Çarşı Lideri: Darbeye Gücümüz Olsa Beşiktaş'ı Şampiyon Yapardık!

Çarşı'ya Taraftarlardan Adliye Önünde Destek

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR

"Hükümeti yıkmaya teşebbüs" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilen Çarşı grubu lideri Erol Özdil, Cem Yakışkan, Numan Bülent Ergenç, "silahlı suç örgütü kurmak" ile de suçlanıyor.

İddianamede diğer şüpheliler için ise "hükümeti yıkmaya teşebbüs" suçlamasının yanı sıra, "Çarşı grubunun liderlerinin kurduğu silahlı örgütün üyesi olmak", "kamu görevlisine direnmek", "kanuna aykırı toplantı ve gösteri düzenleme", "ruhsatsız silah bulundurmak" gibi suçlardan ceza isteniyor.

Taraftar grubu Çarşı suçlamalar üzerine "Asla pes etmeyeceğiz" açıklaması yapmıştı.

TARAFTARLAR ADLİYE ÖNÜNDE

Dava öncesi Çarşı'ya destek için taraftarlar, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanmaya başladı. Beşiktaş taraftarı bir grup, Çarşı pankartı açarak ''Çarşı vicdandır, yargılanamaz'' sloganları eşliğinde adliye önüne geldi.

CHP'Lİ VEKİLLER DE GELDİ

CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Umut Oran, Kadir Gökmen Öğüt ve Sezgin Tanrıkulu duruşmaya katılmak için Çağlayan Adliyesi'ne geldi.

Ayrıca Bedri Baykam da geldi. Bedri Baykam'ın üzerinde Fenerbahçe montu vardı.

Çarşı'ya destek vermek üzere gelen isimler arasında Gezi olayları sırasında yaşamını yitiren Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan da vardı.

ADLİYE KORİDORLARINDA ÇARŞI MARŞLARI

Çarşı davası başlamadan önce çok duruşma salonunun bulunduğu koridora gelen bazı taraftarlar Çarşı marşları söyledi. Davanın görüleceği İstanbul 13 . Ağır Ceza Mahkemesi'nin kapısı saat 09.50'de açıldı.

(Taraftarlar adliye önünde meşale yaktı.)

Çok sayıda avukat ve izleyici olması nedeniyle 25 kişilik en küçük salon yetersiz kaldı. Yaşanan izdiham nedeniyle avukat Ömer Kavili, adliyedeki büyük duruşma salonunun boş olduğunu hatırlatarak duruşmanın büyük salona taşınmasını istedi.

İZDİHAM YAŞANDI

Mahkeme başkanı Metin Tamirci ise sanıklar, avukatlar, basın mensupları ve milletvekilleri haricindekilerin salondan çıkmasını istedi. Ancak avukat sayısının çok olması nedeniyle izdihama engel olunamadı.

AVUKATTAN MAHKEME BAŞKANI'NA: SİLİVRİ'YE DEPLASMANA GİTMİYORUZ

Başkan Tamirci'nin "Sanık avukat izleyici sayısı oturtulabilirdi burada yapmaya çalışacağız çünkü ne kadar mahkeme deplasmana gittiyse Türk hukuk sisteminde hep sıkıntı yaşandı" sözlerine karşılık Avukat Ali Rıza Dizdar "Silivri'ye deplasmana gitmiyoruz aşağıda adliyede büyük duruşma salonu var. Ben şimdi hangi avukata dışarı çıkın diyeyim?" yanıtını verdi.

AVUKATLARIN TEPKİSİ

Bazı avukatlar rahat savunma yapamayacaklarını, savcının ise geniş alanda rahat rahat oturduğunu belirterek mevcut durumun silahların eşitliği ilkesine aykırı olduğunu söyledi.

Mahkeme Başkanı'nın deplasman kelimesine tepki gösteren Avukat Ömer Kavili, ''Buradakiler deplasman kartallarıdır. Burada deplasmanda olan biziz'' dedi. Bazı avukatlar da durumu alkışla protesto etti.

Duruşma salonunda ''Biz deplasmanda da kazanırız" sesleri yükseldi.

BERKİN'İN BABASI GİREMEDİ

Duruşma salonuna Berkin Elvan'ın anne ve babası da girmek istedi. Ancak salonun küçük olması gerekçe gösterilerek iki isim de alınmadı. Devreye CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün girdi. Aygün'ün çabaları sonucu Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan salona alındı, baba Sami Elvan ise giremedi.

DURUŞMA BÜYÜK SALONA ALINDI

Yer yetersizliği nedeniyle bir türlü başlayamayan duruşmada avukatların 'daha büyük salon' talebi kabul edildi.

Mahkeme heyeti, "Kimlik tespiti ve iddianame okunduktan sonra duruşmayı büyük salona alacağız" dedi. Avukatlar da, "Bu şekilde kimlik tespiti de mümkün değil" yanıtını verdi.

Duruşma tutuksuz sanıkların kimlik tespitiyle devam ediyor. Öte yandan bazı sanıklar ile avukatların Beşiktaş forması giyip atkıları taktıkları görüldü.

FOTOĞRAF ÇEKENLERE İŞLEM

Mahkeme heyeti başkanı, duruşma salonunda fotoğraf çeken gazeteciler hakkında işlem yapılacağını açıkladı. Araya giren CHP'li Mahmut Tanal, heyetin bu kararının bundan sonra çekilecek fotoğrafları kapsayacağını söyledi. Mahkeme heyetinin kararıyla gazetecilerin kimlikleri kontrol altına alındı.

(LGBTİ Dayanışma Derneği de Çarşı grubunu yalnız bırakmadı.)

Büyük duruşma salonunda saat 12.20'de başlayan salonda yine avukatların çeşitli itirazları ile savunmalara geçilemedi. Avukatlardan bazıları duruşmanın sesli ve kameralı kayıt sistemi ile kayıt edilerek yapılmasını istedi. Ancak Başkan Tamirci, bu şekilde bir hazırlık yapmadıkları için bu talebin reddine karar verdiklerini açıkladı.

Bu sırada Mahkeme Başkanı, sanıklara iddianame ve eklerinin kendilerine tebliğ edilip edilmediğini sordu. Bazı sanıklar iddianamenin kendilerine ulaşmadığını söyleyince Başkan Tamirci, "İddianamenin 2-3 sayfalık okunabilecek kısmını okuyacağım. Oradan takip edebilirsiniz. Geri kalan sanıklar hakkındaki suçlamaların yer aldığı kısmı da savunmalar alındığı sırada okuyacağım." açıklamasını yaptı. Ardından da İddianamede genel suçlamaların yer aldığı 3 sayfalık bölümü Başkan Tamirci kendisi okudu.

1 HAFTA ARA TALEBİ

Sanık avukatlarından Ömer Kavili, iddianame tebliğ işleminin yapılmasının ardından duruşmanın en erken bir hafta sonra başlaması gerektiğinin CMK'da belirtildiğini söyleyerek, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ve duruşmanın sona erdirilerek tebliğ işleminin ardından en erken bir hafta ara verilmesini talep etti.

Sanık avukatlarından Ali Rıza Dizdar ile Ersan Şen de 2013 yılında terör örgütü DHKP/C'ye yönelik yürütülen bir soruşturma kapsamında iletişimin tespit edilmesi yönünde bazı kararlar alındığını söyledi. Avukatlar, daha sonra yasal değişiklikler ve savcının da bu tapelerde örgüt suçunu tespit edemediğini belirtmesinin ardından bu dinleme kararları ile tespit edilen tapelerin soruşturma dosyasından çıkarıldığını anlattı. Avukatlar, bu tapelerin daha sonra bir şekilde Çarşı grubunun şüpheli olarak yer aldığı soruşturmada delil olarak kabul edildiğini söyledi. Dizdar ve Şen, bu tapelere atıfta bulunularak iddianame hazırlandığını, ancak tapelerin asıllarının dava dosyasına yansımadığını söyledi. Bu nedenle dinlemelere ilişkin bu tapelerin hukuksuz delil olarak kabul edilmesi ve hukuksuz delillerin iddianameden çıkarılmasını istedi.

"HERKESİN ŞEKERİ DÜŞTÜ, YEMEĞİNİZİ YİYİN"

Ancak mütalaası sorulan Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun, avukatların taleplerinin reddine karar verilmesini istedi. Başkan Tamirci de "Tebliğ-tebellüğ için yeterli vaktiniz vardı. inceleyebilirdiniz." dedikten sonra yapılan bütün itiraz ve taleplerin reddine karar verdiklerini açıkladı. Tartışmaların buna rağmen devam etmesi üzerine Başkan Tamirci, "Herkesin şekeri düştü. Yemeğinizi yiyin." diyerek duruşmaya 14.30'a kadar yemek arası verdiklerini açıkladı. Duruşma, öğleden sonra savunmaların alınması ile başladı.

ŞÜPHELİLERİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPSİ İSTENİYOR

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Adem Meral tarafından hazırlanan 38 sayfalık iddianamede, 35 şüpheli dışında, 9 polis de "şikayetçi" sıfatıyla yer alıyor. 35 şüpheli hakkında, "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Ayrıca, yine şüpheliler hakkında ayrı ayrı, "Örgüt kurmak ve yönetmek, örgüte üye olmak, görevi yaptırmamak için direnme, kamu malına zarar verme, toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" gibi çeşitli suçlardan 2 yıldan 50 yıla kadar değişen hapis cezaları talep ediliyor.