CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Eğitim Buluşmaları kapsamında Gaziantep'te konuştu
CHP'nin eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekmek için başlattığı farklı illerdeki "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. Gaziantep'te konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Sayın Yusuf Tekin, sendikaları çağırın. 97 tane eğitim fakültesi var. Bu eğitim fakültelerinin dekanlarını çağırın. Eğitim fakültesi dekanlar konseyini toplayın ve bu Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu önümüzdeki iki ayda yeniden çalışın. Öğretmenlerin gerçekten sorununu çözen ve hatta sadece öğretmenlerin değil Milli Eğitim idarecilerinin, şube müdürlerinin, hizmetli personelinin, diğer katkı yapan mensuplarının tümünün sorunlarını çözen bir meslek kanunu getirin. Bir personel kanunu getirin, biz CHP her tür desteği vereceğiz buna" dedi.
(GAZİANTEP) - CHP'nin eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekmek için başlattığı farklı illerdeki "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. Gaziantep'te konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Sayın Yusuf Tekin, sendikaları çağırın. 97 tane eğitim fakültesi var. Bu eğitim fakültelerinin dekanlarını çağırın. Eğitim fakültesi dekanlar konseyini toplayın ve bu Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu önümüzdeki iki ayda yeniden çalışın. Öğretmenlerin gerçekten sorununu çözen ve hatta sadece öğretmenlerin değil Milli Eğitim idarecilerinin, şube müdürlerinin, hizmetli personelinin, diğer katkı yapan mensuplarının tümünün sorunlarını çözen bir meslek kanunu getirin. Bir personel kanunu getirin, biz CHP her tür desteği vereceğiz buna" dedi.
CHP, eğitim alanında yaşanan sorunlara dikkat çekmek için başlattığı "Eğitim Maratonu" programı kapsamında farklı illerde "Eğitim Buluşmaları" düzenliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'ın başkanlığındaki CHP heyeti, Hatay ve Kahramanmaraş'ın ardından Gaziantep'i ziyaret etti.
CHP heyeti, Gaziantep Valisi Kemal Çeber ve Gaziantep İslam ve Bilim Teknoloji Üniversitesi Rektörü Şehmus Demir ile görüştü.
Özçağdaş, CHP Gaziantep İl Başkanlığı'nda yaptığı basın toplantısında, şunları söyledi:
"Sorunları uzmanlarıyla konuşuyoruz, tartışıyoruz. AK Parti'nin 22 yıllık iktidarının en çok bakan değiştirdiği, en çok başarısız olduğu alan eğitimdir. Bu yurttaşların tespitidir. Maalesef eğitim 22 yılda yapboz tahtasına dönmüştür. Her gelen bakan, bir önceki bakanın getirdiklerini değiştirmiştir. Çok basit bir örnekle açıklayalım, mevcut bakan bir önceki bakan Mahmut Özer'in başlattığı okul öncesi öğrencilerine verilen yemeği gelir gelmez iptal etti. Her uygulama sürekli değiştirilmektedir. Sınav sistemleri ve eğitim programları sürekli değişmektedir. Hatta Türkiye Yüzyılı Maarif Moodeli ilan edildikten sonra bir buçuk ay önce uygulamaya aldıkları okul öncesi programını yeni bir okul öncesi programına dönüştürdü. Yaşanan skandallar bu derece yüksek. Türkiye'de 1.2 milyon öğretmenimiz var. 20 milyon öğrencimiz var. Maalesef iktidar partisinin hatalarıyla sayıları bir milyonu aşmış atanmayan öğretmenlerimiz var. Dolayısıyla eğitim meselesi Türkiye'nin her ilinin her hanesinin gündeminde olan bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye'nin geleceği açısından en önemli alanlardan bir tanesi de maalesef iktidarın anlayışıyla savruluyor. Kuşkusuz eğitimin genel sorunları var. Örneğin Türkiye Yüzyılı Maarif Moodeli gibi tamamen çağ dışı bir manifesto var. Sayın Bakan bu hazırladığın eğitim modeli için ihtiyaç analizi yaptın mı? yapmadın. Bu program hangi eğitim felsefesiyle yapıldı belli değil. Bu programa kaynakça oluşturan bilimsel araştırmalar nerede? Yok. Bu programı kim yazdı? Yok. Dünyanın hiçbir yerinde görünmez. Bir pilot çalışma yaptın mı yapacak mısın? Yok. Kaç gün geri bildirim aldın? Genel başkanımız da söyledi. Sayın Bakan '10 yıl hazırlandık 7 günde buna geri bildirim versinler' dedi. Böylesi gayriciddi bir iş. Bu adına Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli dedikleri tamamen siyasallaşmış içerikle ilgili modele Danıştay'da yürütmeyi durdurması için dava açtık."
"Birkaç yıl içerisinde bu atanmayan öğretmen sayısı iki milyona yaklaşacak"
Atanamayan öğretmenlerin sayısının giderek arttığına dikkat çeken Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan mülakat kalkacak dedi. Kalkmadı. Yusuf Tekin göreve geldi ve 'biz şimdi mülakatları mülakat gibi yapacağız' dedi. Demek ki öncesinde mülakatlar mülakat gibi yapılmıyormuş. AK Parti teşkilatlarından kim geliyorsa mülakatlarda da bunlar geçiyormuş. Her görüşten, sendikalarda bunu raporluyorlar. Açıkça yazıyorlar. Açıkça söylüyorlar. Buradan Türkiye'ye söylüyorum. Mülakat büyük bir kayırmacılık olarak halen devam ediyor. Hesapsız kitapsız açtıkları eğitim fakülteleriyle verdikleri fazla kontenjanla ve yetmedi üstünü açtıkları pedagojik formasyonlarla atanamayan öğretmen sayısı bir milyonu aştı. Sayın Cumhurbaşkanım buradayız, Antep'teyiz. Hatırlarsınız 2002'de konuştuğunuz yerdeyiz. Ne oldu şimdi? 68 bin olan sayı bir milyonun üzerine çıktı. Sayın Cumhurbaşkanı daha kötüsünü söyleyeyim. Şu anda pedagojik formasyonu olan yüz binler var. Eğitim fakültesinde olan 200 bin öğrenci var. Birkaç yıl içerisinde bu atanmayan öğretmen sayısı iki milyona yaklaşacak. Öğrencilerimizi sürekli eğitimlerini uzatarak belirsiz bir gelecek için bekletmeyin. Ciddi bir öğretmen yetiştirme programına ve reformuna ihtiyacımız var. Eğitim fakültelerinin programlarını geliştirmeye ihtiyacımız var. Türkiye'deki ihtiyaç olan öğretmenlerin atanmasına gerek var. Devletin rakamlarına göre 85 bin ücretli öğretmen var, yani ücretli köle var. Bizzat devlet düşük ücretler vererek öğretmen çalıştırıyor, kaçak işçi çalıştırıyor. 85 bin kaçak işçi. Bu insanlar ömür boyu çalışsalar emekli olamıyorlar. Seksen beş bin kişi. Demek ki minimumda 85 bin öğretmen açığı var. Milli Eğitim Bakanı'na sesleniyorum, her ağzını açtığında 'Cumhuriyet Halk Partisi ideolojik konuşuyor' diyor. Nerede ideoloji? Diyorum ki Sayın Bakan 85 bin ücretli öğretmenimiz var. Buyurun 85 bin öğretmen kadrosu açın. Kaç kişi emekli oldu bu sene? 23 bin 670. Kaç kişi aldılar? 20 bin. Yani emekli olan öğretmen kadar bile almadılar. Dolayısıyla Türkiye'nin ciddi bir sosyolojik problemi var. Bu atanmayan öğretmenlerin problemleri var. Deprem bölgesindeyiz. Depremzede öğretmenler var. Bu öğretmenleri karın tokluğuna bile olmayan paralara çalıştırmayın. Bu depremzede öğretmenler çifte mağduriyet yaşıyorlar. Hem işsizler hem de deprem bölgesinde yaşıyorlar. Bu öğretmenlerin umuda ihtiyaçları var."
"Öğretmenlerin gerçekten sorununu çözen bir meslek kanunu getirin"
Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nin yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Özçağdaş, "Bu yasama döneminde en uzun süre tartışılan yasa teklifi Öğretmenlik Mesleği Kanunu olmuş. Meclis Başkanlığı açıkladı. Çünkü yasa teklifinin elle tutulur hiçbir yanı yok. Kırsaldaki öğretmenlerin sorunları yok. Öğretmenlerin iş sağlığı güvenliğiyle ilgili konu yok. Özlük haklarıyla ilgili sorunları yok. Ne var? Öğretmenleri basamaklandırma var. Öğretmenleri keyfi olarak görevden alma var. Dolayısıyla bu kanun kimsenin sorununu çözmüyor. Komisyonda her türlü görüşten sendikaları dinledik ve hiçbiri bu kanun doğru bir kanun demiyor. Orada yaptığımız mücadeleyle, komisyonda verdiğimiz mücadeleyle, çalışmayla ekim ayına kaldık. Buradan bir kez daha sayın bakana sesleniyorum. Sayın Tekin sendikaları çağırın. 97 tane eğitim fakültesi var. Bu eğitim fakültelerinin dekanlarını çağırın. Eğitim fakültesi dekanlar konseyini toplayın ve bu Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu önümüzdeki iki ayda yeniden çalışın. Öğretmenlerin gerçekten sorununu çözen ve hatta sadece öğretmenlerin değil Milli Eğitim idarecilerinin, şube müdürlerinin, hizmetli personelinin, diğer katkı yapan Milli Eğitim mensuplarının tümünün sorunlarını çözen bir meslek kanunu getirin. Bir personel kanunu getirin, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak her tür desteği vereceğiz buna. Bize sormayın. Sendikalara, akademisyenlere, uzmanlara sorun. Bu inattan vazgeçin. İki ay boyunca çalışalım ve bu işi halledelim" ifadelerinde bulundu.
"Eğitim Türkiye'nin en temel sorunu"
Özçağdaş, eğitim alanındaki sorunları gündeme taşımaya devam edeceklerini vurgulayarak, "İstanbul'da Türkiye'nin ilk eğitim mitingini yaptık. Hem bu müfredata itiraz etmek için hem atanmayan öğretmenlerin sorunlarını dile getirmek için üstüne Milli Eğitim Bakanlığı'nın önünde basın açıklaması yaptık. Üstüne Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde, Boğaziçi Üniversitesi'nde açıklamalar yaptım. Daha sonra 24 saat süren bir eğitim maratonu yaptık. Türkiye'de bir ilk oldu. Akademisyenler, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, sendika başkanları, gazeteciler, öğrenciler ve öğretmenler katılım sağladı. Şimdi o eğitim maratonunu ilk etapta 30 ilde, her ilde halkımızla konuşmaya devam edeceğiz. Yediden yetmişe çocuklarımız gelecek. Annelerimiz, babalarımız, velilerimiz, öğretmenlerimiz, sendikacılarımız, akademisyenlerimiz gelecekler ve eğitime dair görüşlerini, önerilerini, eleştirilerini, düşüncelerini paylaşacaklar. Herkes seslenecek çünkü eğitim Türkiye'nin en temel sorunu" dedi.