CHP'li Tanrıkulu: Başbakan'dan Özür Bekliyorum
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Ben Sayın Başbakan'ın seviyesine düşmeyeceğim."
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "Ben Sayın Başbakan'ın seviyesine düşmeyeceğim. Yoksa o küfürleri çok iyi bilirim. Ancak Başbakan'dan hem Kazlıçeşme'de hem de grup toplantısında ifade ettiği sözlerden dolayı özür bekliyorum. Sayın Başbakan'ın ithamlarını ve hakaretlerini kendisine iade ediyorum" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine yönelik sözlerine cevap verdi. Başbakan Erdoğan'dan özür beklediğini söyleyen Tanrıkulu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın kendisine hakaret ettiğini ifade eden Tanrıkulu şunları söyledi:
"Sayın Başbakan Kazlıçeşme mitinginde şahsımı hedef alarak ağır ithamlarda bulundu ve hakaret etti. İstanbul Valisi'ne telefonla hakaret ettiğim gerekçesiyle. Daha sonra bu tutumunu dünkü grup toplantısında da devam etti ve dünkü grup toplantısında da aynı ithamı ve hakareti başka bir biçimde sürdürdü. Sayın Başbakanın bu ithamlarını ve hakaretlerini kendisine iade ediyorum. Olayın nasıl gerçekleştiği noktasında da televizyon kayıtlarını inceledik ve Artı 1 Televizyonun olduğu gibi yayınladığı benim Sayın Valiyle yaptığım konuşmayı bunun görüntülerini sizin takdirinize sunuyorum."
"POLİS AMİRİ ŞAHSIMA HAKARET ETTİ"
Divan Oteli önünde yaşanan olaylar sırasında bir polis amirinin de kendisine hakaret ettiğini belirten Sezgin Tanrıkulu şöyle konuştu:
"Bu görüntülerden önce polis tarafından Divan Oteli'nin içerisine gaz sıkılmıştı ve Amasya Milletvekilimiz Ramis Topal'ın burnu kırılmıştı. Polisler Divan Oteli'nin içerisine girmeye çalışıyorlardı. Benle yine partimizin üyesi olan Mehmet Karlı, Galatasaray Öğretim üyesi, güvenlik görevlilerinin yaptıkları bu tutumun hukuka aykırı olduğunu, yasaya aykırı olduğunu, yasadışı emri yerine getirmekle görevli olmadıklarını ve kendilerini hukuk içerisinde davranmaya davet eden konuşmalar yaptık. O konuşmalar sırasında da bir polis amiri şahsıma hakaret etti. Ayrıca da alttan başka bir polis memuru tarafından da biber gazı fişeği gönderildi ayaklarımızın önüne ve ayaklarımızın önünde patladı.
"İSTANBUL VALİSİ'NE HAKARET İÇEREN BİR TEK KELİME YOK"
Olayların ardından Vali Hüseyin Avni Mutlu ile telefonla görüştüğünü ifade eden Tanrıkulu, "Olaydan sadece 5 dakika sonra Sayın Valiyi aradım ve direk telefonuma çıktı ve bu diyalog gerçekleşti. İstanbul Valisine hakaret içeren bir tek kelime yok. Ne hitabette ne içerikte. Tarafımıza uygulanan şiddet ve hakarete karşı Valiye yapılan şikayet var. Valiyi göreve çağırma var burada. O ortamı hepiniz televizyonda izlediniz. Bu ortam içerisinde bile sağduyumuzu koruduk ve herhangi bir davranış içerisine girmedik. Ama bu görüntülerden yarım saat sonrada bir toma aracından üzerimize gaz sıkıldı, gazlı su sıkıldı ve yeniden hastanelik olduk. Ben ve yine diğer arkadaşımız. Yani bundan sonra hedef alınmaya devam edildik" dedi.
"SAYIN BAŞBAKAN'IN SEVİYESİNE DÜŞMEYECEĞİM"
Başbakan Erdoğan'ın kendisini hedep gösterdiğini savunan Tanrıkulu şunları söyledi:
"Sayın Başbakan doğru olmayan bilgiler üzerine şahsımı hedef göstermiştir. İstanbul Valisiyle aramızda geçen diyaloğu aktardım. Sayın Vali de bu diyaloğun tanığıdır. Bana söylediklerini de kendisi açıklayabilir ve böyle bir şey olmadığını, olamayacağını, nasıl böyle bir şey olur, otelin içerisine nasıl gaz atarlar dediğini, inanın öyle yapıyorlar dedim. Diyalog olduğu gibi ortada. Dolayısıyla ben Sayın Başbakan'ın seviyesine düşmeyeceğim. O seviye benim seviyem değil. Yani yoksa o küfürleri çok iyi bilirim. En az Başbakan kadarda o kültürü bilirim. O seviyeye düşmeyeceğim, ancak Başbakanın dediği hem Kazlıçeşme'de hem de dünde grup toplantısında ifade ettiği sözlerden dolayı kendisinden özür bekliyorum. Eğer gerçekten de siyasette bir nezaket varsa Sayın Başbakan'ın onu yapması lazım, özür dilemesi lazım. Çünkü bütün diyalog ortada. Diyaloğun metnini de Başbakan'ın sözlerini de sizlere dağıtacağım teşekkür ederim.
"VALİYE HAKARET İÇEREN HERHANGİ BİR CÜMLE KURMADIM"
"Bu metni Başbakana da göndermeyi planlıyor musunuz? Başbakanın bu ithamından sonra Valiyle bir başka görüşmede yaptınız mı?" sorusunu Sezgin Tanrıkulu şöyle yanıtladı:
"Valiyle bir görüşme yapmadım. Ben yani hatırladığım kadarıyla görüşme içerisinde Sayın Valiye hakaret içeren herhangi bir cümle kurmadığımı da ifade ettim. Bir tek kelime ama kendisini itham eden ve kendi kişiliğini hedef alan Sayın Vali'nin bir söz kullanmadığımı Sayın Valiye ifade ettim. Ben. Nitekim o ifade bitiminden sonrada milletvekili arkadaşlarımız dün sabah itibariyle bu izlettiğim videoyu Artı 1 televizyonunda izlemişler onlar bana hatırlattılar. Dolayısıyla bu şekilde dün saat 8 ile 9 arasında Artı 1 televizyonu bunu göstermiş. Onların yardımıyla edindim ve tamamen diyaloğun bu şekilde gerçekleştiği ortaya çıktı. Aksi varsa eğer ortaya koyabilirler. Ben Valiyle o akşam sadece bu diyaloğu yaptım. Sayın Başbakanın da hakaret içeriyor, benim işte Valime hakaret ettiler dediği görüşme bu görüşme."
"METNİ VE CD'Yİ BAŞBAKAN'A GÖNDERECEĞİM"
Metni Başbakan'a da gönderebileceğini dile getiren Tanrıkulu, Erdoğan'dan özür beklediğini söyledi. Sezgin Tanrıkulu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evet gönderebilirim. Kendisi de gerçeği görebilir. Hem CD'yi göndereceğim kendisine hem de yazılı metni kendisine göndereceğim. Kendisi ne söylemiş benimle ilgili olarak ben Sayın Valiye ne konuşmuşum? Göndereceğim kendisine. Özel Kalemine göndereceğim takdir Sayın Başbakan'ın. Ama kendisinin bana karşı bir özür borcu var. Burada Başbakanın koruması gereken güvenlik görevlileri değil. Kendi memuru değil. Kendisiyle beraber parlamentoda görev yapıyoruz. Kendisi şimdi Başbakan olabilir. Ama ben milletvekiliyim. Kendisinin sahip olduğu haklara sahibim. Burada koruması gereken parlamentonun saygınlığı ve milletvekilinin saygınlığıdır. İlk önce bunu koruması lazım. Diyalog ortada dediğim gibi. Başka bir diyalog gerçekleşmemiştir. Ama gerçekleşmeyen bir diyalog üzerine şahsımı hedef gösteren, hakaret ve itham edici sözleri bir tarafa bırakıyorum ama bundan sonrası bakımından da şahsımı hedef gösteren ifadelerde bulundu Sayın Başbakan. Aynı zamanda hedef gösterdi şahsımı. Dolayısıyla Sayın Başbakanın bana karşı bir özür borcu var. Ben Sayın Başbakandan öncelikle özür bekliyorum." - Ankara