CHP Avrupa Birliği Temsilcisi Sevinç: "Ap'de Üyelerin Çoğunluğu Türkiye'nin Üyeliğini Destekliyor"
Aynur TATTERSALL - LONDRA / DHA - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin Avrupa Birliği (AB) Temsilcisi ve Avrupa Sosyalist Parti Yönetim Kurulu üyesi Kader Sevinç, Türkiye'nin AB tam üyeliği ile ilgili Nisan ayı içinde ortaya çıkacak raporun taslağınının AB Dış İlişkiler Komisyonu'nda hala tartışıldığına dikkati çekerek, "Umarım Türkiye hükümeti bu raporları Türkiye için iyi bir yol haritası, dostane bir uyarı olarak kabul eder" dedi.
Aynur TATTERSALL - LONDRA / DHA - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin Avrupa Birliği (AB) Temsilcisi ve Avrupa Sosyalist Parti Yönetim Kurulu üyesi Kader Sevinç, Türkiye'nin AB tam üyeliği ile ilgili Nisan ayı içinde ortaya çıkacak raporun taslağınının AB Dış İlişkiler Komisyonu'nda hala tartışıldığına dikkati çekerek, "Umarım Türkiye hükümeti bu raporları Türkiye için iyi bir yol haritası, dostane bir uyarı olarak kabul eder" dedi.
İngiltere'nin başkenti Londra'da İngiliz Parlamentosu'nda İngiliz İşçi Partisi'nin düzenlediği Türkiye konulu bir toplantının konuğu olan Kader Sevinç DHA'nın sorularını yanıtladı.
"TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ DESTEKLENİYOR"
Avrupa Parlamentosu'nun çok katmanlı 28 üye ülkeden çok farklı siyasi ailelerden ve gruplardan siyasetçilerin bulunduğu bir ortam olduğuna işaret eden Sevinç, AB konusunda Türkiye ile ilgili çok farklı eğilimler olduğunu ancak en başından beri Avrupa Parlamentosu'nun çoğunluk üyelerinin Türkiye'nin üyeliğini desteklediğini ifade etti.
Avrupa Parlamentosu'nda 2005 yılından bu yana Türkiye karşıtı grupların söylem değiştirdiğini belirten Sevinç, "Daha önce Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması imkansız. Türkiye hiçbir zaman üye olamayacak çünkü Müslüman çoğunluğu olan bir ülke, çünkü çok büyük bir ülke" diyorlardı. Bugün tamamen söylem değişmiş durumdalar. Türkiye'nin demokratik gelişmeler alanında geri kalmış olmasını kullanmaya başladılar. 'Türkiye AB'ye üye olamaz çünkü demokratik standartları karşılamıyor'demeye başadılar" şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE İÇİN TEHLİKELİ BİR GELİŞME"
Kophenag siyasi kriterlerini yeterince tamamlamış bir ülke olarak AB müzakerelere başlamış olmasına rağmen hükümetin uyguladığı yasalar nedeniyle bugün Türkiye'nin Kophenag siyasi kriterlerini yeterince karşılayıp karşılamadığının sorgulandığını ve bunun çok tehlikeli bir gelişme olduğunu belirten Sevinç, sözlerini şöyle sürdürdü;
"Şu anda Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye raporu tartışılıyor. Bu rapor Türkiye'ye yönelik çok önemli eleştiriler içeriyor. Gerek iç güvenlik yasası, gerek yargı bağımsızlığı ile ilgili yaşanan endişeler, medya bağımsızlığı, sivil toplum üzerindeki baskıları içeriyor. Bu rapor Nisan ayı içinde ortaya çıkacak. Taslak dış ilişkiler komisyonunda tartışılıyor. Türkiye geçtiğimiz yıllarda bu raporları redderek çöpe atarak Avrupa Birliği'ne saldırgan ifadelerde bulunarak karşılamışlardı. Diliyoruz bu defa Türkiye hükümeti bu raporları Türkiye için iyi bir yol haritası, dostane bir uyarı olarak kabul eder. En önemlisi yapılacak tüm reformların Türkiye'yi daha demokratik bir ülke haline getirmemin Avrupalılar için değil bizim kendi yurttaşlarımız için ve ülkemizi çok daha iyi bir ülke haline getirmek için yapılması gerektiğini hiçbir zaman unutmazlar. Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye karşıtı gruplar değişik siyasi aileler içinde organize olmuş durumdalar. Bunlar daha çok Hristiyan Demokrat ağ içerisinde yoğunlaştıklarını görüyoruz. Mesela uzun yıllar Türkiye'nin AB üyeliğinin son derece katı bir şeklide karşısında olan Elmar Brok'u görüyoruz ki bugün Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başlanlığı'nı üstleniyor. Brok'un da söylemlerine baktığımızda bu değişimi görebiliyoruz. Düne kadar Brok, Türkiye'yi çok kalabalık bir ülke, Müslüman ağırlıklı bir ülke olmakla eleştirirken, bugün Türkiye'nin AB üyeliği karşıtlığını demokratikleşme gerekçelerine dayandırmaya başladı".
"AVRUPA'YA DOĞRU MESAJ VERME ZAMANI"
Türk kamuoyuna da seslenen Sevinç, Avrupa'ya ve Avrupalı parlamenterlere AB kurumlarına bakarken dikkat etmesi gerektiğini ifade ederek,"Avrupa'yı sorunun bir parçası olarak tanımlayanlar olduğu gibi çözümün bir parçası olarak da tanımlayanlar var. Yani Avrupa bugün Türkiye'de yaşanan sorunlara nasıl bir çözüm üretiyor. Türkiye'ye en önemlisi Türk kamuoyuna Türkiye'deki demokratlara, ilericilere, demokrasi mücadelesi verenlere nasıl bir mesaj veriyor. Bugün ihtiyacımız olan Türkiye'deki demokratların, ilericilerin Avrupa tartışmasına çok daha etkili sahip çıkmaları ve bazı kesimleri harekete geçirebilecek heyecanı Brüksel'e ve tüm AB başkentlerine daha etkili bir biçimde yansıtmaları. Zaman Avrupa'ya doğru mesajları Türkiye'den de verebilme zamanı" şeklinde konuştu.