CHP'li Gürer'in Dinlediği Çiftçi Sigorta Yaptırmadığını Belirterek: "Dolu da Vurabilir, Sel de Olabilir Ama Maliyetini Karşılamadığı İçin Kimse...

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in dinlediği çiftçi sigorta yaptıramadığını söyleyerek, "Maliyetli geliyor, karşılamıyor. Karnabahar, brokoli, domates, karalahana yetiştiriyoruz ama sigorta yaptırırsak elimizde bir şey kalmıyor. Dolu da vurabilir, sel de olabilir ama maliyetini karşılamadığı için kimse uğraşmıyor. Zaten işçi, gübre, ilaç derken elimizde para kalmıyor" derken başka üretici ise "Dönüm başına 30-40 bin lira sermaye koyuyoruz. 30-40 dönüm yer ektiğimizde 1,5-2 milyon lira masraf ediyoruz. Bir de sigortaya bütçe ayırırsak hiç kârımız kalmaz" dedi.

(ANKARA) - CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in dinlediği çiftçi sigorta yaptıramadığını söyleyerek, "Maliyetli geliyor, karşılamıyor. Karnabahar, brokoli, domates, karalahana yetiştiriyoruz ama sigorta yaptırırsak elimizde bir şey kalmıyor. Dolu da vurabilir, sel de olabilir ama maliyetini karşılamadığı için kimse uğraşmıyor. Zaten işçi, gübre, ilaç derken elimizde para kalmıyor" derken başka üretici ise "Dönüm başına 30-40 bin lira sermaye koyuyoruz. 30-40 dönüm yer ektiğimizde 1,5-2 milyon lira masraf ediyoruz. Bir de sigortaya bütçe ayırırsak hiç karımız kalmaz" dedi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Niğde'de çiftçi bir aileyle yaptığı görüşmede, tarım sigortası sistemindeki sorunları, artan maliyetlerin üretici üzerindeki baskısını ve plansız üretimin çiftçiyi her yıl yeni bir riskle karşı karşıya bıraktığını vurguladı. Gürer, "İklim değişikliğinin getirdiği olumsuzluklar nedeniyle çiftçilerin tarım sigortası yaptırması artık bir ihtiyaç haline geldi. Ancak mevcut sistem çiftçinin yararına işlemiyor. TARSİM yeniden yapılandırılmalı, tüm çiftçileri kapsayacak bir güvenceye dönüşmeli" dedi.

"Tarım sigortalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça gösteriyor"

CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiftçilerin TARSİM sigortasına ilgisizliğinin nedenlerini açıklarken, "Yapılan araştırmaya göre çiftçilerin yüzde 43'ü primleri pahalı buluyor. 'Üründen kazandığım parayı TARSİM'e yatırsam bana bir şey kalmıyor' diyorlar. Yüzde 34'ü gereksiz bulduğunu ifade ediyor. Çünkü riskin ne zaman kapısına geleceğinin farkında değil. Bir kısmı da hasarların eksik ödendiğinden şikayet ediyor. 2025 yılında yaşanan don felaketinde sigortası olan çiftçilerin dahi mağdur. Sigortası olan çiftçiler bile alacaklarını geç aldılar, mutlu olmadılar. Bu tablo, tarım sigortalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini açıkça gösteriyor" dedi.

"Bir de sigortaya bütçe ayırırsak hiç karımız kalmaz"

Niğdeli çiftçi, sigorta yaptıramadığını söyleyerek, "Maliyetli geliyor, karşılamıyor. Karnabahar, brokoli, domates, karalahana yetiştiriyoruz ama sigorta yaptırırsak elimizde bir şey kalmıyor. Dolu da vurabilir, sel de olabilir ama maliyetini karşılamadığı için kimse uğraşmıyor. Zaten işçi, gübre, ilaç derken elimizde para kalmıyor" derken başka üretici ise "Dönüm başına 30-40 bin lira sermaye koyuyoruz. 30-40 dönüm yer ektiğimizde 1,5-2 milyon lira masraf ediyoruz. Bir de sigortaya bütçe ayırırsak hiç karımız kalmaz" dedi.

Gürer, çiftçinin sözlerine karşılık, "Zaten girdi maliyetleri çok yüksek. Üreticilik zorlaştı. Bir de sigorta ödemesi eklenince çiftçinin elinde hiçbir şey kalmıyor" diyerek tepkisini dile getirdi.

"ÇKS'si olsun olmasın, çiftçinin zararı mutlaka karşılanmalı"

Ömer Fethi Gürer, üreticilerin don ve dolu nedeniyle büyük zararlar yaşadığını belirterek, "Bugün sigorta olmayınca bahçe bitkileri büyük ölçüde zarar görüyor. Don çok etkiledi. ÇKS'si olsun olmasın, çiftçinin zararı mutlaka karşılanmalı. Çünkü çiftçiliğin sürdürülebilirliği bu ülkede şart. Eğer çiftçi olmazsa yarın gıdayı nereden bulacağız" dedi.

"Tarladan satarak para kazanmak imkansız"

Çiftçi ailesi, ürün desenini sürekli değiştirmek zorunda kaldıklarını belirterek, "Patates ektik, zarar ettik. Mısır ektik, ondan da zarar ettik. Şimdi karnabahar ektik, bu üçüncü denediğimiz ürün. Kendimiz pazarda sattığımız için biraz kazanabiliyoruz. Yoksa tarlada çiftçinin sattığı üründe para kazanmak imkansız" şeklinde konuştu.

CHP'li Gürer, çiftçilerin üretim tercihlerindeki belirsizliğe dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Yapılan araştırmalara göre çiftçilerin yüzde 74'ü her yıl bildiğini ekiyor. Fiyat artacak diye ürün desenini değiştirenlerin oranı yüzde 36. Üretimi kolay diye tercih eden yüzde 28, hayvan yemi için eken yüzde 27, alıcısı çok ürün diyen yüzde 26, az su isteyen ürün tercih eden yüzde 21. Yani çiftçi her yıl deneme-yanılma yöntemiyle üretim yapıyor. Çünkü planlama yok. Bir yıl patates ekiyor, zarar ediyor; ertesi yıl mısır deniyor, yine zarar ediyor. Bu kez 'bir de lahana deneyelim' diyor. Tarımsal planlama çok önemli. Planlı üretim olursa çiftçi ne ekeceğini bilir, ürünün satılamaması durumunda da devlet alım garantisi sağlar. Hangi bölgenin hangi ürün için daha verimli olduğu belirlenmeli. Ayrıca kooperatifçilik geliştirilmeli ki çiftçi ürününü satamadığında kooperatif eliyle katma değerli ürüne dönüştürüp daha yüksek kazanç elde edebilsin. Tarladaki her ürün, katma değerli ürüne dönüştürülebilecek bir potansiyele sahip."

"Planlı, sistemli bir yapı olsa çiftçi en azından önünü görür"

Görüşmeye katılan genç çiftçi ise tarımdan kopmak istemediklerini belirterek, "Okul hayatımız bitti, babamızın işini sürdürmeye karar verdik. Eğitimde de sıkıntılar var ama esas mesele planlama eksikliği. Planlı, sistemli bir yapı olsa çiftçi en azından önünü görür. Geçen sene ben bu üründen para kazandım, arkadaşım da ekti ama zarar etti çünkü anlamıyor. Bu planlama eksikliği yüzünden herkes rastgele ekiyor" diye konuştu.

Gürer, genç çiftçinin sözlerini destekleyerek, "İhtiyaca göre üretim yapılmalı, alım garantisi olmalı. Devlet 'ürününü satamazsan ben yanındayım' demeli. Tarım Kredi Kooperatifleri veya kamu kurumları eliyle çiftçinin ürettiği ürün mutlaka alınmalı" ifadelerini kullandı.

Son olarak üretici, kendi pazarlama imkanına sahip olduğu için üretime devam edebildiğini belirtti:

"Ben kendi ürünümü pazarda satıyorum. Başkasına güvenmiyorum çünkü o zaman ürün tarlada kalabilir. Kendi satış garantim olduğu için ekiyorum. Ama çiftçilerin yüzde 95'i başkasının eline bakıyor. Herkes ürününü satacak alıcıyı bekliyor."

Kaynak: ANKA / Güncel
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title