CHP'li Koç'tan Cumhurbaşkanı Gül'e: Geçmişteki İnternetle İlgili Mesajlarınızın Gereğini Yerine...
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Haluk Koç, internet yasasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e kendi twitleriyle yüklendi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Haluk Koç, internet yasasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e kendi twitleriyle yüklendi. Koç, "Geçmişte internetle ilgili mesajlarınızın gereğini yerine getirerek, Türkiye'yi hızla kapalı rejimin karanlık dehlizlerine sürükleyecek internetle ilgili bu düzenlemeyi bekletmeden TBMM'ye iade etmeniz gerekiyor Sayın Cumhurbaşkanı" dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı. MYK devam ederken basın toplantısı düzenleyen Koç, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili, "Başbakan yolsuzluk için, hırsızlık için tanım arıyor. Oysa hırsızlığın da yolsuzluğun da tam ortasında oturuyor" diyen Koç, geçtiğimiz hafta düzenlediği basın toplantısında TÜRGEV ile ilgili bazı sorular yönelttiğini ancak cevap alamadığını söyledi. Koç, "Aldırmazlık o boyutta ki ne söylerseniz, söyleyin. Buradan giriyor, öbür taraftan çıkıyor. Artık siyasette kösele suratlı olmak geçer akçe oldu" diye konuştu.
-"SUÇLULUĞU SABİT BİR ADALET BAKANI HANGİ YÜZLE CHP GENEL BAŞKANINI SUÇLUYOR"-
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın, Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında ses kayıtları açıklamasını suç olarak nitelendirdiğini anımsatan Koç, şöyle dedi:
"Sayın Adalet Bakanı'na şunu hatırlatmak gerekiyor; suçun içine batmış, boğazına kadar suçun içinde olan, yargıyı başbakanın talimatı ile yürütmeye bağlama operasyonunda temel sorumluluk taşımış, gece yarısı savcılara telefon ederek, istedikleri şekilde iddianamelerin düzenlenmesi için tavsiyelerde bulunmuş, hakkında bu şekilde fezlekeler düzenlenmiş, suçluluğu sabit bir adalet bakanının hangi yüzle CHP Genel Başkanını suçlayacak ifadeler kullanıyor, doğrusu bunu milletin takdirine bırakıyorum. Suçlunun güçlü olduğu, arsızın daha da arsızlaşarak yüzü kızarmadan, yolsuzlukları soruşturan siyasilere karşı tavır geliştirmesi, kabul edilecek olaylar değil."
Meclis komisyonunda görüşülen Demokratikleşme Paketi'nin içinde de "makyaj malzemesi maddeler" olduğunu savunan Koç, "AKP'nin iş tutma taktiği budur. Hırsızlıkları örtme paketi, bunun adı budur. Yargıyı kendilerine bağlıyorlar, internete yasak ve kısıtlama getiriyorlar ki bütün muhalefet noktalarını "Alo Fatih' gibi kapatacaklar. Bir tek ilgili yayın kuruluşundaki "Alo Fatih'i biliyoruz. Başka kuruluşlarda da mutlaka vardır. Açıkça iddia ediyorum; önemli haber kanallarında "Alo Fatih' görevini yapacak hükümet komiserlerinin doğrudan görevlendirildiğini biliyoruz" dedi.
-"CUMHURBAŞKANI DA "BEN SİZDENİM' DİYOR"-
Sincan-Batıkent Metro hattının açılış töreninde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, "gözlerinin Binali Yıldırım'ı aradığını" söylediğini dile getiren Koç, şöyle devam etti:
"Ya dünyadan haberi yok bu ülkenin Cumhurbaşkanının ya yaşananlardan Çankaya'da kendini izole etmiş, görmek duymak istemiyor. Gözleri Binali Yıldırım'ı arıyor. Binali Yıldırım rüşvet havuzunun başında Sayın Cumhurbaşkanı, gözlerin kimi arıyor senin? Yakışır mı bir cumhurbaşkanına? Hukuk sürecinde, bu tür tartışmalı, noktalarda bulunan kişilerin ismi orada söylenerek, legalleştirme, meşrulaştırma arayışlarına Cumhurbaşkanının ağzından girişilebilir mi? Gözü arayacak başka adam bulamamış Sayın Cumhurbaşkanının. İyi, "Bilal nerede, bizim Usame nerede' demedi. Bunlar hepsi takım biliyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanının Binali Yıldırım'ı gözlerinin araması bir şeyi açıkça ortaya koyuyor; "Yok bir birimizden farkımız, biz hepimiz aynı yolun yolcusuyuz.' Fotoğraf budur. Şu anda Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten kişiden demokratik bir ülkeye yakışır cumhurbaşkanlığı bekleyenler, son tarifeli otobüs geçtikten sonra durakta otobüs bekleyenlere benziyorlar. Boş bir beklenti. Sayın Cumhurbaşkanı mesaj veriyor, "ben sizdenim' diyor."
-"CUMHURBAŞKANI'NA UMUTSUZ BİR ÇAĞRIDA BULUNMAK İSTİYORUM"-
TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen internet düzenlemesine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Koç, düzenlemenin "akıl çoğunlu"yla değil, "parmak çoğunluğu"yla kabul edildiğini savundu. Hükümetin Gezi Parkı olayları sonrasında interneti susturmayı hedeflediğini ifade eden Koç, "İnternet çağında internetin bu şekilde sansürlenmesi tek anlamıyla demokrasiden, çağın getirdiği yeniliklerden teknolojilerden kaçıştır, demokrasiden kaçıştır, sansürdür. Kaldı ki bu düzenlemenin özel hayatın korunmasıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur" dedi.
"Tamamı yasal yollardan, mahkeme kararıyla kayıt altına alınan yolsuzluk kayıtlarının üstünü örtmek için yasa çıkartıyorlar. Buradan Sayın Cumhurbaşkanı'na umutsuz bir çağrıda bulunmak istiyorum" diye konuşan Koç, Cumhurbaşkanı Gül'ün sosyal medyaya ilgisinin bilindiğini ifade etti.
Koç, Cumhurbaşkanı'nın 5 Mart 2011'de Mısır'daki olaylara ilişkin kendi özel hesabından "Mısırlı gençler sosyal medyanın gücünü o kadar etkin kullanmışlardır ki eski yöneticilerin tedbir almasına bile fırsat kalmamıştır. İletişim teknolojilerinin eriştiği bu güç karşısında hiçbir kapalı rejimin ayakta kalması mümkün değildir'" paylaşımında bulunduğunu söyledi. Gül'ün 28 Mayıs 2011'de ise twitter hesabından "Benim görüşüm, temelde hiçbir özgürlük kısıtlamaması olmamalı. İsteyen herkes internette özgürce dolaşabilmeli" dediğini aktaran Koç, "Bu sözlerinin arkasında duracak mısın, durmayacak mısın? Görevinin başında mısın değil misin kanıtla bakalım. Geçmişte internetle ilgili mesajlarınızın gereğini yerine getirerek, Türkiye'yi hızla kapalı rejimin karanlık dehlizlerine sürükleyecek internetle ilgili bu düzenlemeyi bekletmeden TBMM'ye iade etmeniz gerekiyor Sayın Cumhurbaşkanı" dedi.
-"BAŞBAKAN AYNAYA BAKSIN ALLAH'A VERİLECEK HESABI KİMİN DÜŞÜNMESİ GEREKTİĞİNİ GÖRECEK"-
Başbakan Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında kendisini ve AK Parti'yi eleştirenlere "Bunlar inanın Allah'a verilecek hesabı da düşünmüyorlar" dediğini belirten Koç, "Sen gölgesi misin Allah'ın? Doğru ya, milletvekillerin seni Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde taşıyan bir lider, şirk koşarak en büyük günaha girerek sundular mı bu topluma, başın dönmüş sen uçuyorsun artık" ifadelerini kullandı. Koç, şöyle devam etti:
"Kendisi hırsızlık yaparken, bakan arkadaşlarının yapmasına göz yumarken, ayakkabı kutularından milyon dolarlar fışkırırken, oğlunun vakfının banka hesabına MASAK'ın sorgulayamadığı 100 milyon dolarlarca para yatarken, fakir fukara açlıktan kıvranırken, Sen delik ayakkabıyla girdiğin siyasetle bugün dünyanın en zengin başbakanı olurken senin Allah'a verilecek bir kuruşluk hesabın yok mu? Ali İsmail Korkmaz, sokak ortasında vahşice, hunharca, senin talimatınla, emrinle kafası parçalanarak soplarla dövülüp öldürülürken başbakanlık koltuğunda paralel başbakan oturmuyordu, Sayın Başbakan sen oturuyordun. Bu konuda Allah'a verilecek hesabın yok mu senin? Çocukların kanı var senin elinde. Uludere'de senin verdiğin talimatla, uçaklar gidip 34 yurttaşımızı bombalayarak katlederken, bu konuda Allah'a verecek hesabın yok mu senin? Aynaya bakması gerekiyor Sayın Başbakan'ın. Aynaya baksın Allah'a verilecek hesabı kimin düşünmesi gerektiğini orada görecek."
-"HALKBANKASINA SALDIRIYI YAPAN AKP İKTİDARI"-
Başbakan'ın konuşmasında " Türkiye'nin milli bankasına saldırı yapıldığını" söylediğini belirten Koç, " Türkiye'nin milli bankasına kimin saldırı yaptığını merak ediyor musunuz? Halkbankası, 2013 yılında, yani döneminde, 414 milyon 83 lira zarar gerçekleştirdi, bu rakam aynı zamanda 5 yılın rekorudur. Başbakan bu yalanları söylemekten vazgeçmeli devleti ve kamuyu nasıl zarar ettirdiğini halka doğru rakamlarla anlatmalıdır" dedi.
-"APOLETLİ FAŞİSTLERİN DAHİ BU APOLETSİZ FAŞİSTTEN ÇOK DAHA İYİ"-
Başbakan Erdoğan'ın Habertürk'e talimat verdiği iddia edilen ses kayıtlarına işaret eden Koç, "Medya lobisi' diyor. "Alo Fatih' kimin medya dostu? Moda oldu artık; "Alo Fatih', "Emredersiniz büyüğüm' Kim yaptı bu medya lobisini? İnanın 12 Eylül faşizmini bu ülkede yaşayanlar apoletli faşistlerin dahi bu apoletsiz faşistten çok daha iyi olduğunu göreceklerdir. Apoletsiz faşist, apoletsiz bir diktatör" ifadelerini kullandı.
Başbakan'ın rüşveti, "Memur ile sivilin iş tutması" olarak tanımladığını da anımsatan Koç, "Yani mutlaka memur olacak. Bakan, milletvekili, belediye başkanı, başbakanın oğlu olursa rüşvet olmuyor. Dönülmez akşamın ufkunda kendisi farkında değil. Sanki bir başka dünyadan ışınlanmış başbakan, oradan gelmiş sınırsızca saçmalıyor" diye konuştu.
-HSYK KANUN TEKLİFİ: "DÜNYAYA ANLATAMAZLAR"-
Koç gazetecilerin sorularını da yanıtlarken, HSYK'nın yapısında değişlik yapan kanun teklifinin TBMM Genel Kurulu'na gelmesiyle ilgili şunları dedi:
"HSYK konusunda bizim tutumumuz çok açık ve net. HSYK'nın oluşmasında Hakimler ve Savcılar Kurulu ayrılmalı. AB İlerleme raporlarındaki standartlar içinde ele alınmalı. Yürütme bağlantısı bu kurumlardan dışarı çıkarılmalı. Böyle bir kapsamda bir Anayasa değişliği olacaksa buyurun gelin hep beraber yapalım ama Başbakan "Benim niyetim o değil' diyor.
Başbakan, AKP samimi değildir. HSYK yasasını getirsinler çoğunlukları var, tıpkı internet yasası gibi çıkar. Zaten dünyada rezil olmuş bir demokrasinin yürütücüleri şu anda, iyice yerin dibine geçecek bir Türkiye fotoğrafı sunarlar. Şu anda zaten Birinci Dairedeki değişikliklerle HSYK'yı ele geçirmiş durumdalar, yasa değişliğiyle bunun kılıfını hazırlayacaklar. Ama bunu dünyaya da anlatamazlar, bunu demokrasi olarak sunamazlar. CHP'nin tutumu net, söylediğim koşullarda Anayasa değişikliğiyse 'evet', Başbakan'ın dayatmalarıysa "Hayır'."
-"HERKESİN GÖNLÜNDE BİR ASLAN YATIYOR AMA HERKESİN DE MUTLU OLMASI MÜMKÜN DEĞİL"-
Koç, 30 Mart yerel seçimlerinde belediye başkan adaylarına son şeklinin verilip verilmediğinin sorulması de, bir iki yer dışında, adayların ortak çalışmayla açıklandığını belirterek, şöyle konuştu:
"Değişik tartışmaların olması doğaldır. Eksikler hatalar olması doğaldır. Belli dengelerin gözetilmesi durumu doğaldır. Her seçim bölgesinin kendine özgü özelliklerinin dikkate alınması doğaldır. Herkesin gönlünde bir aslan yatıyor. Benim de tercihlerim olabilir ama bütün bunlar dengeler içerisinde bir son noktaya taşınıyor. Burada herkesin aynı anda mutlu olabileceği bir sona ulaşmak mümkün değildir. Bunu takdir edersiniz.
Siyaset uzun bir süreçtir. Kaldı ki bu seçimlerde kızgınlıkla ben merkezli düşünerek ya da "benim yakınım, benim tercihim' merkezli düşünerek oy verme tercihlerinin değişeceğini sanmıyorum. Olağandır, ilk defa yaşamıyoruz bu dönemleri."