş sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulması gerekir. Yargılamayı yapan sizler, bu kadar adaletsizliği gördükten sonra bunu yapın."

Tüm sanıkların beraatini isteyen Kazan, gizli tanık Bayram Bozkurt'u başka kimlikle tekrar mesleğe kabul eden HSYK üyeleri başta olmak üzere kumpası kuran tüm yargı mensupları hakkında HSYK Başkanlığına suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Cihaner'in son savunması

CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner de esas hakkındaki savunmasında, gizli tanıklarla uzatılan koruma tedbiri kararlarının kaldırılmasını istedi.

İddia makamı, "delil yetersizliğinden" tüm sanıkların beraatine karar verilmesini istemişse de bu gerekçeye katılmadıklarını belirten Cihaner, haklarında dava açılmasına dayanak oluşturulan, "Albay Dursun Çiçek'in Erzincan'a gelip, toplantı yaparak İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı hayata geçirdiği" yönündeki iddianın çöktüğünü söyledi.

Ortada işlenmiş herhangi bir suç bulunmadığını ifade eden Cihaner, "Ortada 'Ergenekon' diye bir örgüt yok, darbe yok, darbe planı yok. O zaman beraat için 'delil yetersizliğinden' farklı bir karar verilmesi gerekiyor" dedi.

- Recep Gençoğlu'nun savunması

Eski Eskişehir İl Jandarma Komutanı Albay Recep Gençoğlu da bu kadar hukuki saçmalıktan sonra savcının mütalaasını dinlemenin hukuk adına sevindirici olduğunu vurguladı.

Gençoğlu, şunları söyledi:

"Bize bu kumpası hazırlayan kişiler ve onların tetikçiler, zeka olarak vasatın altında kişilerdi. Bulundukları konuma akıl, bilgi ve tecrübeyle değil, cemaat yardımıyla, iteleyerek gelmiş insanlardı. Dolayısıyla kumpası kurarken zayıf kalmışlardı. Bu nedenle hukuk fakülteleri ve polis, jandarma mekteplerinde özel ders konusu yapılabilecek hatalar yaptılar. Çözülmesi de bu yüzden basit oldu. Bu kumpası kuran düşük zeka seviyesindeki insanların ve onların tetikçiliğini yapan küçük insanların kimler olduğu, önümüzdeki günlerde yapacağımız hukuki müracaatlar sonunda mahkemelerce ortaya çıkarılacaktır.

Son sözüm şudur, bizim intikamımızı hukuki olarak almamıza yardımcı olun. Bizi, içimizde öç alma duygusuyla yaşamaya mahkum etmeyin. Ailelerimizin ve sevenlerimizin bizim için döktükleri gözyaşının bedelinin 3-5 kuruş tazminatla geçiştirilemeyeceğini gösterin. Bu tezgahı kuranları ve arkasındakileri, yol verenleri, göz yumanları gösterin, işaret edin. İntikam yolumuzu açın. Ciğerlerimizdeki son nefesin, bu bedenden çıkmasına kadar 'intikam, intikam' diye bağırmasına engel olun."

Diğer sanıklar ve avukatları da beraat kararı verilmesini ve bu kumpası hazırlayan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Son sözleri sorulan sanıklar, beraatlerine karar verilmesini istedi.

Duruşmaya ara verildi.

Kaynak: AA / Güncel
Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

DEM'li eş başkandan Tunceli'de ayaklanma çağrısı: 1938'deki gibi işgal ettiler

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

title