Haberler
Kabine sonrası Erdoğan'dan yetkisiz çakar kullananlara net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

Erdoğan'dan Kabine sonrası net mesaj: Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız

İsrail ve Lübnan, savaşın bitmesi için bazı konularda anlaştı

İki ülke anlaştı! Aylardır devam eden savaşın bitmesi artık an meselesi

Ailesini katleden Bahtiyar Aladağ berber dükkanında aylarca atış talimi yapmış

7 kişiyi öldüren cani, katliama aylar öncesinden hazırlanmış

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat göndermişti: Müdür hakkında suç duyurusu

10 Kasım törenine katılmayan öğrenciye tebligat gönderen müdür için suç duyurusu

CHP 34. Olağan Kurultayı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP'nin 34.Olağan Kurultayı'nın "Demokrasi ve Özgürlük" başlıklı bildirisi yayımlandı.

CHP'nin 34. Olağan Kurultayı'nın "Demokrasi ve Özgürlük" başlıklı bildirisi yayımlandı.

Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata başkanlığında, milletvekilleri Rıza Türmen ve Şafak Pavey, Parti Meclisi Üyesi Ekrem Kerem Oktay ile 81 ilden birer temsilci tarafından hazırlanan bildiri, kurultay delegeleri tarafından oybirliğiyle kabul edildi.

Bildiride, CHP'nin, Türkiye'nin özgürlük ve demokrasi yolunda attığı tüm büyük adımların öncüsü olduğu belirtilerek, bu adımların başında bağımsızlığın korunması, milli egemenliğin, eşit oy hakkının, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasının geldiği ifade edildi.

Demokrasinin temeli olan çok partili yaşama geçilmesinin, CHP'nin ortaya koyduğu sağlam iradenin bir sonucu olduğuna işaret edilen bildiride, "Ortanın solu politikasının benimsenmesi, siyasi hakların sosyal haklarla tamamlanması özgürlük ve demokrasi mücadelemizin en büyük başarıları arasındadır. CHP, tüm bu adımları demokrasi için, 'insanlar özgür olsun' diye atmıştır. Büyük değişimlerin partisi CHP, Türkiye'yi bir başka büyük değişime taşıyacaktır. CHP, Türkiye'de özgürlükçü demokrasiyi kuracaktır. Özgürlüğün partisi CHP, Türkiye'de özgürlükçü değişimi gerçekleştirecektir" denildi.

Bildiride, Türkiye'de özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin kurulması gerektiği belirtilerek, şu görüşlere yer verildi:

" Türkiye'nin en temel sorunu, demokrasiyi ve insan haklarını tehdit eden baskıcı rejimdir. Yazarların, gazetecilerin, sanatçıların, akademisyenlerin, öğrencilerin, sendikacıların, siyasetçilerin özgürlükleri ellerinden alınmaktadır. Hakları ihlal edilen her insan bilmelidir ki CHP onların yanındadır.

CHP'nin ilk hedefi Türkiye'de hukukun üstünlüğünü tam olarak gerçekleştirerek, yönetimin her türlü keyfiliğine son vermektir. İnsan hak ve özgürlükleri yargı bağımsızlığı sağlanarak hukuk devletinin teminatı altına alınmalıdır.

İktidarın tektipçi ve çoğunlukçu anlayışına son verilmeli, siyasete ve toplumsal yaşama çoğulculuk hakim olmalıdır. Türkiye, farklı kimliklerin barış ve kardeşlik içinde yaşadığı bir ülke haline gelmelidir. Hedefimiz, her bireyin farklılıklarını yaşayabileceği, özgür ve eşit vatandaş olduğu bir Türkiye'dir."

Parlamenter sistemin güçlendirilmesi, milli iradenin, her türlü vesayete ve antidemokratik uygulamaya karşı kararlılıkla savunulması gerektiği vurgulanan bildiride, şu ifadeler yer aldı:

"Günümüzde Türkiye tehlikeli bir otoriterleşme ve tek adamlaşma süreci yaşamaktadır. Parlamentonun yetkilerinin hukuki ve fiili olarak azaltılması demokrasiye büyük zararlar vermektedir. Öncelikle yapılması gereken otoriterleşmenin ve tek adamlaşmanın karşısında halkın sesi olan Meclisimizin güçlendirilmesidir. Demokrasinin yaşatılması için, güçlü bir parlamento ile hükümetin denetlenmesi ve iktidarın dengelenmesi gerekmektedir.

Parlamentonun denetim yetkilerini artırmak için TBMM'de 'Kesin Hesap Komisyonu' kurulmalı ve başkanlığı anamuhalefet partisine verilmelidir. Başbakan ve bakanlar düzenli aralıklarla Meclis üyelerinin tüm sorularına zamanında ve tam olarak yanıt vermelidir. Milli iradenin TBMM'de temsilinin artırılması için yüzde 10 seçim barajı kaldırılmalıdır. Milletvekillerinin tutukluluğuna son verilmelidir."

-"Tüm özel yargılama usullerine son verilmeli"-

Yargı bağımsızlığına vurgu yapılan bildiride, "Yargı sisteminin kapsamlı bir reforma tabi tutulmalıdır. Adalet Bakanlığı'nın yargı mensupları üzerindeki etkisine son verilmelidir. Savunma makamının hakları güçlendirilmeli ve anayasal güvence altına alınmalıdır. Tüm özel yargılama usullerine son verilmelidir. Yargılamalara evrensel insan hakları hukuku ilkelerinin, özellikle de adil yargılanma ilkesinin hakim olması sağlanmalıdır" ifadelesi kullanıldı.

Bildiride, laikliğin korunması ve geliştirilmesi gerektiğinin altı çizilerek, dinin siyasete alet edilmemesi, din ve siyaset işlerinin birbirinden ayrılması, devletin, tüm inançlara eşit mesafede durması gerektiği dile getirildi.

"Demokratik bir yönetimde asker, polis, istihbarat birimleri gibi tüm güvenlik kuvvetlerinin sivil yönetimin demokratik denetimi altında olmalı ve hukuka uygun davranmalı" denilen bildiride, tüm bu kurumların yetkililerinin düzenli aralıklarla TBMM'ye hesap vermesi ve tüm güvenlik personelinin eşit şekilde yargı denetimine tabii olması gerektiğine işaret edildi.

Bildiride ayrıca yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yetkilerinin artırılması istendi.

-"Özgürlüklerinin önündeki engeller kaldırılmalı"-

Ceza mevzuatında bulunan onlarca maddenin ifade özgürlüğünü sınırlamaya devam ettiği öne sürülen bildiride, şöyle denildi:

"Yüze yakın gazeteci hapistedir. Sanatsal ifadenin önüne ciddi engeller çıkarılmaktadır. Mevzuatta yer alan ifade özgürlüğünü engelleyen hükümler, uluslararası insan hakları hukuku temelinde değiştirilmelidir. Örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalıdır. İktidarı denetleyen en büyük toplumsal güç, örgütlü sivil toplumdur. Sivil toplum kuruluşlarının ve demokratik kitle örgütlerinin tüm karar süreçlerine katılımı teşvik edilmelidir. Sosyal haklar mücadelesinin odağında sendikalar vardır. Sendikal örgütlülüğün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

İşkence ve kötü muameleye son verilmelidir. Güvenlik kuvvetlerinin yurttaşlara karşı aşırı güç kullanımı gittikçe artmaktadır. Yurttaşlara kötü muamelede bulunan devlet görevlileri korunmakta, haklarında gerekli soruşturmalar yapılmamaktadır. Bu tarz eylemlerde bulunanlar cezalandırılmalıdır. İşkence nedeniyle ödenen tazminatlar için faillere rücu edilmelidir.

Toplantı ve gösteri özgürlüğü tam olarak sağlanmalıdır. Tüm devlet kurumları muhalif grupların gösterilerine karşı zorluklar ve engeller çıkarmaktadır. Barışçıl gösteriler dahi güvenlik kuvvetlerinin şiddetli müdahalelerine maruz kalmaktadır. Toplantı hakkının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Göstericilere karşı güç kullanan kamu görevlilerinden hesap sorulmalıdır."

Bildiride, kadın haklarının saldırılara karşı korunması ve geliştirilmesinin, iletişim özgürlüğüne ve özel yaşamın gizliliğine saygı gösterilmesinin önemine işaret edilerek, internet denetimleri ve telefon dinlemeleri yapan tüm devlet kurumlarının, TBMM'de belirlenecek bir komisyona hesap vermesinin sağlanması gerektiği belirtildi.

İnsan haklarına aykırı tutukluluk rejimine son verilmesi, insan hakları ihlallerinin ve faili meçhullerin kararlılıkla üzerine gidilmesi, özgürlükçü ve sorgulayıcı bir eğitim sistemi oluşturulması, üniversitelerin özerk, akademisyenlerin özgür olması ve güçlü sosyal devlet ile toplumun tüm kesimlerinin özgürlüklerden eşit şekilde yararlanmasının sağlanması gerektiği de bildiride yer aldı.

-"Terör suçlarının tanımı yeniden yapılmalı"-

Bildiride ayrıca yaşanan birçok insan hakları sorununun temelinde terör suçlarının çok geniş yorumlanmasının yattığı görüşü savunularak, şunlar kaydedildi:

"Gazetecilerden Emekli Genelkurmay Başkanına, akademisyenlerden öğrencilere birçok kişi 'terörist' suçlamasıyla karşı karşıyadır. Terör suçu yeniden tanımlanmalı ve şiddet eylemlerine bulaşmamış kişilerin terör gibi ağır bir ithama maruz kalmaları engellenmelidir.

Toplumsal sorunlar barışçıl yöntemlerle çözülmelidir. Toplumumuz otuz yıldır yaşanmakta olan derin acıları geride bırakacak kalıcı bir çözüm beklentisi içindedir. Bir yandan terörle mücadeleye devam edilirken, diğer yandan Kürt sorunu çözüme kavuşturulmalıdır. Bu sorun Türkiye'nin başat sorunlarındandır. Bu sorunun çözümü için toplumsal bütünleşmenin sağlanması, demokrasi, adalet ve insan haklarının güçlendirilmesi gerekmektedir. CHP ayrılıkçılığa da, ayrımcılığa da karşıdır.

Kürt meselesinin çözümünde temel yöntem toplumsal mutabakattır. CHP sorunu sadece hükümetlerin işi olarak görmemekte, TBMM'nin gereken sorumluluğu üstlenmesini önermektedir. Bu amaçla CHP, TBMM'deki siyasi partilerin katılacağı bir 'Toplumsal Mutabakat Komisyonu' kurulmasını öngörmektedir. Seçim barajının düşürülmesi, anadil öğrenimi, faili meçhullerin aydınlatılması gibi siyasi adımlar, ekonomik sorunları azaltacak yatırımlar ve aile sigortası gibi sosyal kazanımlar bölgede bir özgürlük, huzur, güven ve barış iklimi yaratacaktır. Terör bu iklimde sona erdirilecektir."

Muhabir: Seval Güler/Barış Gündoğan/Ferhat Demircan

Yayıncı: Murat Taydaş - ANKARA

Kaynak: AA / Güncel
title