Cihaner'in Köstebeğinden Ergenekon İtirafları
Erzincan Ergenekon'u davasında eski polis memuru Fatih Kutbay şok itiraflarda bulundu.
Dönemin Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in kendisinden istediği hukuk dışı belgeleri nasıl sızdırdığını anlatan Kutbay, "Bana irticacılara yönelik ordu ile yapılacak operasyonun başında kendisinin olacağını söyledi.
Erzincan'da 2010'da yürütülen Ergenekon soruşturması ile ilgili şok bir itiraf ortaya çıktı. Dönemin Başsavcısı CHP Milletvekili İlhan Cihaner'e, Erzincan Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki (TEM) gizli evrak ve bilgisayar kayıtlarını sızdırdığı iddia edilen eski polis memuru Fatih Kutbay, 16Mayıs 2013 tarihli savcılık ifadesinde sarsıcı açıklamalarda bulundu.
KARDEŞİYLE HABER YOLLADI
Ankara'da 15Mayıs 2013'te babası ve kız kardeşi ile gözaltına alınan eski polis Kutbay, 2009'da İstanbul'dan Erzincan ili Otlukbeli ilçesine tayin olduğunu söyledi. Hıristiyan olması nedeniyle dini inancını rahat yaşamak için 5,5 ay çalıştıktan sonra Erzincan merkeze tayin olduğunu anlatan Kutbay, siyasi görüş olarak 'ulusalcı sol' söylemi benimsediğini aktardı.
Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği'nin dergisine abone olduğunu söyleyen Kutabay, Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan kız kardeşi Merve Sena Kutbay aracılığıyla, dönemin Erzincan Başsavcısı Cihaner'e gitmesi konusunda haber aldığını aktardı.
Kız kardeşinin hukuk öğrencisi olması nedeniyle adliyeye sık sık gidip geldiğini anlatan Kutbay, Cihaner'in, kendisinden 'Emniyet içinde asker ile birlikte yapacakları operasyon için Emniyet'teki oluşumlar ile ilgili bilgi istediğini' söyledi.
Kutbay, Cihaner'in 'Emniyetçilerin büyük bölümünün 'Fethullahçı terör örgütü üyesi olduklarını' söyleyerek operasyonun 'resmi' olduğunu vurguladığını kaydetti.
Kutbay itiraflarında yasal olmayan yollardan emniyet bilgisayarlarındaki gizli bilgi, belge ve soruşturma evrakını hangi yöntemlerle Cihaner'e ulaştırdığını da şöyle anlattı:
POLİSİ TEK TEK FİŞLEMİŞ
"İkinci kez Cihaner'in makamına gittiğimde bana Emniyet içerisinde Fethullahçı terör örgütü ve İsmailağa Cemaati mensubu polislerin bulunduğunu söyledi. Bunları daha yakından tanımam için, Fethullahçılar'ın saçlarının uzun, Hz. İsa sülietinde olduklarını, kılık kıyafetlerine özen gösterdiklerini, diğer aşırı dinci tarikatmensuplarının da Emniyet'te takunyaları ile gezdiklerini, masalarında Kur'an, Yasin duası gibimateryaller bulundurduklarını, sivil Fethullahçılar'ın ise ince bıyık bıraktıklarını söyledi.
Merkeze tayinim çıktı. Yanına uğradığımda benden Erzincan Emniyeti Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün personeli ile ilgili bilgi toplamamı istedi."
Emniyetteki evrakı bana getir
"Başsavcının talimatı doğrultusunda Erzincan Terör ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ile ilgili buradaki personelin durumunu araştırıp sözlü olarak kendisine ilettim. Sonra bu notları imha ettim. Bildirdiğim hususları sürekli yanında gördüğüm kahverengi ajandasına not alıyordu. Fethullahçı polislerin futbol ve benzeri sosyal aktiviteleri bile sürekli kendi aralarında yaptıklarını söylemişti.
Ben de bu şubedeki polislerden hangi halı sahaya gittiklerini kendisine söylüyordum. Kendisi somut delillere ihtiyacı olduğunu söyledi. Bunun için Fethullahçı terör örgütü ile ilgili yürüttüğü soruşturmayla ilgili Erzincan TEM ve İstihbarat Şube'nin bilgisayarlarına girip, soruşturma evrakları veya diğer bilgilere ulaşım sağlayıp sağlayamayacağımı sordu. Resmi bir soruşturma olduğunu düşünerek girebileceğimi söyledim. O da bana ilgili evrakları getirmemi söyledi."
Belgeleri yay, halkı galeyana getir
"Cihaner cezaevinden çıktıktan sonra, Paradis Pastanesi'nde ikili görüşmemizde TEM şubeden elde ettiğim dosya ile ilgili 4-5 bin kişilik arşiv kayıtlarını basına açıklayarak Erzincan'da yaymamı söyledi. Böylece, halkı galeyana getirip Emniyet Müdürlüğü'nü basmalarını sağlamamı talep etti.
BERK'LE RANDEVU TALEBİ
Elde ettiğim arşiv kaydında birçok insanın kimlik bilgisi ve örgütsel konumları ile ilgili bilgi notları vardı. Bu kişilerin bunu duyması halinde emniyete karşı tepki ve infial oluşmasını istiyordu. Ancak bunları yapmadım.
O dönemde 3.Ordu Komutanı Saldıray Berk ile görüşmek için bir yüzbaşı aracılığıyla randevu aldım. Ancak emniyette yaşadığım özel sıkıntılarımdan bu randevuya da gitmedim. Cumhuriyet Başsavcısı'nın isteği doğrultusunda bir soruşturma yürütüldüğünü sanarak devletime hizmet etmek için bu eylemleri yaptım.
Suç işleme kastım yoktur. Tamamen iyi niyetimin kurbanı oldum. Benim psikolojik birtakım rahatsızlıklarım var. Bu durumun da göz önüne alınmasını istiyorum, mümkünse Adli Tıp Kurumu'ndan ceza ehliyetimin olup olmadığı konusunda rapor almak istiyorum."++Görüşmeyelim, yanlış anlaşılır
"Bir süre sonra Cihaner, Adana Cumhuriyet Savcılığı'na tayin oldu. Uzun süre görüşmedik. O milletvekili oldu, ben polislikten atıldım. Meclis'te kendisiyle görüştüm. Ona, soruşturmanın ne aşamada olduğunu, şu anda Erzincan'da görev yapan yeni savcıya yaşananları anlatmamı isteyip istemediğini sordum.
O, 'Görüşmene gerek yok, yarın kimin hangi koltukta olacağı belli olmaz, sen bekle' dedi. Akabinde birkaç defa daha kendisiyle görüştüm. Sonra 'Meclis'te görüşmeyelim, yanlış anlaşılır' deyip beni başından savdı. 'Beni telefonla da arama yanlış anlaşılır' dedi." (Bugün)