CHP'li Tanrıkulu'ndan Halepçe ve İstanbul Üniversitesi Katliamlarına Anma: Bir Daha Asla Yaşanmasın
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "İstanbul Üniversitesi ve Halepçe katliamına benzer insanlık trajedilerinin bir daha asla yaşanmaması için insanlığın her türlü diktatörlük rejimlere, karanlık faaliyetlere, şiddet ortamlarına karşı demokratik mücadeleyi sürdürmesi zaruridir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "İstanbul Üniversitesi ve Halepçe katliamına benzer insanlık trajedilerinin bir daha asla yaşanmaması için insanlığın her türlü diktatörlük rejimlere, karanlık faaliyetlere, şiddet ortamlarına karşı demokratik mücadeleyi sürdürmesi zaruridir" dedi.
Tanrıkulu, Halepçe katliamının 26. Yıldönümü nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada 1986-1988 yılları arasında Saddam'ın Kütlere karşı düzenlediği Enfal Harekatı'nda 200 bine yakın kişinin katledildiğini, 4 bin 500'e yakın köyün yakılıp yıkıldığını ve on binlerce insan yerinden edildiğini belirtti. 16 Mart'ta Halepçe'ye düzenlenen hava bombardımanında 5 binden fazla insanı öldürüldüğünü, 7 binden fazla insanın da yaralandığının tahmin edildiğini kaydeden Tanrıkulu, "1 Mart 2010 tarihinde Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, Halepçe katliamını soykırım olarak tanımladı. Bunun üzerine Norveç, İsveç ve İngiltere parlamentoları da bu katliamı sistematik bir soykırım olarak kabul ettiler. Türkiye'nin de Halepçe katliamının tanınması için TBMM'ye sunduğumuz kanun teklifinin de ne yazık ki AKP çoğunluğunun engeline takıldı" dedi.
-İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ SALDIRISINI DA ANDI-
Tanrıkulu, 16 Mart 1978 tarihinde İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi önünde 7 öğrencinin ölümü ve 41 öğrencinin de yaralanmasına sebep olan bombalı saldırının üzerinden ise tam 36 yıl geçtiğini anımsattı. 16 Mart Katliamı sorumlularının cezasız kaldığını belirten Tanrıkulu, faillerin cezalandırılmadığı her katliamın, toplumun hafızasında bir yara olarak kalacağını ifade etti. Tanrıkulu, "On yıl arayla gerçekleşen İstanbul Üniversitesi ve Halepçe katliamına benzer insanlık trajedilerinin bir daha asla yaşanmaması için insanlığın her türlü diktatörlük rejimlere, karanlık faaliyetlere, şiddet ortamlarına karşı insan hakları ve evrensel hukuk kaidelerini baz alan demokratik mücadeleyi sürdürmesi zaruridir. Bu vesileyle 16 Mart tarihine denk gelen bu iki katliamda yaşamını yitirenlerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum" dedi.