CHP Myk Toplantısı
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Koç: "(CHP'deki istifa tartışmaları) Onların mesaj verdiği, kılını kıpırdatmayan, gözünü karartmış bu işin siyasi sorumluları. ‘İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?’ mesaj odur.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, Soma'da yaşanan facianın ardından bazı CHP milletvekillerinin, "istifa edilmesi" yönündeki açıklamaları ve ardından başlayan tartışmalara ilişkin, "Onların mesaj verdiği, kılını kıpırdatmayan, gözünü karartmış bu işin siyasi sorumluları. 'İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?' mesaj odur. Arkadaşlarımız burada istifa kültürünün esas sorumlularını hatırlatmak istediler. Vicdan duvar olursa mesaj gider mi oraya, gitmez" dedi.
CHP MYK Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Yeni Merkez Yönetim Kurulu'nda (MYK) Parti sözcülüğü görevine devam eden Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, toplantı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Soma'da resmi rakamlara göre 301 madencinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Koç, "Bu olayın temelinde ciddi sorumluluk sahibi olan özel işletme yetkililerinin ve bunu doğuran politikaların uygulayıcısı iktidarın davranışları, yaşadığım büyük acıyı daha da derinleştirmiş durumda" değerlendirmesinde bulundu.
Facianın hemen ardından açıklama yapan Akhisar Cumhuriyet Savcısının, "ölümlerin karbonmonoksit zehirlenmesinden gerçekleştiğini" belirttiğini ifade eden Koç, olayın teknik değerlendirmesinin tüm açıklığıyla irdeleneceğini, CHP'nin bunun yakından takipçisi olacağını söyledi.
"Siyasi iktidarın başında, öfke, denge, makullük, sağduyu gibi kavramlarda kontrolü kaybettiği açıkça belli olan bir kişi bulunmaktadır" diyen Koç, şunları kaydetti:
"Bütün denge fren sistemleri boşalmıştır. Bu kişinin artık yönetme yeteneğini yitirdiği yaşadığımız her olayda, net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Recep Tayyip Erdoğan'ın benzer sosyal olaylarda eleştiri ve tepki oluştuğunda, karşısındakine açıkça sövmekle başlayan eylemleri, daha sonra Danıştay'daki tören sırasında, söz kesme ve tahammülsüzlük gösterileriyle devam etmiş, Soma'da ise zirve yapmış, yumruk atmaya varacak kadar, fiziki darbe yapacak boyuta ulaşmıştır. Bu açık bir küstahlık örneğidir.
Bu şekilde korku salarak, tehdit ederek, hakaret ederek sorumluluklarını unutturmak isteyebilir. Şimdiye kadar her süreci bir yapay darbe mağduriyeti algısı yaratarak emrindeki kalemlerle, yorumcularla, aşmaya çalışmış. Sebep olduğu mezalimin faturasını unutturmaya çalışmıştır. Gezi'den Soma'ya kadar bütün süreçlerde aynı davranış örneğini maalesef sergileyebilecek tıynette birisidir."
"Çaresiz insanlara karşı kendisinin ve yanındaki bazı magandaların tavırları, attıkları yumruklar, savurdukları tekmeler en hafif deyimiyle ağır bir suçluluk ifadesidir" diyen Koç, "Küstahlık ve zorbalık artık fiiliyata dökülmüş durumdadır. Bütün bir milletin önünde, aciz ve suçlu bir despotun denetiminden çıkmış görüntüleri milletin acısını daha da taşınamaz hale ne yazık ki getirmiştir" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan'ın, 17 Mayıs 2010'da Zonguldak'ta ve Soma'da meydana gelen maden kazalarının ardından yaptığı açıklamalardan örnekler veren Koç, "Bu sözler, geçen 4 yıl boyunca bu kişinin ilkel zihniyetinde hiçbir şeyin değişmediğini, değişme ihtimalinin de olmadığını kanıtlayan sözlerdir" diye konuştu. Koç, şöyle konuştu:
"Madem bu işin fıtratında sana göre bunlar var. Peki senin sorumlu olduğun yöneticilik makamında, başbakanlık makamında bu noktanın görev ve sorumlulukları fıtratında bilimsel gerçekler yok mu? Sorumluluklarını yerine getirmemenin vicdan değerlendirmesi yok mu? Al takke ver külah yaptığın ihalesiz özelleştirmelerin, işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle ilgili evrensel kuralların gözardı edilmesinin, ilgili ILO sözleşmelerinin imzalanmamasının, taşeronlaştırma ve göstermelik sarı sendika teslimiyetçiliğinin, bu gibi yerlerdeki denetim eksikliklerinin, ulufe dağıtır gibi verdiğin maden işletme devirleri karşılığında buraları alan işletmecilerin sana ve partine sağladıkları siyasi desteğin sorgulanmasının, bu kişilerin, oluşturduğun rüşvet ve yağma havuzlarına para aktarmalarının, senin siyasi faaliyetlerini finanse etmelerinin, kar hırsı uğruna karşılıklı bu pis çıkar ilişkilerinin kurulmasının, bu düzenin bozulmaması için polis şiddetiyle oluşturduğun korku devletinin ve taraflı olmaya zorladığın yargı kurumunun sonuç olarak ortaya çıkan AKP faşizminin tüm yönleriyle sorumluluklarının payı yok mu? Senin fıtratında bunlara yer yok mu? Ne utanmaz adamsın sen, ne arlanmaz adamsın sen. Eline geçince millete edep dersi vereceksin, şu söylediklerine, yaptıklarına bak. Hiçbir vicdan muhasebesi yapmayacaksın, acılı insanların önüne çıkıp kaba kuvvet kullanacaksın, tehdit edeceksin, hakaret edeceksin, döveceksin, dövdürteceksin, İzmir'de 13 yaşındaki çocuğu korkudan gözaltına aldıracaksın. Yatacak yerin yok senin."
Bu işin vebalinin, günahının, yasal sorumluluğunun da Başbakan Erdoğan'ın omuzlarında olduğunu savunan Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sen herkesi korkutacaksın, herkese üst perdeden ayar vermeye çalışacaksın... Kimsin sen? Milletin başına bela olmaya mı geldin? Hiç güvenme, bugün oturduğun o medya havuzundaki vicdanı körleşmiş yandaş papagandalarınla istediğin algıyı oluşturmaya çalışırsan çalış, sorumluluktan uzaklaşamazsın. Affedilmez hataları, 'kader' diye, 'fıtratta bu var' diye örtemezsin. Eli kanlı olan temel sorumlu AKP'nin uygulamaları ve ona yöne veren başındaki diktatördür. Demokrasiden bahsediyoruz, olmadığından bahsediyoruz, baskıdan, şiddetten bahsediyoruz. Bu düzen aynı zamanda acımasız bir sömürü düzeni. Er geç bu sorumlulukların bedelini ödeyeceksin bundan hiç kurtuluşun yok.
Sizin ve sebep olduğunuz katliamları tarih de bu halk da asla affetmeyecek. Hiçbir zaman rahat uyuyamacaksın bundan sonra. Zaten herkesten korkuyorsun, kendinizden bile çekinir haldesiniz. Bundan sonra daha da saldırganlaşacaksın, daha da cüretkar olacaksın, daha da zulmünü, baskını artıracaksın. Bu milletin başına musallat olan küfürleriniz, yumruklarınız, tekmelerinizle beraber sonuçta hepiniz defolup gideceksiniz. Ne acıdır ki, bütün gafletlerin, bu vahim hataların sonunda mazlum ve mağdur Soma halkının protestosu karşısında, bugün markete sığınabildin, kaçabildin. Bu tutumun, nedeni olduğun acıların üzerine zulümle gittiğin sürece bundan sonra kaçacak market falan da bulamayacaksın artık. Sıkıştın, sıkışacaksın. Hiçbir çıkış yolun kalmayacak. Bütün diktatörlerin sonu gibi sen de acı çektirdiğin halkına hesabını vereceksin."
-"Rapor nerede?"
Başbakan Erdoğan'ın, dünkü grup toplantısında medya patronlarına talimat verdiğini, infaz istediğini iddia eden Koç, "Hem suçlu hem zorba hem küstah. İnsanların söylediklerini çarpıtarak patronlarından infaz istiyor. Bu diktatörün ruh hali budur, tek ses, tek nefes ister, eleştiri, yorum istemez. Aynı başlıklarla çıkmış cıvık cıvık bir medya ister" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 3 yıl önce Devlet Denetleme Kurulu'na kömür işletmeleri için denetim araştırması yaptırdığını ve bu raporda Soma'da dahil çeşitli maden işletmelerindeki tehlikelere dikkat çekildiğini ifade eden Koç, "Sayın Cumhurbaşkanı her zamanki gibi ne kokuyorsun ne bulaşıyorsun. Yetkilerine dayanarak böyle bir araştırma yaptırdın Devlet Denetleme Kurulu'na. Zahmet edip sonuçları nedir, bu sonuçlardan uygulamaya neler aktarabilirim diye dönüp baktın mı? Noterlik yapmaktan zamanı yok. Hepiniz aynı kumaşın parçalarsınız. Hiçbirinizin birbirinizden farkı yok" dedi.
Sayıştay raporlarının Meclis denetiminden uzak tutulduğunu ileri süren Koç, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ocakta yaptığı denetimin raporunun nerede olduğunu sordu.
-"Kirli ilişki yumağından geçiyoruz"
CHP'li milletvekillerinin, Soma'da daha önce yaşanan küçük çaplı ölümlü kazalara ilişkin Meclis araştırması önergesi verdiğini hatırlatan Koç, şunları kaydetti:
"Utanmadan AKP sözcüleri ve bizzat hükümetin başındaki gözü kararmış kişi, 'gündem çalmak için oyalamak için vermişler' diyebildi. Çünkü düzen kurulmuş, Soma Holding orada, ihale yok, al takke ver külah. Sana verdim TKİ'den aldığım Soma'nın işletmesini, sen benim Manisa mitingim ve Manisa çevresindeki siyasi faaliyetlerim dahil her türlü organizasyonu finanse et. Başka ne ihaleler verdin? Başka hangi havuzlara ne aktardın? Böyle bir kirli ilişki yumağının içinden geçiyoruz."
Koç, "Hiç mi vicdanınız sızlamaz? Hiç mi içiniz kan ağlamıyor? Nasıl gidip oturacaksınız o villalarınızda? O sıfırladığınız avrolar, dolarlar, o rüşvetler, havuzlar... Sizler münafıksınız. En kutsal duygularla bu insanları kandırdınız. Oraya kaderdir, itiraz etmeyin, sorgulamayın diye ne idüğü belirsiz garip birtakım kafileler yollattınız. Oysa gerçek ortada, bilimsel veriler, ihmal, vahim tablo ortada" diye konuştu.
-CHP'li milletvekillerinin istifa çağrısı
Soma faciasının ardından CHP'li bazı milletvekillerinin "istifa" çağrılarına değinen Koç, milletvekillerinin yaşanan tüm bu olaylar karşısında sanatçı, kadın duyarlılığı gösterdiğini söyledi.
Mevzuatın ayrı olduğunu, istifanın Meclis tarafından onaylanması gerektiğini ifade eden Koç, şunları savundu:
"Onların mesaj verdiği, kılını kıpırdatmayan, gözünü karartmış bu işin siyasi sorumluları. 'İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?' mesaj odur. Arkadaşlarımız burada istifa kültürünü esas sorumlularını hatırlatmak istediler. Vicdan duvar olursa mesaj gider mi oraya, gitmez. 'Nasılsa bu da unutulur, bunun da üstüne yatarız' hesapları bu. 12 yılda 14 bin işçinin ölümünü seyretmiş bir hükümetten bahsediyoruz. Arkadaşlarımız bunu hatırlatmak istiyorlar. Bu felaketten siyasi istifa gelmemesi başka bir felakettir. İstifa etmesi gerekenler o önergeleri verenler değil, Özgür Özel, Hasan Ören, Sakine Öz değil, Manisa milletvekillerimiz değil. O önergeye 'hayır' oyu veren iktidarın Manisa milletvekillidir."
Öte yandan, toplantı öncesinde, basın mensupları, yeni MYK'dan fotoğraf ve görüntü aldı. - Ankara