Cem Yılmaz'ı da Getirdik Ama Almanları Güldüremedik!
9 Mart'ta Tafalhalle'de galası yapılacak festivali Ediz Hun açacak.
9 Mart'ta Tafalhalle'de galası yapılacak festivali Ediz Hun açacak. 16 Mart'taki kapanışı ise Filiz Akın yapacak. Festival gelecek yıl çeyrek asrı tamamlayacak. İsterseniz en baştan başlayalım. Nasıl doğdu bu festival?
90'li yilların hemen başıydı. Iki Almanya yeni birleşmiş. Milliyetçi, ırkçı Nazi ruhu tekrar uyanmaya başlamış ve ortalığı yakıp yıkıyordu. Türklerin ve diger azınlıkların evleri yakılıyordu. Solingen, Mölln, Hoyerswerda'daki yakılan evler ve ölen insanlarımız hala belleğimizde. Korkunç günlerdi. Almanya'da evlerinde sabaha kadar nöbet tutan Türkler vardı. Işte böyle bir ortamda Almanlara Türk kültürünü saygın şekilde anlatmak için yola çıktık. Alman medyası kibirlidir, bizi tanımadan hakkımızda önyargılı yayınlar yapıyordu. Sinema günleriyle Türkiye'nin çağdaş yüzünü göstermek için Türkiye Sinema Günleri'nin birincisini 1992 yılında yaptık.
DEĞİŞİMDE BİZİM DE PAYIMIZ VAR
Festival nelerin değişmesine vesile oldu?
Alman medyası artık bambaşka bir pencereden bakıyor Türkiye'nin çağdaş kültürüne, Almanya'daki Türklere ve yarattığı ekonomiye. Yani saygınlık hissedilir şekilde arttı. Bu durumda bizim de rolümüz oldu. Ama özellikle sanatçılarımızın, Türkiye kültürünü ve Türk-Alman kültürünü çok samimi ve dürüst şekilde tanıtmalarından kaynaklanan müthiş bir saygınlık var. Almanlar, karşılarına Cannes Film Festivali'nde birincilik alan Nuri Bilge Ceylan filmi çıkınca küçük dillerini yutuyor. Almanya'nın en saygın yönetmenleri, oyuncuları Türkiye'den gelen sanatçılarımızla çok iyi diyaloglara giriyor. Bu tür diyaloglar normalleşince biz de hedefimize yaklaştık. Toplum ilerledi, bu gelişmeye sanatsal destek veriyoruz.
CEM YILMAZ'I DA GETİRDİK, OLMADI
Değişmesini isteyip de yapamadığınız şeyler de olmuştur mutlaka! Tabi ki. Her şeyi değiştiremeyiz. Örnegin festivalimiz Almanları daha güler yüzlü yapamadI. Şener Şen, Cem Yılmaz ve Ugur Yücel ile de denedik, olmadı. Yine de umudumuzu kaybetmedik.
Festivali her yıl kaç kişi takip ediyor?
Her yıl 10 bin kişiyi geçiyoruz. Bunun yarısından fazlası Alman seyircilerden oluşuyor. Bu yılla birlikte toplamda 200 bin seyircimizi geçeceğimizi düşünüyorum. Tabii rakamdan daha önemlisi bence süreklilik. Şehrin, yani Nürnberg'in ya da Almanya'daki yaşamın vazgeçilmez parçası olmak. Bir kaç yıl önce Türkiye ile Almanya hükümetlerinin arası gerildiğinde, Almanya Dısişleri Bakanı Sigmar Gabriel, bize yazı gönderdi. Festivalin kültürler arası diyalog açısından öneminin altını çizerek, festivalin mutlaka devam etmesini temenni etti. Hükümetler değişir, kalıcı olan toplumların benimsediği kültürel kazanımlardır.
BUGÜNE KADAR EN AZ 1000 FİLM GÖSTERDİK
24 yılda toplamda kaç film gösterildi!
Bazı yıllar 80 film gösterdik, ama her yıl en az 40 civarında Türkiye 'den ve Almanya'dan filmler gösteriyoruz. Kısası, uzunu ve belgeseliyle toplamda 1000 filmden fazla göstermişizdir. Bunun 600'den fazlası Türkiye'dendi. Hangi dallarda ödüller veriyorsunuz?
Uzun metraj sinema filmlerinde üç ödülümüz var. En iyi film, en iyi kadın oyuncu ve en iyi erkek oyuncu. Üc ödül kısa film dalında var. Seyirci ödülümüz var. TRT'yi kuran saygın yayımcı Mahmut Tali Öngören adına verdiğimiz Öngören Ödülü var. Bu ödüller yarışma dallarındaki ödüller. Bir de Yaşam Boyu Onur Ödülü var ki, bunu kendi ülkesinin sinemasını ya da kültürünün tanıtımında ve gelişiminde emeği geçen değerli sanat insanlarına veriyoruz. Hem Almanya'dan hem de Türkiye'den çok saygın insanlar bu ödülü aldı.
Festival sadece filmlerle sınırlı kalmıyor, başka etkinlikler de düzenliyorsunuz.
Festival söyleşileri çok önemli. Filmlerden sonra sanatçılarla yapılan söyleşiler cok önemseniyor. Bu yıl Kadr İnanır ve Mario Adorf buluşması olacak. Zülfü Livaneli ve Dr. Ulrich Maly'nin söyleşisi var. Ediz Hun ile özel bir akşamımız var. Fuat Saka konser verecek. Okumalar olacak. Her akşam film gösterimleri sonrası müzik bulusmaları var. Fotoğraf sergileri de düzenliyoruz.