Cezaevinde Doğan Grup, Sahneleri Sallıyor

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - İnfaz ve koruma memurlarının oluşturduğu "Grup CTE"'nin sahne performansından detaylar- Grup solisti Azmi Çağgün Aybek ile röportaj - İnfaz ve koruma memurlarının oluşturduğu "Grup CTE"'nin sahne performansından detaylar İstanbul'daki farklı cezaevlerinde çalışan infaz ve koruma memurlarının oluşturduğu "Grup CTE", rock müziğe getirdiği yeni yorumla başta cezaevlerindekiler olmak üzere birçok etkinlikte sahne alıyor. "Grup CTE", 2014 yılı başında Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü'nün izni ve desteğiyle Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İstanbul Eğitim Merkezi'nde çalışmalara başladı."Anadolu rock" olarak adlandırılan türde müzik yapan grup, 2014 yılının nisan ayından bu yana, İstanbul, Afyon, Denizli, Samsun ve daha birçok şehirdeki ceza ve infaz kurumlarının yanı sıra, Türkiye'nin birçok ilinde halka yönelik yaklaşık 100 konser verdi. Hafızalardan silinmeyen şarkı ve türküleri yorumlayarak performanslarıyla dinleyicilerinin büyük beğenisini topluyan "Grup CTE", tutuklu ve hükümlülerin topluma yeniden kazandırılması amacıyla gerçekleştirilen kültürel etkinliklere önemli katkılar sağlıyor. - "Özgecan olayı bizi çok derinden yaraladı"Grubun solisti ve grupta elektrogitar çalan Azmi Çağgün Aybek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, grup üyelerinin ceza ve tevkif evlerinin personelinden oluştuğu için gruba isim olarak kurumum kısaltması olan "CTE" adını verdiklerini söyledi. Gardiyan isminin 32 yıl önce değişmesine rağmen insanların halen infaz ve koruma memuru denince bunun tam olarak neyi ifade ettiğini anlamadığını belirten Aybek, "Gardiyan denince maalesef hatırlıyorlar. Malumunuz gardiyan da işkenceci, gaddar, duygusuz rüşvetçi gibi bir çok olumsuz sıfatla nitelendirilmiş bir meslek olarak anımsanıyor. Bizler bu ön yargıyı yıkmak için bir araya geldik" diye konuştu.Grubun sosyal sorumluluk projeleri kapsamında çeşitli besteler yaptıklarına dikkati çeken Aybek, "Özgecan olayı bizi çok derinden yaraladı. Teşkilatımız adına, teşkilatımızın duyarlığını duyurmak için 'Dört Duvar' isimli bir parça yaptık. 4 hafta boyunca söz ve müziğiyle uğraştık. Bu çalışmanın ardından duygularımızı ifade ettiğimize inandığımız bir parça ortaya çıktı. Özgecan üzerinden prim yapmak istemediğimiz için, şarkının sözlerinde Özgecan'a dair bir şey geçmiyor. 'İster kes, ister vur, ister yak, ister öldür. Sonun dört duvar olacak' derken, bütün insanlık namına şiddete dur demek, kıyılan bütün masum canlara dikkat çekmek ve toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlıyoruz. Keşke dünya daha güzel, insanlar daha mutlu olsa. Aybek, grubun 10 kişiden oluştuğunu, infaz ve korumu memurları Ali Emre Güler ve Muhammet Göktürk Karaca'nın vokalist olarak grupta görev aldıklarını, Can Kurtağa'nın bas gitar, Hakan Keskin'in elektro gitar, Halil İbrahim Güleryüz'ün akustik gitar Olcay Teker'in bağlama, İlyas Çetinkaya'nın ritm, infaz ve koruma memuru olmayan ve gruba dışarıdan destek veren Emre Onar'ın bateri ?çaldığını anlattı. Repertuvarlarında gerek duygusal gerek sosyal mesaj içeren birçok şarkı bulunduğu belirten Aybek, albüm hazırlıklarını sürdüğünü ifade etti. - Tutuklu ve hükümlüler konserden sonra fotoğraf çektirmek istiyorAyberk, tutuklu ve mahkumların konser başında kendilerine çok tepkisel durduğunu ve sert durmaya çalıştığını dile getirerek, "Tutuklu ve hükümlüler konserin finalinde gelip 'fotoğraf çekebilir miyiz' diye soruyorlar. 'Çıkınca sizinle görüşebilir miyiz?' diyorlar. Tabii ki cevabını veriyoruz. Binlerce insandan bir kişiyi kazanabiliyorsak, onu topluma kazandırabiliyorsak ne mutlu bize." İşaret diliyle seslendirecekleri bir parça yapmak isteklerini anlatan Aybek, grubun kurulmasından bu yana kendilerine destek veren tüm yöneticilerine teşekkür etti.