CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Artvin'de."Bizim Yolumuzda Demokrasi Var."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim yolumuzda demokrasi var."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim yolumuzda demokrasi var. O kadar ki Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesinin yolunu açan partiyiz, çünkü biz ruhunda demokrasiyi yaşatan partiyiz" dedi.
Kılıçdaroğlu, Rize'de, Karadeniz'in Özelliklerini Koruma Derneği (KÖK) tarafından düzenlenen "4. Uluslararası Karadeniz Kalkınma Kurultayı DOKAP ve Bölgesel Kalkınma Planları Sempozyumu"na katıldıktan sonra karayoluyla Artvin'in Hopa ilçesine gitti.
Burada Hopa Belediyesi'ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu, 11 Ekim'de makamında uğradığı silahlı saldırıda yaralanan Hopa Belediye Başkanı Turan Kasımoğlu'nun sağlık durumu hakkında bilgi aldı.
Daha sonra belediye önünde kendisini bekleyen vatandaşlara hitap eden Kılıçdaroğlu, "Siz kalkmışsınız korsan gösteri düzenliyorsunuz. Ben sizi Silivri'ye göndermez miyim" diyerek konuşmasına başladı.
Demokrasinin herkesin düşüncesini özgürce dile getirdiği rejimin adı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Demokrasi medya özgürlüğü demektir. Demokrasi insanın özgürce düşünmesi demektir. Demokrasi her siyasal partinin düşüncesini özgürce dile getirebileceği, parti programında yazdığı rejimin adıdır. Bunu kabul etmeyenleri biz de asla demokrat olarak görmedik, görmeyeceğiz de. Demokrasilerde baskı olmaz. Demokrasilerde zulüm olmaz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin özelliği zorbalığa direnmesi, zorbanın karşısında yer alması, mazlumun yanında olmasıdır. Biz mazlumun yanındayız" diye konuştu.
Hopa Belediye Başkanına yapılan saldırıdan sonra bütün Hopalılara 'geçmiş olsun' dileğinde bulunan Kılıçdaroğlu, "Bu belediye başkanını siz seçtiniz. Halkın seçtiği yöneticiye silahla müdahale edilmez, baskı kurulmaz. Halkın seçtiği yöneticiye silahla müdahale ederseniz, saldırırsanız, korkutmaya kalkarsanız Hopalılara aynı şeyi yapmış sayılırsınız. Hopalı bunu kabul etmez, Hopalı baskıya tahammül bile etmez. Hopalılar hiçbir zaman baskıyı kabul etmediler. Her zaman direndiler. Hopalı'nın kanında zulme karşı direnmek vardır" dedi.
Türkiye'nin süratle bölündüğü, ayrıştığı bir sürecin içerisinde olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Yapan siyasi iktidardır. Türkiye'nin her yerinde yurttaş kendisine şunu soruyor, 'ne olacak bu memleketin hali-' Bu soruyu soranlar, kendilerine ikinci soruyu soracaklar. 'Kim Türkiye'yi sürüklendiği bu bataktan çıkartabilir'. Yüreğinde insan sevgisi olan, hiç kimseyi ayrıştırmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, doğuyu, batıyı, kuzeyi, güneyi kuşatan, yurdun her tarafına gidip halkıyla ilişki kurup bütün komşularıyla barış içinde yaşamak isteyen, demokrasiyi getiren, Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal'in partisini hatırlasınlar" diye konuştu.
Cumhuriyeti yedi düvele karşı mücadele ederek kurduklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bizim yolumuzda demokrasi var. O kadar ki Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekili seçilmesinin yolunu açan partiyiz, çünkü biz ruhunda demokrasiyi yaşatan partiyiz. Çünkü bizim genlerimizde Kuvayi Milliye'nin dokuları vardır. Yeni bir anlayışa ihtiyacımız var. Barışa ihtiyacımız var. Zulme karşı durmaya ihtiyacımız var. Demokrasiye ihtiyacımız var. Herkesin özgürce telefonla konuşabildiği bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. Medyanın, basının özgür olduğu bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. Bunun yolu, adresi bellidir. Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Rahmetli İnönü 1950 yılında seçimleri kaybettiğinde gazeteciler gelip soruyorlar, 'Paşam seçimi kaybettiniz, yenildiniz' diyorlar. 'Evet', 'benim yenilgim, en büyük zaferimdir. Çünkü ben bu ülkeye demokrasiyi getirdim' diyor. Türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarmamız lazım. Demokratik yollarla bunu yapmamız lazım. Halkın sağduyusuyla bunu yapmamız lazım. Ayrılık, gayrılıkla değil, beraber olarak bu zorluğu aşmamız lazım. Bunun yolu, anahtarı sizlerdedir. Yolu, anahtarı sizlerde olduğu için size güveniyorum, size inanıyorum. Umudum, ne ABD'dir, ne Fransa'dır, ne Almanya'dır, ne Irak'tır, ne Rusya'dır. Umudum Türkiye Cumhuriyeti halkıdır. Umudum sizsiniz."
-"Görkemli bir Cumhuriyet çınarının dallarıyız biz"-
Kılıçdaroğlu, demokrasilerde halkın üstünde başka bir güç olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Cumhuriyetimizi kutlayacağız. Polis baskısı geliyor. Panzerle geliyorlar. Copla geliyorlar. Biber gazıyla geliyorlar. Bu halk Cumhuriyeti'ne sahip çıkmıştır. Bu halk demokrasiye sahip çıkmıştır. Bu halkın önünde hiçbir panzer, hiçbir cop, hiçbir gaz duramaz. Geçmişte bizi kılık kıyafetle bölmeye çalıştılar. İnançlarımızla bölmeye çalıştılar. Rengi ne olursa olsun, kimliği ne olursa olsun, kılık kıyafeti ne olursa olsun, ayrışmayacağız. Cumhuriyetin etrafında, demokrasinin etrafında bir vücut gibi bir arada mücadele edeceğiz. Bir çınarın gövdeleriyiz biz. Görkemli bir Cumhuriyet çınarının dallarıyız biz. Artık beraber olma günüdür. Yedi düvele karşı nasıl beraber durduysa atalarımız, dedelerimiz, şimdi de Cumhuriyetten, demokrasiden yana, yine onurumuzla, bağımsız Türkiye'yi yeniden ayağa kaldıracağız. Ben demokrasi yolunda yorulmam. Cumhuriyet için 'ben yoruldum' denmez. Kanımızın son damlasına kadar demokrasi için, özgürlük için, ülkemizin bağımsızlığı için, halkın refahı için, bu ülkede herkesin karnı doyuncaya kadar yolumuza devam edeceğiz."
Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından Hopa Belediye Başkanı Kasımoğlu'nu evinde ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulundu.
-"Sanata ve sanatçıya değer veren ülkeler, çağdaş ülkelerdir"-
Kılıçdaroğlu, daha sonra Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu'nun Yeşilköy köyündeki mezarını ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, bir ülkeyi sanatın güçlü kıldığını belirterek, "Kazım Koyuncu bu ülkeye, topluma mal olmuş, herkesin saygı duyması gereken bir sanatçıydı. Sanata ve sanatçıya değer veren ülkeler, çağdaş ülkelerdir. Hepimiz sanata, çağdaşlığa değer vermeliyiz. Onları anmalıyız. Bizim çok önemli değerlerimiz var. Sanatçı bazen bizim hoşlandığımız şeyleri söylemeyebilir. Ama bu onları sanatçı yapan özelliklerden biridir" dedi.
Kılıçdaroğlu, Koyuncu'nun akrabalarıyla kısa bir süre sohbet etti.
Köydeki bir çay ocağına giden Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin "iki başlı yönetim tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine, "Bu ülkede Cumhuriyet Bayramı'nı herkesin özgürce kutlamasını istiyoruz. Baskının, şiddetin olmamasını istiyoruz. Türk bayrağını alıp bayramını kutlayacak olanların önüne engel, zorluk çıkarılmamasını istiyoruz. Cumhurbaşkanı şunu yapmış, Başbakan şunu yapmış o tartışmaların içinde değiliz biz. Neden değiliz, bilmiyoruz ki ne konuştular. Bize bilmediğimiz bir konuda yorum yapmak yakışmaz" dedi.
Muhabir: Zafer Sel / Asena Akçay
Yayıncı: Murat Kaban - ARTVİN