Haberler
İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Olay iddia: 7 kişiyi öldürüp intihar eden cani 'Karım beni aldatıyor' demiş

7 kişiyi öldüren cani tek bir cümle sarf edip silahına sarılmış

CHP'li Karabat'tan gündem yaratacak iddia: 200 TL'ye tüm kimlik bilgileriniz satılık

CHP'li isim video paylaşıp skandal bir iddiada bulundu

Görüntü Türkiye'den! Yolun ortasında donan at, kaskatı kesildi

At donduran soğuk

Cenk Erdoğan: "Fermata İle Beraber Duralım"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye'nin en önemli müzisyenlerinden Cenk Erdoğan'ın son albümü "Fermata" çıktı.

Cenk Erdoğan'ı yıllardır daha çok dizi ve filmler için bestelediği ve düzenlediği müzikler yoluyla tanıyoruz. Bunların yanında yine çok konuşulan "Sezenli Yıllar" projesi var. Yeni albüm bahanesiyle NTV Radyo'nun Kültür Sanat Köşesi'nde albümleri hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Erdoğan albümlerine 2008 yılında çıkardığı "İle" ile başladı; bunu Kavis, Kara Kutu, Lahza ve son olarak Fermata izledi. Bir albüm hikayesinin arka planında bakalım neler var.

Fermata için bir araya geldik ama önce şu soruyu sormak istiyorum; senin kendini içinde bulduğun müzik ailesi hangisi Cenk?

Caz terminolojisi ve Anadolu'dan çıkan ruhla, o paylaşım ruhuyla, Anadolu hissiyatı ile kendimi anlatmaya çalıştığım bir müzik tarzı bu. Kendi müziğimi yazdığım için aslında öznel bir müzik de diyebiliriz. Ama iletişim, yani iletme dili caz tabanına sabitlenebilir.

Toplam beş albümün var. Albümlere 2008'de "İle" ile başladın... Sırayla İle, Kavis, Kara Kutu, Lahza ve son olarak Fermata... Bu albümlerin isim hikayelerinden biraz bahseder misin?

"İle" benim ilk albümüm... Şunu hayal etmiştim; yaptığım müzik dinleyici ile aramda bir bağlaç olsun... Ararken "ile" ortaya çıktı. İle bir bağlaç sonuçta. Müzik ile ben, gitar ile ben, dinleyici ile ben gibi her şeyi bağlıyor. Ve ilk albümüm o hedeflediğim, hayal ettiğim şeye ulaştı...

Ardından "Kavis" var. İkinci albüm çok önemli çünkü ikincide kendini düzeltme safhası var. Bir dönemeç var. Birinci albümde güzel bir şeyler yakaladım, ikincide de bu köşeden dönersem başarabilirim bu işi diye düşündüm. Öyle olursa, bana karada ölüm yok dedim. Dönemeç, dönmek, atlamak derken baktım ki bir kavis çiziyorum sürekli... Sürekli bir şeyin yanından geçiyorum...

"Kara Kutu..." Her şeyin kaydedildiği bir kutudur hani, uçaklarda bildiğimiz. Ne olursa olsun, o kutuya bir şey olmuyor. Ölenler oluyor, o kutu açılıyor ve her şey açığa çıkıyor. Gerçekler, merak edilenler öğreniliyor. Şunu farkettim, bu kara kutu galiba bizim her şeyimizi sakladığımız yer. Bunu açabilirsek kendimizi karşı tarafa doğru olarak anlatabileceğiz. Kara Kutu'yu üç yılda besteledim. Albümde şöyle yazıyor; "bu albümü elinizde tutuyorsanız, kutuyu aralamışsınız demektir."

"Lahza" ise, Mehmet İkiz ile olan projemiz. Doğaçlama ağırlıklı bir müzik. Mehmet'le tanıştık ve iki gün sonra birlikte bir konser gerçekleştirdik. Tamamen plansız ve provasız. Aklımıza ne geliyorsa çaldık. Konseri kaydetmiştik. Kaydı dinledikten sonra şuralar güzel buralar güzel dedik ve o kaydın üzerine çalıştık. Lahza albümünde dinlediğiniz parçaların çoğu o konserde doğaçlama olarak çıktı. Bu doğaçlama öyle bir geçip gidiyordu ki, ismini de "göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman" anlamına gelen "Lahza" koyduk.

Ve son olarak "Fermata"... Müzikte duraklama işareti demek değil mi?

Fermata "müzikte durmak" demek. Durmak ve beraber başlamak. Aslında fermata işareti, orkestranın aynı anda durup kalktığı yerlerden bir tanesi. Mesela aynı anda elli kişi düşünelim, elli kişi aynı anda nefes alıyor ve başlıyorlar. Dedim ki durmak tamam da, fermata içinde olduğumuzda aynı zamanda "birlik" de oluyoruz. Bir şemsiye hayal ederseniz, bu bir iyilik şemsiyesi olsun ve bu kadar ayrıştığımız bir dönemde insanlar bu şemsiyenin altına girsin istedim... Kapaktaki gibi, ben şöyle bir şey savurayım ve hep beraber toplanalım altına; beraber nefes alalım. Beraber duralım istedim...

Fermata çok dolu bir albüm. Büyük emekler var. Bu emeklerin sahipleri kimler, nasıl hazırlandı, ne kadar sürdü, nedir bu emeğin arka planında bizim bilmediğimiz?

Yaklaşık üç, dört ayda besteledim bu albümdeki parçaları. Yoğun bir besteleme süreciydi. Genelde caz müziğinde bir melodi çalınır, melodiden sonra enstrümantalistler teker teker solo çalar sonra tekrar melodi çalınır ve biter. Ama artık bu bence çok gerilerde kalmış bir şey. Dolayısıyla bu defa ben gitarla üç dört sayfalık müzikler yazayım ve dinleyen insanlar müzik dinlesinler. Melodiyi dinlesinler ama melodilerde öyle şeyler yapayım ki durlar kalklar olsun, fermatalar olsun bir sürü... Bir periyot halinde insanlar bizimle aksın... Mehmet İkiz ve Baran Say kemik kadro olarak albümde yer aldılar. Yaklaşık 14 saat sürdü kayıtlar. Perküsyonda, çok genç ve yetenekli bir müzisyen Velican Sağun var. Can Direği adlı parçada Sibel Gürsoy, Tuba Önal, Dünya Kızılçay var. Bence onlar MFÖ'dan sonra Türkiye'de en iyi tınlayan üçlü. Albümde İranlı bir şarkıcı olan Golnar Shahyar da var. Shahyar, şah soyundan demekmiş... Golnar'ın vokalistliğine hayranım, çok etkileyici bir şarkıcı. Ve İsmail Tunçbilek'le çaldığımız, benim onun için bestelediğim "Çare" adlı parça var.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title