Cihan Sincar, "Katillerin Bırakılması Korkularımızı Artırdı"

Mardin eski Miletvekili Mehmet Sincar'ın, 1993 yılında Batman da öldürdükleri iddiasıyla tutuklu yargılanan Hizbullah sanıklarının tahliyelerini değerlendiren Cihan'ın eşi ve Kızıltepe Belediyesi eski Başkanı Cihan Sincar, "Tahliyeler acımızı tekrar alevlendirdi" dedi.DEP Mardin eski Milletvekili Mehmet Sincar'ın eşi ve Kızıltepe Belediyesi eski Başkanı Cihan Sincar, eşinin ölümüne adı karışan sanıkların tahliyesi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tahliyelerin acıları tekrar alevlendirdiğini ifade eden Sincar, "Eğer Katiliseler neden bırakıldılar, değillerse neden bu kadar uzun süre tutuldular. Kafamızdaki soru işaretleri bunlardır. Bu tahliyeler acımızı tekrar alevlendirdi. Müdahil olmak istedik, birileri susmamızı istedi, Diyarbakır Miletvekili Abdurahman Kurt, komisyonda başkanı idi. Sonra o da bizden kaçtı. Kimse sesimizi duymak istemedi. Eğer Ergenekon ise, ne ise, ortaya çıkmalıdır. Yarın öbür gün Hırant Dink'in katili de serbest bırakılabilir. Benim çocuklarım babasız büyüdü. Bu acıyı iyi bilirim. Birileri suç işlemişse, cezasını da çekmeli, varsa arkasında birleri, onlar da cezalarını çekmeli. Ancak biz takipçisi olacacağız. Katiller hak ettikleri cezalarını çeksinler isteriz" dedi.

Kızıltepe'de iki dönem belediye başkanlığı yapan Cihan Sincar, Hizbullah davasında tutuklu bulunan 10 sanığın tahliye edilmesinin, kamuoyu vicdanını derinden sarstığını anlattı. Dönemin İçişleri Başkanı İsmet Sezgin'in, 1991-97 yılları arasında, "Bunlar devlet politikasıydı" dediğini hatırlatan Sincar, şunları söyledi: "O zaman söyleyecek lafımız kalmaz. Dönemin kara kutuları Demirel'dir, Çiller'dir, Ünal Erkan'dır. Almanya'da Üniversite öğrenimi gören çocuklarımın yanından yeni döndüm. Endişeliyiz açıkça söylüyorum, korkuyorum. Bu kadar çektiğim acılara rağmen evlatlarımın silahla değil, kalem-kitapla kavga etmelerini, onlara öğrettim. Onları hep olayların dışında tutum . Can güvenliği olmadığını biliyorum. Adalete ve devlete güvenimiz, umudumuz zedelendi. Acaba, tekrar o karanlık günlere gidecekmiyiz, yine bir yakınımızı kaybedebilir miyiz? Adaleti uzattıkça uzattılar. Demek ki niyetleri bunları dışarı çıkarmaktı. Benim eşim kimseye zararı olmayan, dürüst bir adamdı. Hep dilekçe verdik, hep elimiz boş döndük. Avukatımla konuşacağım. Hiç kimseye kin, nefret duymuyorum. Çocuklarım nefretle büyümesinler istedim."