Caretta Carettaların En Önemli Üreme Alanlarından Biri Olan Mersin Sahillerinde Çöp Ayıbı
Caretta Carettaların en önemli üreme alanlarından biri olan Mersin sahillerinde çöp ayıbı Mersin'de 5 üreme alanı bulunan deniz kaplumbağaları, gecenin karanlığında sahile çıkarak yumurtalarını bırakıp yeniden denize dönüyorlar Ancak bu yıl özellikle Davultepe sahilindeki plastik atıklar ve...
Caretta Carettaların en önemli üreme alanlarından biri olan Mersin sahillerinde çöp ayıbı
Mersin'de 5 üreme alanı bulunan deniz kaplumbağaları, gecenin karanlığında sahile çıkarak yumurtalarını bırakıp yeniden denize dönüyorlar
Ancak bu yıl özellikle Davultepe sahilindeki plastik atıklar ve çöpler insanlık ayıbını gözler önüne seriyor
MEÜ DEKUYAM Müdürü Prof. Dr. Serap Ergene : "Bu kadar plastiğin olduğu bir yerde hayvan yuvadan çıkacak, o plastikte can verecek"
MERSİN - Dünyada deniz kaplumbağalarının en önemli üreme alanlarından biri olan Mersin sahilleri, bu yıl da caretta carettaları ağırlıyor. Mersin'de 5 üreme alanı bulunan deniz kaplumbağaları, gecenin karanlığında sahile çıkarak yumurtalarını bırakıp yeniden denize dönüyorlar. Ancak bu yıl özellikle Davultepe sahilindeki plastik atıklar ve çöpler insanlık ayıbını gözler önüne seriyor.
Deniz kaplumbağalarının üremesiyle ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Mersin Üniversitesi Deniz Kaplumbağaları Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Serap Ergene, deniz kaplumbağalarının üremek için çıkışlara başladığını söyledi. Mersin'de deniz kaplumbağalarının 5 üreme merkezi bulunduğunu kaydeden Ergene, "Bunlardan biri de bulunduğumuz Davultepe sahili. Davultepe'de çıkışlar devam ediyor. Yuvaları kontrol altına alıyoruz, tabelaları dikiyoruz, kafeslerle köpeklere karşı koruma altına alıyoruz. Şu anda Davultepe kumsalında 73 tane yuva var. Bu oldukça önemli bir sayı. Bu bölgenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Çünkü 2 kilometrelik bir alanda halen çıkışlar devam ediyor ve yuva sayısı 100'leri buluyor. 2 kilometrelik alan için yoğun bir sayı ve bu alan çok önemli. Üstelik tüm olumsuzluklara rağmen bu alanın bize ne kadar çok önemli olduğunu gösteriyor. Deniz kaplumbağalarının çıkışının olduğu dönemden itibaren biz çalışmalara başlıyoruz. Mayıs sonundan itibaren çalışmalara başladık. Ağustos'un ortalarına kadar bu devam edecek. Davultepe kumsalı için şu anda yakalanan 73 yuva rakamı bile çok önemli" diye konuştu.
"Kumsalın neredeyse tamamı çöp içerisinde"
Tüm olumsuzluklara rağmen çalışmalara devam ettiklerini kaydeden Ergene, "Çünkü bu alanda çok sayıda plastik atık, ağlar, iplikler ve çöp söz konusu. Bu plastik atıklar yavru çıkışları için çok büyük tehlike oluşturuyor. Sadece bunlarda değil kumsalın neredeyse tamamı çöp içerisinde ve yavruları bunlara kurban etme söz konusu. Bunun dışında alanın kullanımıyla ilgili problemler bulunuyor. Girişten itibaren baktığımız araçlar kumların olduğu bölgeye kadar gidiyorlar ki bu kumların sıkışması anlamına geliyor. Dolayısıyla anacın çıkarken ve yuva yaparken problem yaşaması, yavrunun da çıkarken problem yaşaması anlamına geliyor. Dolayısıyla yavru yuvanın içerisinde sıkışıp, bir şekilde yuvadan çıkamama ve hayatını kaybetme sorunuyla karşı karşıya kalacak. Bunların dışında balıkçılar her zaman dikkatli olması gerekir. Özellikle yavrular yuvadan çıkarken insanlar dikkatli olması gerekir. Ancak bu alan bu yıl o kadar kirli durumda ki her yerde çöp var. Çöpler bu canlılar için çok büyük sorun oluşturuyor. Buna mutlaka bir çözüm bulunması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Onlara şans tanımıyorsunuz"
2 yıl önceki rakamlarının olağanüstü olduğunun altının çizen Ergene, "Kazanlı'da bin 666 yuva Kazanlı'da, 300'e yakın yuva Alata'da, 186 yuva Davultepe'de vardı. Bu müthiş bir rakamdı. Bu yıl için beklentimiz o kadar yüksek değil. Hem hayvanın özelliğinden dolayı hemde alanların tahribatından dolayı bu sayıyı yakalayamayız. Özellikle Davultepe için baktığımızda alan tahribatı çok yüksek. Çöplerin yanında kumsal alana mucur döküldüğünü görürsünüz. Hayvanın yumurtlayacağı alana mucur dökülünce ona yumurtlayacak yer kalmıyor. Dolayısıyla siz o alanı yok etmiş oluyorsunuz. Bu aslında çok büyük bir katliam aslında. Onlara şans tanımıyorsunuz. Bu tür alanlarda bunların gerçekleşmemesi gerekiyor .Özellikle tabiat parkı olan bu alanda gerçekleşmemesi gerekiyor. Burada bakıyorsunuz luna park, paintball ilanları var. Alanın ortasına kadar gitmiş duş, soyunma kabinleri var. Oralardaki kum ıslanıyor, sertleştiriyor. Bunların hepsi hayvanların çıkışını engelleyen durumlar. Şunu da söylemiyoruz. Hayır insanlar buradan yararlanmasın, burası kaplumbağaların yeri olsun demiyorum. Burada bir takım şeyler uzlaşı içerisinde yapılabilir. Buradan hem insanlar yararlansın hem de kaplumbağalar. Bunu yapabiliriz. Biz Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz. Bununla ilgili bütün dünyada önlemler alınmış. Burada kaplumbağa yeni çıktı, biz bir şey bilmiyorduk değiliz. Yıllardır bunları biliyoruz ve bunlarla ilgili önlem alınabilir. Birde buradaki pislikler sadece hayvanlar için değil ki insanlar için de zararlı. Kendi kendimize zarar veriyoruz. Bu çok üzücü bir durum. Hem insan hemde doğa bu işten karlı çıkabilecekken tam tersi hareket ediyoruz. Sadece hayvanları, sadece doğayı, sadece bitkileri düşünerek değil kendimizi de düşünerek hareket etmek durumdayız" ifadelerini kullandı.
"Yuvadan çıkacak hayvan, o plastiklerde can verecek"
Bu durumun devam etmesi durumunda ilerleyen yıllarda büyük sıkıntılar yaşanabileceğine dikkat çeken Ergene, "Özellikle Davultepe sahili için tehlike çanları çalıyor. Mersin bu 5 üreme alanıyla gurur duymalı. Çünkü deniz kaplumbağaları Mersin'in en önemli sembol canlılarından bir tanesidir. Deniz kaplumbağasının olduğu her yere turist gider. Bu sizin için çok önemli pazarlama unsurudur. Ancak siz bunları yok etmeye çalışırsanız ondan hiçbir yarar sağlayamazsınız. Bu canlılar tüm dünyada karizmatik canlı olarak adlandırılıyor. Neden biz bu değerimizi kaybedelim. Türkiye'de 22 tane üreme alanı var 5 tanesi Mersin'de bulunuyor. Bu çok önemli bir şans. Bunu değerlendirecek bir zihniyet lazım. Siz buraya oteller, lunaparklar kurup ışıkları açarsanız bu hayvanlar zaten buraya gelemeyecek. Bu kadar plastiğin olduğu bir yerde hayvan yuvadan çıkacak, o plastikte can verecek. Koruma bu değildir. Burayı görünce benim için acıyor. Çünkü bizim insanımız da bunu hak etmiyor" dedi.