CHP TBMM Grup Toplantısı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "30-35 yıllık canımızı yakan, inciten bir süreç var, bu süreci barışa döndürmek için farklı şeyler yapmamız gerekiyor, eski alışkanlıkları tekrarlayarak sorun çözülemeyeceğini artık bilmemiz gerekiyor"...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "30-35 yıllık canımızı yakan, inciten bir süreç var, bu süreci barışa döndürmek için farklı şeyler yapmamız gerekiyor, eski alışkanlıkları tekrarlayarak sorun çözülemeyeceğini artık bilmemiz gerekiyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, Filistin'in geçen hafta BM'de
"üye olmayan gözlemci devlet" statüsü elde ettiğini anımsattı.
Filistin halkının bağımsız devlet olma yolunda verdiği mücadeleyi yılardır izlediklerini, bağımsızlıktan yana olan bütün dünyanın da yakından takip ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, kararın kesinleşmesinden sonra Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı telefonla arayarak kutladığını söyledi. 1970'li yıllarda Türkiye'den pek çok "devrimcinin" Filistin'e gittiğini, Filistin halkıyla omuz omuza mücadele ettiğini de anlatan Kılıçdaroğlu, "Beni daha önce ziyarete gelen Filistin yetkililerine şunu söyledim; 'Bizim gibi düşünen, bizimle aynı dünya görüşünü paylaşan pek çok arkadaşımızın mezarı sizin topraklarınızdadır, onlara sahip çıkın' dedim. Evet onlar Filistin'in bağımsızlığı için mücadele ettiler" dedi.
Bu önemli adımın barış süreci içinde geliştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Bu barış süreci hem İsrail, hem Filistin için önemli. Oradaki çatışma iki ülkeyle sınırla değil, oradaki huzursuzluk bütün bölgeye sıçramaktadır. İsrail ve Filistin bu adımı iyi değerlendirmeli. Bir araya gelmeli, barışın sesini dillendirmelidirler. BM'den bu kararın çıkmasında katkı veren kurumlara, devletlere teşekkürlerimizi sunuyorum. Diliyoruz ki Filistin kısa bir süre sonra bağımsız devlet olarak yerini alır. İki halkın bir arada, barış içinde yaşamalarını istiyoruz, isteğimiz budur, aksi gözyaşı, savaş demektir. İki tarafın da ödediği ağır bedellerin sürdürülmesini doğru bulmuyoruz" şeklinde konuştu.
-"Siyaset sorunları çözme sanatıdır"-
Einstein'ın "Delilik aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemektir" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu tanıma baktığımızda, zaman zaman aynı şeyleri tekrar eden bir siyaset anlayışının adeta Türkiye'de kurumsallaştığını görüyoruz. Bir şey yapıyoruz, bir sonuç elde ediyoruz, aradan bir süre geçiyor, aynı şeyleri tekrar yapıyoruz, farklı şeyler olacakmış gibi düşünüyoruz. Bu doğru değil. Bunu söylerken, Türkiye'de siyasetin zaman zaman gelip, belli algıların tutsağı olarak yanlış yollara saptığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
"30-35 yıllık canımızı yakan, inciten bir süreç var, bu süreci barışa döndürmek için farklı şeyler yapmamız gerekiyor, eski alışkanlıkları tekrarlayarak sorun çözülemeyeceğini artık bilmemiz gerekiyor" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Siyaset sorunları çözme sanatıdır. Sorunun zor olduğunu, tarihsel arka planının da zor olduğun biliyorum, gittikçe derinleşen bir sorun olduğunu da biliyoruz. Ama siyasetçinin görevi zaten sorunu çözmektir. Vatandaştan 'sorunu çözeceğiz' diye oy istiyoruz. Sorun ne boyutta olursa olsun, tarihsel arka planı ne kadar karmaşık olursa olsun, her sorunun çözümü vardır. Biz CHP olarak her sorunu çözmede iddialıyız. Her sorunu çözmede kararlıyız, şiddete başvurmadan, baskı oluşturmadan, özgürlükleri kısıtlamadan, hukukun üstünlüğü bağlamında aklı egemen kılarak, her sorunu çözebiliriz. Tarihimize baktığınızda da en karmaşık sorunları çözen partinin CHP olduğunu herkes bilir. Siyaset kurumu 'ben çözüm üretemiyorum' diyorsa, artık o sorun üreten bir kurumdur. O nedenle sorunun karmaşıklığı bizi yıldırmamalı, sorunun üzerine cesaretle gideceğiz, sorunun üzerine aklımızı ve mantığımızı kullanarak gideceğiz. Yapılması gereken budur."
CHP olarak sorumluluk üstlenen bir parti olduklarını ancak iktidardaki partinin sorumluluğunun daha fazla olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Ama biz doğru çözümlerimizi her ortamda anlatmaya kararlıyız. Her sorunun çözümü vardır. Siyaset akıl işidir, akıl işi olduğu içindir ki çözümün kapısıdır, insanlar siyasetten çözüm bekler, eğer siyaset kurumu çözümsüz kalmışsa, siyasi akıl eksikliği var demektir. Bizim her soruna çözümümüz var derken, şunu da söylemek istiyorum; biz insanımızı, ülkemizi seviyoruz, ülkemizin birliği ve bütünlüğü konusunda asla ve asla herhangi bir kaygımız yoktur. İmanımız var, inancımız var. Bu ülkede, bağımsız Türkiye'de, özgürce yaşama inancımız var, imanımız var" diye konuştu.
-Konfüçyüs'den adalet alıntısı-
Konfüçyüs'ün, "Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan herşey onun etrafında döner" dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu sözün adaletin büyüklüğü ve önemini anlatmak için önemli olduğunu söyledi.
Adaletin olduğu ülkelerde özgürlük, bireysel güven, toplumsal güven olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, "Ama bizim ülkemizde sabit bir yerde duran bir adalet göremiyoruz, fırıl fırıl dönen bir adalet var. Öyle bir adalet olduğu için Türkiye Cumhuriyeti içinden çöküyor, çürüyor adeta. Adalet kavramını içselleştirmedik" dedi.
Gelir dağılımı adaletsizliğinden de bahseden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Meksika, Şili gibi birçok ülkenin gerisinde olduğunu savundu.
"Çocukların yatağa aç girdiği bir ülkede hangi adaletten bahsedeceğiz" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Nerede bir yoksulluk, açlık, işsizlik, adalet, hukuk araştırması yapılsa bir bakıyoruz Türkiye listenin en sonunda, siyaset kurumunun bunu görmesi lazım, halkımız bunu hak etmiyor. Gelirin artırılması, herkesin iş AŞ sahibi olması gerekir" dedi.
ABD'de bir sivil toplum örgütünün hukuk düzeni endeksi araştırması yaptığını, temel hakların korunmasında Türkiye'nin, 97 ülke arasında 76. sırada çıktığını ifade eden Kılıçdaroğlu, 21. yüzyıl Türkiye'sinin bunu hak etmediğini kaydetti.
-"Siteler kan kaybediyor"-
Dün Ankara Siteler esnafını ziyaret ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu,
"Onlara da söyledim, önce yurttaş olarak kendimize soru sormamızı öğreneceğiz;
'bu ülkede adalet niye eksik, benim sorunum 10 yıldır niye çözülmüyor...' Demokrasi soru sormayla başlar. Hepsi vergi ödüyor, soruyor musunuz, benim ödediğim vergi nerelere harcanıyor- Sitelerde 10 binlerce çalışan var, biliyor musunuz sitelerde bir tuvalet bile yok. Düzene bakın, anlayışa bakın. Marka olması gereken bir yer, kan kaybediyor, sadece siteler mi, Adana, Gaziantep, Kayseri gidin bakın kan kaybediyor" dedi.
Adaletsiz toplumun, hırsızlığa, gasba kapı açan toplum olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, gelir adaletsizliği derken, herkesin onuruyla yaşayabileceği bir gelire sahip olmasını kastettiklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Çocuğuna süt içiremeyen bir annenin bulunduğu ülkede, 'yoksullara yardım edeceğim' diye parayı toplayıp, fil dişi kulelerde oturanlar var. Fitre paralarını, zekat paralarını, kurban paralarını yiyen kişilerin, elini kolunu sallayarak, serbestçe sokaklarda dolaşmasını hangi adalet kavramıyla açıklayacağız. Hırsızların kol gezdiği, soruşturanların ise yargılandığı bir düzene adalet düzeni denmez. O nedenle toplumun vicdanı kanıyor. Yolsuzluk yapanların sırtının sıvazlandığı bir düzenden bahsediyoruz. Gelmek istediğim şu; bu yolsuzluk yapanlar, bu adaletsizlik yapanlar gücünü kimden alıyor.
AK Parti Şanlıurfa milletvekili Abdulkerim Gök'ün 9 Ekim 2012 tarihinde kamu ihale yasasında değişiklik öngören bir kanun teklifi verdiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Kabul ediliyor 10 Kasım'da Resmi Gazete'de yayımlanıyor. Özü şu; bazı firmalar kamu ihalelerine katılamıyorlar, yasaklılar. Bu yasaklı firmalar nasıl kamu ihalelerine katılırlar, bunun yolunu açmak için. Ben bu Şanlıurfa milletvekiline sormak isterim, Şanlıurfa'ya acaba hangi yüzle gideceksin" diye konuştu.
(Sürecek)
Muhabir: Barış Gündoğan
Yayıncı: Kudret Topçu - TBMM