Çelik: "Hepsinin Mahcup Olacağı Bir Sonucu Biz 7 Haziran'dan Sonra Göreceğiz"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in açıklamaları Çelik, AA Editör Masası'na konuk oldu- Kültür ve Turizm Bakanı Çelik: (2)- "AK Parti'nin gücü, AK Parti'yi bir kurum olarak iktidar yapıyor ama aynı zamanda sivil siyaseti ayakta tutan tek güç. Dolayısıyla bir gün AK Parti'nin zayıflaması üzerine hesap yapan bu partiler şunu bilsinler; AK Parti zayıflarsa o siyasi sistem tekrar otokrasiye dönüşeceği için kendilerine de o umdukları alan kalmayacaktır"-"AK Parti şu anda sivil siyaset dediğimiz alana güç aktaran, enerji veren yegane siyasi organizasyon. AK Parti'yi denklemden çekin, iki tane etnik kimlik partisi, bir tane ideolojik kimlik partisi, bunun içinde sivil siyasetin yaşaması mümkün değil. Neden biliyor musunuz? Çünkü çok temel bir kural vardır siyasi tarihte, sivil siyaset yüksekse ideolojik, etnik ya da dini kimlik partileri zayıflar.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: -Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'in açıklamaları Çelik, AA Editör Masası'na konuk oldu- Kültür ve Turizm Bakanı Çelik: (2)- "AK Parti'nin gücü, AK Parti'yi bir kurum olarak iktidar yapıyor ama aynı zamanda sivil siyaseti ayakta tutan tek güç. Dolayısıyla bir gün AK Parti'nin zayıflaması üzerine hesap yapan bu partiler şunu bilsinler; AK Parti zayıflarsa o siyasi sistem tekrar otokrasiye dönüşeceği için kendilerine de o umdukları alan kalmayacaktır"-"AK Parti şu anda sivil siyaset dediğimiz alana güç aktaran, enerji veren yegane siyasi organizasyon. AK Parti'yi denklemden çekin, iki tane etnik kimlik partisi, bir tane ideolojik kimlik partisi, bunun içinde sivil siyasetin yaşaması mümkün değil. Neden biliyor musunuz? Çünkü çok temel bir kural vardır siyasi tarihte, sivil siyaset yüksekse ideolojik, etnik ya da dini kimlik partileri zayıflar. İdeolojik, etnik ya da dini kimlik partileri yükseliyorsa, sivil siyaset zemin kaybediyor demektir"-"Vatandaş AK Parti'ye şu mesajı veriyor; işini düzgün yap, çalışmaya devam et, bu memleketi 2023 hedeflerine ulaştır. Bu iletişimde bir sorun olmadığını görüyorum"-"Yani AK Parti'nin ortaya koyduğu bu ekonomi yaklaşımı, diğer siyasi partileri o Cem Yılmaz'ın filmindeki paralel evrenden aldı, gerçek hayatın içine getirdi. Bundan sonra derslerini iyi çalışarak gelmek zorundalar. O Meclis'te gösterdikleri renkli çizilmiş tablolarla vatandaşı ikna etmenin yolu yok" Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "AK Parti'nin gücü, AK Parti'yi bir kurum olarak iktidar yapıyor ama aynı zamanda da sivil siyaseti ayakta tutan tek güç. Dolayısıyla bir gün AK Parti'nin zayıflaması üzerine hesap yapan bu partiler şunu bilsinler; AK Parti zayıflarsa o siyasi sistem tekrar otokrasiye dönüşeceği için kendilerine de o umdukları alan kalmayacaktır" dedi.Çelik, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı. HDP'nin barajı aşamaması halinde, Çözüm Süreci'nin bundan nasıl etkileneceğiyle ilgili soruya Çelik, hiçbir meselede CHP ve MHP'nin oy oranının ya da HDP'nin barajı aşıp aşmamasının bir etkisinin olacağını düşünmediğini, meselenin AK Parti'nin hangi güçle iktidar olacağında düğümlendiğini söyledi. Çelik, şunları kaydetti: "Geçen gün bir HDP siyasetçisi utanç verici bir şey söylüyor ve 'Bugünkü şartlar 12 Eylül'den bile ağır' diyor. Birazcık akıl, birazcık izan, birazcık vicdan, insaf, bunu söyleyen adamın yüzünün kızarmasını gerektirir. Bugün, biz bunu bir lütuf olarak da söylemiyoruz, HDP gibi bir parti, bu üslupla ve bu şekilde bir siyaset yapabiliyorsa bu ortamı oluşturan parti, AK Parti'dir. Hatta şunu söyleyeyim; HDP'nin eş başkanının kimliğinde ve profilinde birisi Türkiye'de cumhurbaşkanı adayı olabilmişse, bu AK Parti'nin yarattığı iklim sayesindedir. Daha önce devletin tehdit gördüğü, devletin bir köşeye sıkıştırmaya çalıştığı insanlar, bugün rahatlıkla siyaset yapabiliyor. Bu, AK Parti'nin siyasal katılma yollarını açması sayesindedir. Demek ki CHP'nin geleceği, CHP'nin aldığı oyla ilgili değil, HDP'nin geleceği HDP'nin aldığı oyla ilgili değil, MHP'ninki de öyle, hepsi AK Parti'nin gücünü korumaya devam edip etmeyeceğiyle ilgilidir."-"AK Parti, sivil siyaseti ayakta tutan tek güç"Muhalefetin, eğer AK Parti zayıflarsa CHP, MHP ve HDP'ye gün doğacağını düşündüğünü, politikalarını bu yönde kurduklarını ifade eden Çelik, "AK Parti'nin gücü, AK Parti'yi bir kurum olarak iktidar yapıyor ama aynı zamanda da sivil siyaseti ayakta tutan tek güç. Dolayısıyla bir gün AK Parti'nin zayıflaması üzerine hesap yapan bu partiler şunu bilsinler; AK Parti zayıflarsa o siyasi sistem tekrar otokrasiye dönüşeceği için kendilerine de o umdukları alan kalmayacaktır" diye konuştu.Muhalefet partilerinin sivil siyaset alanı içinde anlamı bulunduğunu ve bugün sivil siyaset alanının ana kolonlarını tutan yegane partinin AK Parti olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "O sebeple AK Parti, sıradan bir siyasi parti değil. Biz bunu bazen şöyle ifade ediyoruz; 81 vilayette varız, Türkiye'nin her kimliğinden alıyoruz. Onun ötesinde bir şey var. AK Parti, şu anda sivil siyaset dediğimiz alana güç aktaran, enerji veren yegane siyasi organizasyon. AK Parti'yi denklemden çekin, iki tane etnik kimlik partisi, bir tane ideolojik kimlik partisi. Bunun içinde sivil siyasetin yaşaması mümkün değil. Neden biliyor musunuz? Çünkü siyasi tarihte çok temel bir kural vardır, sivil siyaset yüksekse ideolojik, etnik ya da dini kimlik partileri zayıflar. İdeolojik, etnik ya da dini kimlik partileri yükseliyorsa sivil siyaset zemin kaybediyor demektir."-"Bizim için krizsiz bir gündü"Bakan Çelik, "Seçim yaklaşıyor. Seçim sonuçları için oy tahminleri yapılıyor. AK Parti için bir oy tahmininiz var mı? 3 dönem kuralı dolayısıyla bazı tecrübeli isimler Meclis dışı kalacak. Diğer taraftan genel başkan değişikliği oldu. Bunlar AK Parti'yi olumsuz etkiler mi?" sorusu üzerine, AK Parti'deki genel başkan değişikliğinin siyasi tarihe geçecek bir mesele olduğunu söyledi. Çelik, "Bir partinin kurucu lideri ve bu kadar uzun zaman başbakanlığını yapmış bir lider Cumhurbaşkanı oluyor. Ondan sonra, bir başbakan seçiliyor. Herhalde başka bir parti olsa darmadağın olurdu. Hücrelerine değil, atomlarına, protonlarına, elektronlarına kadar ayrılırdı" dedi.AK Parti'nin bu süreci sancısız atlattığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti: "Biz 12-13 yıldır bir sürü kriz yaşadık, her gün bir şey oluyor. Bizi için o gün krizsiz bir gündü. Şimdi ben bu geçen süreye bakıyorum, Başbakanımız, başbakanlık koltuğuna oturdu, büyük bir performansla, hem partinin genel başkanı olarak sorumluluklarını yüksek bir performansla yerine getiriyor hem başbakanlık sorumluluklarını yüksek bir performansla yerine getiriyor. Tabii bizim tesbitimizden önce vatandaşın ne dediği önemliydi. Şimdi bakıyorum mitinglerde diyaloğa, performansa, halkla kurulan ilişkiye. Burada vatandaşın da benimsediği çok iyi bir ilişkinin yürüdüğü gözüküyor.Öte yandan Cumhurbaşkanımızın Cumhurbaşkanlığı... Aslında vatandaş, Cumhurbaşkanımızın Cumhurbaşkanı olmasını çok önceden beri istiyordu. Cumhurbaşkanımız, başbakan olarak kalmayı tercih etti. Şu anda da gördüğünüz gibi müthiş şekilde seçilmiş Cumhurbaşkanı. Ondan sonra arkasında AK Parti'nin gücü ve halkın büyük bir teveccühüyle bir Başbakan. Bu ikili içinde, Türkiye'nin bütün meseleleri konusunda süratli kararlar alınıyor. Şimdi bu seçim de inşallah vatandaşımız bize teveccüh ederse, rızasını bizden yana kullanırsa ben bunu umut ediyorum. Şimdiye kadar gördüğüm, şu ana kadar sokakta gördüğüm, AK Parti'nin hiçbir sorun olmaksızın, şu anki bütün o anket fantezilerinin dışında, bütün siyasi fantezilerin dışında, tek başına iktidar olacağı şeklindedir. Siyasetin yarısı matematik, yarısı kimya. Matematik kısmını Mayıs'ın 15'inden sonra net görürüz. Ama siyasetin kimya kısmına baktığım zaman şunu görüyorum, vatandaş AK Parti'ye şu mesajı veriyor; işini düzgün yap, çalışmaya devam et, bu memleketi 2023 hedeflerine ulaştır. Bu iletişimde bir sorun olmadığını görüyorum. O yüzden şimdiki anketlerin hepsini herkes bir kenara yazsın. AK Parti ile ilgili olumsuzluk imasında bulunan rakamların her birini, 'şu şirket bunu demişti, bu şirket şunu demişti' diye görelim. İnşallah şunu söyleyeyim sadece; hepsinin mahcup olacağı bir sonucu biz 7 Haziran'dan sonra göreceğiz. Bundan eminim."-"Türk şirketlerini savunmak ayıpmış gibi..."Seçim öncesinde siyasi partilerce açıklanan seçim beyannamelerinde ekonomi vaatlerinin ön planda yer aldığı hatırlatılarak, "Bu siyasetin normalleşmesinin bir sonucu mu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bakan Çelik, siyasi hayatının ilk döneminde kendisini etkileyen şu olayı anlattı: "Sayın Cumhurbaşkanımız, başbakan olduğunda, yabancı devletlere giderken notlar geliyordu. Bu notların çoğu o devletlerle olan siyasi sorunlarımızı içeriyordu. Neredeyse yüzde 99'u bu yöndeydi. Cumhurbaşkanımızın başbakanlığının birinci yılından sonra, notların yarısı ekonomik meseleler olmaya başladı. Şimdi birincisi kendisinin buna verdiği önem, yani ekonomik ilişkilere verdiği önem. Hatta o notların arkasında özel bölümler olurdu, orada iş yapan Türk şirketlerinin sorunlarıyla ilgili. Şimdi ondan önce sanki ekonomi konuşmak ayıpmış ya da Türk şirketlerini savunmak ayıpmış gibi, bu notlar bu şekilde kurgulanıyordu. Orada şöyle stratejik bir şey yapıldı; ekonomik meseleler konuşulmaya başlanınca, aslında bakıldı ki iki sene sonra o ilk baştaki notlara giren yüzde 99'luk sorun alanları kendiliğinden buhar olmuş. Onlarla başka bir zeminde ilişki kurulmuş."-"Paralel evrende yaşıyorlar"AK Parti'nin yaptığı önemli işlerden birinin de siyaseti gerçek hayatın içine sokmak olduğunu dile getiren Çelik, "Şimdi Türkiye'nin içinde de siyasi partiler paralel evrende yaşıyordu. Bir takım, 70 sene, 80 sene evvelinin kimlik sorunları, işte Yusuf Akçura'nın devletin kurtulması için ürettiği üç tarzlı siyaset... Temelinde cumhuriyetçilik mi demokratlık mı olacak? Merkez çevre çatışması, modernleşme mi gelenekselleşme mi gibi... AK Parti'nin yaptığı işlerden bir tanesi, siyaseti gerçek hayatın içine sokmak oldu. Siyaset gerçek hayatın içine girdi" diye konuştu.Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada da şöyle bir tecrübe var tabii; bunun tarihi yazıldığı zaman görülecektir. Aslında Refah Partisi tecrübesi de kimlik siyaseti üzerinden iktidara gelmiş bir tecrübeydi. Ama Cumhurbaşkanımız, belediye başkanlığı döneminde gerçek hayatı yönetti. Üstelik belediye başkanlığını devraldığında, gerçek hayatın en acı sorunlarıyla karşı karşıya kalarak devraldı. Dolayısıyla kadronun, gerçek hayatı yönetme konusunda geçmişten gelen böyle bir birikimi var. Bu doğal olarak sizi şuna götürüyor: Bir yandan Türkiye'nin kimlik sorunlarını yönetiyorsunuz, demokratikleşme meselelerini yönetiyorsunuz. Diğer yandan da ekonomi, kalkınma ve diğer meseleler üzerinde büyük bir performans ortaya koyuyorsunuz.Basit bir rakam ama çarpıcı, 2002'de AK Parti iktidara geldiğinde vergilerin yüzde 86'sı borç ödemeye gidiyordu. Şimdi verginin yüzde 86'sı yatırımlara gidiyor. Bu başlı başına bir devrimdir. Şimdi ülke buraya gelince ve vatandaş bunun üzerinden siyaseti sorgulamaya başlayınca biz de siyaseti... Mesela bakın, biz gittiğimiz yerde iki şeyi rahatlıkla yan yana konuşabilen bir partiyiz. Hem yeni anayasayı konuşuyoruz hem önümüzdeki dönemde sağlık yatırımlarının nasıl olacağını, milli eğitimde ne yapacağımızı, ulaştırma konusunda ne yapılacağını, bunları da konuşabiliyoruz. Dolayısıyla siyasetin bir bakıma kimyasıyla siyasetin fiziği, AK Parti tarafından buluşturulmuş oldu. Sivil siyaset de bu şekilde yükselince çünkü AK Parti öncesinde siyasi merkez buhar olmuştu. AK Parti, merkezi bu şekilde kurdu. Yani siyasetin hem kimyası, hem fiziği üzerinden kurdu."-"Derslerini iyi çalışmak zorundalar"Geçmişte siyasi partilerin iki yöntemi bulunduğunu ifade eden Çelik, "CHP kimlik sorunları üzerinden siyaset yapardı, merkez sağda Süleyman Demirel ile merhum Turgut Özal'a kadar olan çizgi ise kalkınma üzerinden siyaset yapardı" diye konuştu.AK Parti'nin, hem merkez sağ hem de merkez solun elindeki enstrümanı aldığını aktaran Çelik, şöyle devam etti: "Şimdi AK Parti, kimlik sorunlarını negatiften alıp pozitif denkleme dönüştürme konusunda CHP'nin elindeki enstrümanı aldı, yani geleneksel merkez solun elindeki enstrümanı aldı. Kalkınmayı da popülizmden çıkararak, ekonomiyi de yapısal alana çekerek, geleneksel merkez sağın elindeki enstrümanı aldı. Böylece başlı başına yepyeni bir merkez inşa etti. Yani işin sırrı, AK Parti'nin klasik bir merkez sağ parti olmayıp, merkez sağ ve merkez solun Türkiye'deki negatiflikleri pozitife çevirerek, yeni bir merkez inşa etmesinde yatıyor. Bu saatten sonra hiç kimse, kimlik sorunlarının negatif yapısı üzerinden siyaset yapamaz ve eski popülist ekonomi yaklaşımıyla bu vatandaştan oy isteyemez. Düşünebiliyor musunuz? Yeni iktidara gelmişsiniz ve vatandaş o krizlerde her şeyini kaybetmiş. Tayyip Erdoğan çıktı '3 sene benden bir şey istemeyin' dedi. Şimdi siz bana söyleyin, bugün siyasi sistem yeniden kuruluyor olsa ve biri çıksa dese ki 3 sene benden bir şey istemeyin. Kaç oy alır? Mesele budur. Bundan sonrasında da rasyonel olmaya mecburlar. Yani AK Parti'nin ortaya koyduğu bu ekonomi yaklaşımı, diğer siyasi partileri o Cem Yılmaz'ın filmindeki paralel evrenden aldı, gerçek hayatın içine getirdi. Bundan sonra derslerini iyi çalışarak gelmek zorundalar. O Mecliste gösterdikleri renkli çizilmiş tablolarla vatandaşı ikna etmenin yolu yok.Adana'da seçim kampanyası yapıyoruz, bir ilçeye gidiyorum, bazı ilçeler Orta Anadolu'daki geçmişte bir ilin aldığından çok daha fazla yatırım almış. En önemli mesele şudur: AK Parti'nin kimlik sorunlarını bitirmesinin yanı sıra vatandaşın gündelik hayatına dokunması, gündelik hayatına dokunarak siyaset yapması."-"Seçim öncesinde keyifli bir akşam oldu"Dün son kez toplanan Bakanlar Kurulunun ardından, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun kurul üyelerine ve eşlerine verdiği akşam yemeğinin çok güzel geçtiğini belirten Çelik, "Bakanlar Kurulu, seçim kampanyası yürütüleceği için formel olarak son toplantısını yapmış oldu. Güzel bir yemek ortaya çıktı. Biraz anılar, sohbet... Bizim için de iyi oldu. Seçim kampanyası öncesinde keyifli bir akşam oldu. Tarım Bakanımız Mehdi Bey orada 'Biz, yarıştan sonra da koşan atlarız' şiirini okudu. Dolayısıyla 3 dönemden sonra ne yapacağımızı, o şiir çok iyi anlattı" diye konuştu.Siyasetin insanın son nefesine kadar devam eden bir şey olduğunu ifade eden Çelik, "(Şöyle bir iş yapacağız, böyle bir şey yapacağım) gibi herhangi bir planım yok. Herhangi bir plan da yapmıyorum. Siyaset yapmaya devam edeceğiz" dedi.(Sürecek)