CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Washington'da
Kılıçdaroğlu, Brookings Enstitüsü'nde konuştu (3) "Biz eğitim sisteminin dershanelere ihtiyaç duyulmayacak şekilde yeniden yapılandırılması halinde destek veriyoruz. Ama hiçbir değişiklik yap...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki eğitim sisteminin dershanelere ihtiyaç duyulmayacak şekilde yeniden yapılandırılması halinde buna destek verdiklerini söyleyerek, "Ama hiçbir değişiklik yapmayacaksınız eğitim sisteminde, dershaneleri kaldıracağım diyeceksiniz. Bu ticari anlayışa da aykırı, serbest piyasa anlayışına da aykırı. Bugün birisi dershaneleri kapattı, yarın bir başkası gelip ben de şu ticari kuruluşları kapatacağım der. Yasaklarla bir yere varılamaz" dedi.
Kılıçdaroğlu, Washington temasları kapsamında, düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü'nde "CHP'nin Türkiye Vizyonu" başlıklı konferansta konuştu.
Konferansın soru-cevap bölümünde Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, eğitim politikalarının her ülke için stratejik bir alan olduğunu ifade ederek, "Ama bizim ülkemizde eğitim politikaları, uzun uzun üzerinde düşünülüp tartışılan ve oluşturulan politikalar değil. Bir sabah geliyorsunuz bakıyorsunuz, yeni bir model öneriliyor, kalkınma planlarında olmayan bir model, Milli Eğitim Bakanlığı'nın stratejik planında olmayan bir model. hükümet programında olmayan bir model, Bakanlar Kurulu tasarısı olmayan bir model. 5 milletvekili bir kanun teklifi veriyor, ama kanun teklifini veren 5 milletvekilinden hiçbirisi de eğitimci değil, ama bu geçti. Çocuklarımızı denek olarak kullanıyoruz" diye konuştu.
"Böyle bir eğitim modelinin zaten olamayacağını" kaydeden Kılıçdaroğlu, kendilerinini eğitim politikalarıyla iktidarın eğitim politikalarının "neredeyse taban tabana zıt" olduğunu söyledi.
-"Mevcut eğitim sistemi dershaneleri zorunlu kılıyor"
Kılıçdaroğlu, dershane tartışmalarıyla ilgili bir soru üzerine de şunları kaydetti:
"Sağlıklı işleyen bir iktidar herhangi bir konuda karar alırken, özellikle eğitim konusunda karar alırken, pedagoglara danışır önce, sistemi sorgular, aksayan yönleri belirler, düzeltilmesi için nelerin yapılması gerektiğini düşünür, bunları test eder, daha sonra da uygulamaya koyar. Dershane modeli de bir sabah kalktık Sayın Başbakan karar vermiş dershaneleri kaldıracağım diye. Mevcut eğitim sistemi dershaneleri zorunlu kılıyor. Dershanelere hiçbir zaman anneler ve babalar çocuklarını gönüllü olarak göndermiyorlar. Ama sistem malesef böyle bir tablo ortaya çıkarıyor.
Biz eğitim sisteminin dershanelere ihtiyaç duyulmayacak şekilde yeniden yapılandırılması halinde destek veriyoruz. Ama hiçbir değişiklik yapmayacaksınız eğitim sisteminde, dershaneleri kaldıracağım diyeceksiniz. Bu ticari anlayışa da aykırı, serbest piyasa anlayışına da aykırı. Bugün birisi dershaneleri kapattı, yarın bir başkası gelip ben de şu ticari kuruluşları kapatacağım der. Yasaklarla bir yere varılamaz. Aklı ve mantığı kullandığımız zaman sorunun çözümüne daha ciddi katkılar yapabiliriz diye düşünüyorum".
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Şanghay 5'lisi ile ilgili sözlerine dair bir soru üzerine, "200 yıldır Türkiye, batılılaşma çabası içindedir. Biz daha otoriter olan yapılar içinde yer almak istemiyoruz. Daha uygar bir toplumun içinde, çağdaş dünyada yer almak istiyoruz" ifadesini kullandı.
-"Yerel seçimlerde daha fazla belediye başkanı çıkarmak istiyoruz"
CHP'nin yaklaşan seçimlere dair vizyonunun sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, dünyanın neresinde olursa olsun, her siyasal partinin temel amacının iktidar olmak olduğuna işaret ederek, "iktidarın seçim sistemini değiştirmek gibi bir düşüncesi olmadığını ve 12 Eylül darbe hukukunun getirdiği seçim sistemini aynen devam ettirmek istediğini" savundu. CHP olarak buna karşı olduklarını, temsil sisteminde adaletin olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Mart ayındaki yerel seçimlerde daha fazla belediye başkanı çıkarmak ve daha başarılı bir tablo ortaya koymak istediklerini, bu yönde çaba gösterdiklerini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, azınlıklarla ilgili bir soru üzerine, azınlıkların haklarının korunması ve bu bağlamda nefret suçlarıyla ilgili bir düzenlemenin yapılması gerektiğini söyledi.
Azınlıklara yönelik sert söylemlerin, toplumu, azınlıkları yaraladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu konuda, azınlıkların haklarının korunması, onların haklarının teslim edilmesi için biz üstümüze düşen her türlü görevi yerine getiririz, bu konuda hiç kimsenin endişesi olmaması gerekir. Eğer nefret suçları yasası kabul edilirse zaman zaman azınlıklara yönelik yaralayıcı ifadeler de büyük ölçüde ortadan kalkmış olacaktır diye düşünüyoruz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bir başka soru üzerine, laikliğin aslında toplumu birarada tutan çimento olduğunu belirterek, "Türkiye'de farklı inançlarda insanlarımız var. Herkesin inancına saygı göstermek, inancı siyasete malzeme etmemek temel kurallardan birisidir. Zaman zaman iktidarın, laikliğe aykırı uygulamalar yaptığını biliyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda ortaya çıkmış olan bir kararı da var. Eğer biz aklın özgürleşmesini savunuyorsak özünde laikliği savunuyoruz demektir. İnsanların inançlarına saygı göstermek, onların manevi dünyasına müdahale etmemek, karışmamak, ama bilimi, teknolojiyi de mutlaka eğitim sisteminin ayrılmaz bir parçası olarak görmek durumundayız" diye konuştu.
-"AB, Kıbrıs konusunda çifte standart uyguluyor"
Kılıçdaroğlu, Kıbrıs meselesiyle ilgili bir soruyu da şöyle yanıtladı:
"AB bu konuda çifte standart uyguluyor. Şu sözü verdi AB, 'siz referandumda 'evet' oyu verin, Annan planını uygularsanız, Rum kesimi eğer reddederse, biz Kuzey Kıbrıs'la ticari ilişkileri geliştiririz ve doğrudan ticaret tüzüğünü yürürlüğe koyarız'. Brüksel'e her ziyaretimde bunu hatırlatıyorum, AB'nin verdiği sözü neden yerine getirmediğini de soruyorum. Batılının verdiği sözün arkasında durmak gibi yüksek bir etik değeri var ve bu etik değerlerin çiğnenmemesi gerektiğini de her seferinde onlara hatırlatıyoruz. Kıbrıs meselesi, herhalde önümüzdeki süreç içerisinde, BM yeniden devreye girer, o çerçevede çözümler üretilirse, o çözümlere biz de destek veririz. Ama bu sorunun bugünden yarına çözülebilecek bir sorun olmadığını ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz. Kararlılıkla, sabırla bu sorunu çözmek için hep beraber bütün taraflar çaba harcamak durumundadırlar."
- Washington DC