Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Canlı Yayında

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'daki halk oylamasına ilişkin, "Herkesin oturup düşünmesi lazım. Bunun partilerle, şahıslarla ilgisi yok. Ama biz ülkemizde demokrasiyi, halkın iradesini savunmak zorundayız. Milli iradenin üstünde başka bir gücü tanımlayamayız. Yanlıştır bu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 16 Nisan'daki halk oylamasına ilişkin, "Herkesin oturup düşünmesi lazım. Bunun partilerle, şahıslarla ilgisi yok. Ama biz ülkemizde demokrasiyi, halkın iradesini savunmak zorundayız. Milli iradenin üstünde başka bir gücü tanımlayamayız. Yanlıştır bu. Milletin istiklalini milletin azim ve kararı değil, bir kişi belirleyecektir. Olmaz, yanlıştır." dedi.

Kılıçdaroğlu, CNN Türk-Kanal D ortak canlı yayınında, Hakan Çelik'in sorularını yanıtladı.

Çelik'in, halk oylamasından "evet" çıkması durumunda ne olacağını sorduğu Kılıçdaroğlu, "Şunu açık ve net ifade edeyim tüm samimiyetimle söylüyorum, devletin bütün baskısına rağmen, iktidarın bütün baskısına rağmen, valilerin, kaymakamların tüm baskısına rağmen 'hayır' çıkacak." yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, herkesin sağ duyusuna hitap ettiğini dile getirerek, "80 milyon bir kişiye teslim edilemez. 80 milyonun iradesini bir kişiye teslim eden bir anayasal düzen olamaz. Bu Türkiye'yi kaosa, kargaşaya götürür. Türkiye'de çift başlılığa götürür. Çift başlı yönetimlerin oluşmasına yol açar. Bu ciddi bir sorundur. Bir kişiye Türkiye Cumhuriyeti emanet edilemez. Tarihinde yoktur. Osmanlı bile padişaha emanet edilmemiştir tek başına." şeklinde konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, Çelik'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Sayın Genel Başkan kendi partisinin tarihini bilmiyor." ifadelerini hatırlatması üzerine, Demokrat Parti'nin kurucusu Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy'un "Atatürk tek adamlığı aklından geçirmemişti." dediğini aktardı.

Çelik'in, "Celal Bayar'ın kızının görüşünü mü esas alıyoruz şu anda? O durumda mıyız?" şeklindeki sorusuna yönelik de Kılıçdaroğlu, tüm hayatı Cumhuriyet Halk Partisi ile mücadele içinde geçen bir partinin hayatta olan en kilit isimlerinden birisinin görüşünü söylediğini, CHP'nin görüşünü ise ayrıca dile getireceğini belirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetle sorunu olmayan, demokrasi mücadelesi yapan, 'Yeter söz milletindir' kampanyasını CHP'ye karşı başlatan bir kişinin iradesinden ve ifadesinden bahsediyorum. 'Atatürk tek adamlığı aklından geçirmemişti.' Evet, hiç geçirmedi. Nasıl?" diyerek, Erzurum, Sivas kongrelerinde, 23 Nisan 1920'de Meclis açıldığı zaman "tek adam" olmadığını, Kurtuluş Savaşı'nı TBMM'nin yönettiğini ve o nedenle gazi unvanı aldığını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e komutanlık yetkisinin de belli sürelerde verildiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, "Tek adam bizim tarihimizde olmamıştır. Tek adam nerelerde var? O örnekleri vereyim size. Tek adam bugün Suriye'de var. Tek adam nerede var? Saddam'ın Irak'ında vardı. Tek adam nerede vardı? Kaddafi'nin Libya'sında vardı. Biraz daha geriye gidersek, Çavuşesku'nun Romanya'sında vardı." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, "Oraya mı benzetiyorsunuz Türkiye'nin gidişatını?" sorusuna yönelik de "Evet, oraya benziyor." yanıtını verdi.

Çelik'in "Bu çok sert, ileri ve aşırı uçta bir benzetme değil mi? Türkiye, demokrasisi, kurumları, kontrol mekanizması iyi çalışan, her türlü eleştirisine rağmen demokrasisi yerleşik bir ülke değil mi? Ben ülkemi Irak ile Suriye ile aynı platformda görmek istemem." yorumu üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Şu eleştiriye, şu öngörünüze şu anda katılıyorum. Bütün bunlara rağmen bizim demokrasimiz Irak'tan da Suriye'den de Libya'dan da Suudi Arabistan'dan da İran'dan da Katar'dan da daha ileride. Yapılacak değişiklikle makara tersine sarılıyor. Türkiye onlara benziyor. Örnek vereceğim size, Suriye anayasası ile bizim yaptığımız değişikliğe örnek vereceğim. Suriye anayasası, 'Cumhurbaşkanı ve başbakan halk adına yürütme yetkisini kullanır.' diyor. Bizde yapılmak istenen, öngörülen değişiklik, 'Yürütme yetkisi ve görevi cumhurbaşkanı tarafından kullanılır.' Başbakanlığı kaldırıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Bu modeldeki başka gelişmiş demokrasilerdeki örneklerde de böyle bir düzenleme var. Eğer model böyle değişiyorsa cumhurbaşkanının böyle bir yetkisi olamaz mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Amerika'da başkanın senatonun onayı olmadan büyükelçi bile atayamadığını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ise Cumhurbaşkanının bütün üst düzey kadrolarının bir kararnameyle değiştirme hakkına sahip olduğunu söyledi.

"Parlamento kendisi bir seçim kararı alabilir"

Fransa'daki yarı başkanlık sisteminin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, Fransa'da yargının bağımsız olduğunu, güçler ayrılığı ilkesinin bulunduğunu dile getirerek, "Benim tayin ettiğim bir mahkemede bir başka vatandaşın, başka bir partinin davası görüşülürse, o vatandaş, o mahkemeye inanamaz, doğru karar verse bile. Söylediğimiz budur. Bir siyasi partinin genel başkanı bir mahkemeye hakim tayin ederse orada adalet olmaz. Bu kadar açık. Suriye anayasası, 'Cumhurbaşkanı yardımcılarını ve bakanları atar, görevlerinden uzaklaştırır.' Yeni model, 'Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanları atar ve görevlerine son verir.' Suriye anayasasıyla, bizim yapmak istediğimiz aynı." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, Çelik'in "Kim yapmalıydı bunu, daha doğru olurdu size göre? Yani kendi çalışacağı insanları kimin tayin etmesini, seçmesini daha uygun bulursunuz?" sorusu üzerine de bakanları başbakanın atadığını belirtti.

Hakan Çelik'in "Ama başbakan yok, yeni bir modele geçiyor. Siz mevcut durumun devam etmesini söylüyorsunuz" yorumu üzerine de Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki mevcut durumun, Suriye'nin durumuna uydurulduğunu, hatta oradaki anayasanın alınmaya çalışıldığını savundu.

Çelik'in, "Türkiye, 'Suriye'ye doğru anayasa nasıl yapılır?' diye öneren bir ülke, niye Suriye'den anayasa almak durumunda olsun ki?" sorusuna karşılık da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Aynı soruyu şimdi ben de vatandaşlarıma soruyorum. Aynı maddeler, desinler ki bu madde yok. Ben okuyorum zaten. Okuyorum yine, 'Cumhurbaşkanı sebepleri açıklayan bir kararla halk meclisini fesh edebilir.' Ama önemli bir ayrıntı var burada, 'Sebepleri açıklanan bir kararla halk meclisini fesh edebilir.' geliyorum bizimkine 'Cumhurbaşkanı hiçbir sebep göstermeden seçim kararı alıp TBMM'yi fesh edebilir.' Suriye anayasasından bir adım daha ötede." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanının da bu durumda seçime gideceğinin hatırlatılması üzerine, ona bir itirazının olmadığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Cumhurbaşkanının seçime gidip, gitmemesinin ötesinde sorun şu; bir kişinin, 80 milyonun seçtiği getirdiği, parlamentoyu kendi iradesiyle ve hiçbir gerekçe göstermeden fesh edip, etmemesidir. Sorun bir demokrasi sorunudur. Parlamento kendisi bir seçim kararı alabilir. Hiçbir itirazım yok, nitekim çoğu zaman almıştır. Parlamento kendi başına seçim kararı alsaydı, o fesih değil zaten, o seçimlerin yenilenmesi kararı. Cumhurbaşkanında şöyle bir hak olamaz, olmamalı zaten. Bu hak bizim ancak ve ancak bizim bugün yürürlükte olan anayasaya göre seçimden sonra 45 gün içinde hükümet kurulamazsa Cumhurbaşkanı TBMM Başkanının görüşünü, olurunu alarak Meclis'i fesh edip, erken seçime götürebiliyor. Şimdi ne görüşünü istiyor, ne başka bir şey istiyor. Ben bir sabah kalktım, 'Meclis'i fesh ediyorum, buyurun hep beraber erken seçime gidiyoruz.' Doğru değil bu. Esad'ın anayasayla hiçbir farkı yok. Esad'ın anayasası biraz daha iyi çünkü, cumhurbaşkanı gerekçeleri halka anlatmaz zorunda. Esad'ın anayasasından daha geride. Ben bunu kabul edemiyorum. Onun için diyorum, kesinlikle hayır çıkacaktır."

"Halkın iradesini savunmak zorundayız"

AK Partililere seslenen Kılıçdaroğlu, "Sağduyu sahibi olan Adalet ve Kalkınma Partililer, özellikle onlara sesleniyorum, partinizi, Sayın Cumhurbaşkanını seviyor, saygı gösteriyorsanız, Binali Bey'i seviyorsanız, saygı gösteriyorsanız, ülkenizin geleceğini düşünüyorsanız sağduyulu davranıp gidelim. Türkiye'yi bir felaketin eşiğine sürüklemeyelim. Türkiye'yi bir kaosun içine sürüklemeyelim. Her vatandaş ölçüp, tartsın. Neden vatandaşların seçtiği parlamentoyu bir kişi kalkıp görev süresi dolmadan bir sabah hiçbir gerekçe göstermeden 'Ben fesh ediyorum.' der?" ifadelerini kullandı.

Parlamentonun kendisinin erken seçim kararı almasını doğru bulduklarını, nitekim, mevcut durumda cumhurbaşkanının da 45 gün içinde hükümet kurulmaması durumunda Meclis'i erken seçime götürebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"İtiraz oldu mu? Hayır. Neden? Anayasada alınan bir yetki var. Peki bu değişiklik olursa? Hiçbir gerekçe yok, TBMM Başkanından görüş dahi istenmeyecek. Esad'ın anayasası 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışır mı yakışmaz mı? Ben bu soruyu bütün vatandaşlarıma soruyorum. Esad'ın anayasasını örnek almak, ne zamandan beri demokrasiyi örnek almak, bir ülkeyi kıyaslayarak kendi ülkemizde demokrasiyi geliştirmek olarak göreceğiz? Herkesin oturup düşünmesi lazım. Bunun partilerle, şahıslarla ilgisi yok. Ama biz ülkemizde demokrasiyi, halkın iradesini savunmak zorundayız. Milli iradenin üstünde başka bir gücü tanımlayamayız. Yanlıştır bu. Milletin istiklalini milletin azim ve kararı değil, bir kişi belirleyecektir. Olmaz, yanlıştır."

Kemal Kılıçdaroğlu, bu yetkilerin kendisine verilmesinin de doğru olmayacağını dile getirerek, Çelik'in, "Evet' çıktı diyelim. 2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde siz aday olmayacak mısınız anlamına mı gelir bu?" sorusu üzerine, "Hiç endişeniz olmasın. Ben bu milletin sağ duyusuna, ferasetine, demokrasiye bağlılığına güveniyorum. Bu millet kendi ülkesini ateşe atmaz. Hangi anne evladını freni olmayan bir otobüse bindirir. Şimdi bize diyorlar ki 'Esad'ın anayasasını alacağız, freni olmayan bir otobüse 80 milyonu bindireceğiz.' Hangi vicdan kabul eder bunu?" ifadelerini kullandı.

Halk oylamasından "evet" çıkması durumunda Türkiye'nin sonu belli olmayan bir kaosun içine gireceğini savunan Kılıçdaroğlu, bugünkü anayasal düzene göre bir bakanı Yüce Divan'a göndermek için 276 oyun lazım olduğunu, bunun için yeni sistemde 400 milletvekilinin oyuna ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Özellikle mütedeyyin vatandaşlarıma seslenmek istiyorum, sizin inancınıza, kimliğinize, yaşam tarzınıza sonsuz saygı duyuyorum. Ama siz de çok iyi biliyorsunuz ki kul hakkı yemek bizim inancımızda en büyük günahtır. Kul hakkı yiyenlerden ben hesap soramayacağım." diyerek, anayasa değişikliğine göre gensoru veremeyeceklerini, sözlü soru sorulamayacağını, yazılı soru verilebileceğini aktardı.

Çelik'in "Biz kendi ülkemizin geleneklerine güvenemez miyiz? Yok mu bu ülkenin hiçbir sigortası? Bu kadar yıllık cumhuriyet mirasımız var. Bir devlet geleneğimiz var." şeklindeki yorumu üzerine Kılıçdaroğlu, sözlü sorunun bakanın Meclis'e gelmemesi için kaldırıldığını savundu.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel
title