CHP'nin Aym Kararı Akıllara Atilla Sertel'i Getirdi
CHP'nin referandumun iptali için Anayasa Mahkemesine gideceğini açıklaması, mahkemenin milletvekili adaylığı iptal edilen CHP'li isim Atilla Sertel ile ilgili 2015 yılında verdiği kararı akıllara getirdi.
CHP'nin referandumun iptali için Anayasa Mahkemesine gideceğini açıklaması, mahkemenin milletvekili adaylığı iptal edilen CHP'li isim Atilla Sertel ile ilgili 2015 yılında verdiği kararı akıllara getirdi. Kararda YSK kararlarının Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuruya konu olmasının mümkün olmadığı belirtilmiş, başvurunun 'konu bakımından yetkisizlik' nedeniyle kabul edilmediği kaydedilmişti. Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) yapılan itiraz sonucu CHP İzmir milletvekili adaylığı iptal edilen Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve İzmir Gazeteciler Federasyonu eski Başkanı Atilla Sertel'in yaptığı bireysel başvuruya ilişkin Anayasa Mahkemesinin verdiği karar emsal oldu. Sertel, 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan 25. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde CHP İzmir 2 No'lu seçim çevresinde yapılan ön seçimde 3. sıra adayı olarak seçilmiş, daha sonra da CHP'nin YSK'ya sunduğu milletvekili geçici aday listesinde 6. sıradan milletvekili adayı gösterilmişti. Ancak Sertel'in Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyeliği ile İzmir Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu başkanlıklarından süresi içinde istifa etmediği ve bu sebeple milletvekili seçilme niteliklerini haiz olmadığına dair şikayet üzerine YSK, Basın İlan Kurumu üyeliğini kamu görevi kabul ederek, milletvekili adaylığı iptal edilmişti. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda, "Başvurucu tarafından YSK'nın yargı yeri olduğu, yargısal nitelikte kararlar verdiği ileri sürülmüş ise de YSK'nın bir yargı yeri olup olmadığı veya kararlarının yargısal nitelik taşıyıp taşımadığı tartışmasının Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru yoluyla YSK kararlarını inceleme yetkisi olup olmadığı probleminin çözümlenmesine katkısı olduğu söylenemez. YSK'nın statüsünün ve verdiği kararların hukuki niteliğinin, bu kararların bireysel başvuru konusu olup olamayacağı hususunun çözümünde önemi veya ilgisi bulunmamaktadır. Tartışılması gereken temel husus, YSK'nın yargı yeri ve kararlarının da yargısal nitelikli kararlar olduğu kabul edilse dahi Anayasa'nın 79. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi karşısında YSK kararlarının bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesince incelenip incelenemeyeceği sorunudur. Bu konunun aydınlatılmasında Anayasa'nın anılan hükmünde geçen 'Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz' ibaresi ve 298 sayılı Kanun'un 132. maddesinde geçen 'Kurulun kararı kesindir. Aleyhine hiçbir mercie ve kanun yoluna başvurulamaz' ibaresinin ne anlam ifade ettiğine bakılmalıdır. Anılan hükümlerde yer alan 'merci' ifadesiyle başvurulacak idari ve yargısal tüm yer veya makamların kastedildiği anlaşılmaktadır ve Anayasa Mahkemesi de buna dahildir. Buna göre anılan hükümler karşısında YSK kararlarının Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuruya konu olması mümkün değildir" ifadelerine yer verildi.
Kararda, şunlar kaydedildi:
"Başvuru konusu olayda başvurucunun Basın İlan Kurumu Genel Kurul üyeliğinin kamu görevi olduğu kabulü ile bu görevden süresinde ayrılmaması nedeniyle milletvekilliği adaylığı YSK tarafından iptal edilmiştir. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının bireysel başvuruya konu edilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, Anayasa'nın idari ve yargısal denetim dışında bıraktığı bir işleme karşı yapıldığı anlaşıldığından başvurunun 'konu bakımından yetkisizlik' nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. Başvurunun 'konu bakımından yetkisizlik' nedeniyle kabul edilemez olduğuna, Alparslan Altan, Osman Alifeyyaz Paksüt ve Erdal Tercan'ın karşı oyları ve çokluğuyla, yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına oybirliğiyle 14 Temmuz 2015 tarihinde karar verildi."
(Enise Vural / İHA)