CHP'nin "Kalıcı Toplumsal Barışa Katkı" Önerileri
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt meselesi ve terörün, hükümeti aşan, bütün toplumu ilgilendiren ve çözüm için her kesimin katkısını gerektiren bir konu olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt meselesi ve terörün, hükümeti aşan, bütün toplumu ilgilendiren ve çözüm için her kesimin katkısını gerektiren bir konu olduğunu söyledi.
Gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle Swiss Otel'de düzenlenen kahvaltıda bir araya gelen Kılıçdaroğlu, "Demokrasi, Hukuk ve Toplumsal Barış için CHP'nin Önerilerini ve Öncelikleri" başlıklı toplumsal barışa katkı sağlamak amacıyla hazırladıkları 12 maddeyi kamuoyuna açıkladı.
Çözüm sürecine ilişkin partinin kaygılarını anlatan Kılıçdaroğlu, "AK Parti'nin süreç hakkında sessiz kalırken, PKK'nın dağ kadroları ve Öcalan'ın karşılıklı mektuplar ve açıklamalarla kamuoyunu şekillendirdiğini ve süreci yönlendirdiğini" savundu.
"AK Parti'nin Türkiye'nin geleceğini etkileyecek bu kadar önemli bir konuda sessiz kalarak, toplumsal alanı Öcalan'a bıraktığını" öne süren Kılıçdaroğlu, Suriye'deki krizin derinleştiği ve Suriye'nin kuzeyindeki Kürt grupların güç kazandığı bir dönemde AK Parti'nin PKK ile müzakerelere başlamasının bir takım bölgesel hesapların gündemde olduğu izlenimi verdiğini iddia etti.
Kılıçdaroğlu, "Biz olsaydık, çözüm sürecini şöyle yürütürdük; Kürt meselesi ve terör hükümeti aşan, bütün toplumu ilgilendiren ve çözüm için her kesimin katkısını gerektiren bir konudur. Çözüm arayışı hukuk devleti ilke ve kurallarına ve ülkenin yasalarına göre yürütülmelidir. Çözüm süreci, PKK'nın belirlediği çerçeve ve koşullara göre değil, hükümetin de içinde yer alacağı bir yöntemle oluşturulacak geniş ve kapsayıcı toplumsal bir mutabakat doğrultusunda yürütülmelidir. Çözüm arayışının Öcalan-Kandil tarafından yönetilmesine izin verilmemelidir" ifadelerini kullandı.
-Komisyona neden üye verilmedi-
Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin önerdiği Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu'na CHP'nin neden üye vermediğini şöyle açıkladı:
"AK Parti'nin araştırma komisyonu önerisi, PKK'yla yapılan pazarlıkların uygulanmasında meşruiyet ihtiyacını karşılayarak, hükümetin elini rahatlatmak ve yasama organı olan TBMM'yi hükümetin icraatına ortak etmek amacıyla atılmış bir adımdır. Hükümet özellikle silahlı PKK unsurlarının ülke dışına çekilmesi konusunda karşılaşılan sıkıntıları aşmak için Meclis'i kendi icraatının içine çekmeye yani çözüm süreciyle ilişkilendirmeye çalışmaktadır. Oysa TBMM icra organı değil, yasama organıdır. CHP, icra organının tek taraflı ve yanlış icraatlarına TBMM'yi ortak etmemek için AK Parti'nin önerdiği komisyona üye vermemiştir."
-Akil insanlar-
Kılıçdaroğlu, isim benzerliği dışında CHP'nin önerdiği akil insanlar ile AK Parti'nin Akil İnsanları arasında bir benzerlik olmadığını ifade ederek, "İkisi birbirinden tamamen farklıdır. 180 derece, taban tabana zıt önerilerdir" dedi.
CHP'nin önerdiği akil insanların Meclis dışında fakat Meclis'teki toplumsal mutabakat komisyonuna bağlı olarak çalışacağını anlatan Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin oluşturduğu Akil İnsanların ise hükümetin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin eşitlik, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve özgürlüklerin esas alınması gerektiğini savunduğunu belirterek, çözüm sürecinin Öcalan'ın belirlediği yol haritasına göre ilerlediğini ileri sürdü.
-CHP'nin önerisi-
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin çözüm önerilerini şöyle sıraladı:
"Bu ülkede barış, özgürlük, demokrasi istiyorsanız yüzde 10 seçim barajını kaldıralım. Bu 12 Eylül'ün eseridir. PKK, terör de 12 Eylül'ün eseridir. O dönemin yanlış politikalarının eseridir. Ama o politikaları oluşturan yasalar hala yürürlüktedir. Gelin bunu kaldıralım. Demokrasimizde hiç birimizin kabul etmediği lider sultası var. Milletin vekilini liderler değil, millet seçsin. Düşünceyi, ifade ve inanç özgürlüğünü güvence altına alalım. Kim nerede istiyorsa girsin ibadetini yapsın. Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü bir haktır, güçlendirelim. Din ve vicdan özgürlüğü tartışılamaz. İnançlar arası farklılık gözetilemez. Bunu gerçekleştirelim. Demokrasi ve insan haklarının önündeki engelleri temizleyelim. Basın hürdür, sansür edilemez. İletişim özgürlüğü esastır. Bunu sağlayalım. Tutuklu siyasetçi, bilim adamı, gazeteci ve öğrenci ayıbına son verelim. Özel yetkili mahkemeleri kaldıralım. Faili meçhuller, yargısız infazlar cezasız bırakılamaz. Zaman aşımı engellenmelidir. Gizli tanık, yasa dışı dinlemelerle yargılama olmaz, adalet dağıtılamaz. Türkiye bu yanlıştan kurtulmalıdır. Uludere'nin hesabı verilmelidir. Mayınlı araziler temizlenip, topraksız köylüye verilmelidir."
Bu önerilere ilişkin kanun tekliflerini TBMM'ye verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Kimse bize 'Söylüyorsunuz ama gereğini yapmıyorsunuz' diyemez. Verdiğimiz kanun tekliflerinin her hafta birisini önümüzdeki haftadan itibaren TBMM Genel Kurulu'na indireceğiz. 'Gelin yapalım' diyeceğiz. Sizler de takip edin. Hangi parti samimi, hangisi değil, oturup kararınızı verin. Biz samimiyiz. Bu ülkede demokrasi ve barışın olmasını istiyoruz. Düşüncelerimizi söyledik, önerilerimizi yaptık, kanun tekliflerimizi verdik. Arzumuz bütün siyasal partilerin bunlara destek vermesi ve Türkiye'de demokrasi ve özgürlük iklimini yaratılmasıdır" şeklinde konuştu.
Basına kapalı devam edilen kahvaltılı toplantıya Güneri Civaoğlu, Neşe Düzel, Fatih Altaylı, Eyüp Can, Aslı Aydıntaşbaş ve Murat Yetkin'in de aralarında bulunduğu gazeteciler ile CHP genel başkan yardımcıları Gürsel Tekin, Umut Oran ve Bülent Tezcan ile Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil katıldı.
(Son) - İSTANBUL