Çanakkale Adalet Kurultayı'nda "Altyapı ve Telekomünikasyonda Adalet" Tartışıldı Adalet...
CHP tarafından 26-29 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale'de düzenlenen Adalet Kurultayı panel ve çalıştaylar ile dördüncü gününde de devam etti.
CHP tarafından 26-29 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale'de düzenlenen Adalet Kurultayı panel ve çalıştaylar ile dördüncü gününde de devam etti. CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin'in moderatörlüğünü ve CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel'in raportörlüğünü yaptığı, Füsun Sarp Nebil, Yusuf Ata Arıak, Prof. Dr. Hasan Alkaş ve Tayfun İşbilen'in konuşmacı olarak katılımı ile gerçekleşen çalıştayda "Altyapı ve Telekomünikasyonda Adalet" konusu ele alındı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Didem Engin, ülkemizde telekomünikasyon sektörünün büyüklüğünün 45 milyar lira olduğunu belirterek "Telekomünikasyon sektöründeki üç büyük firmanın (Turkcell, Türk Telekom, Vodafone) cirosal büyüklüğü yüzde 90'lık bir dilim oluşturuyor, alternatif işletmecilerin ciro büyüklüğü ise sadece yüzde 10. Halbuki vatandaşlarımızın bilgiye hızlı ve ucuz erişimi esas alınarak sektördeki rekabet ortamının geliştirilmesi gerekli" dedi.
"ALTYAPIDA 127 ÜLKE ARASINDA 68. SIRADAYIZ"
Altyapıdaki sorunların sektörün büyümesini de olumsuz etkilediğini ve telekomünikasyon sektörünün yıllardır büyümediğini söyleyen Didem Engin, "Dünya dijitalleşmeyi, Endüstri 4.0'ı, yapay zekayı, sistemlerin entegre olduğu akıllı fabrikaları, verimlik yarışı içindeki işletmeleri konuşurken, Türkiye bu dijital dönüşümün çok ama çok gerisinde. Örneğin, son açıklanan Küresel İnovasyon Endeksi'ne göre Türkiye 127 ülke içerisinde 43. sırada yer alıyor; bir önceki seneye göre bir sıra gerileyerek. Endeksin ülke altyapılarının değerlendirildiği ve tam da üzerinde konuştuğumuz, çalıştayımızı ilgilendiren 'altyapı' alt başlığında ise durumumuz çok daha vahim: 127 ülke arasında ancak 68. sırada yer alabiliyor ülkemiz" diye konuştu. Ülkemizdeki altyapı yetersizliğinin dünyanın gerisinde kalmamıza neden olduğunu vurgulayan Didem Engin, "Bu durum sadece bugünümüze değil gelecek nesillerimize de olumsuz etki yapıyor" dedi.
"TELEKOM ALTYAPIMIZ DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ TEĞET GEÇECEK"
Bilişim Uzmanı Füsun Sarp Nebil, "Telekom Altyapı ve Girişimciliğinde 'adalet' denildiğinde, aklımıza Türkiye'nin internet hızında 75ciliğe düşmesi, her yıl dolar bazında küçülen telekom sektörü, kapanan ya da kapanmaya mecbur bırakılan hizmet sağlayıcılar, buralarda işini kaybeden uzman işgücü, söz verdiği hızın yarısını bile sağlayamayan, pahalı internet hizmeti sunan operatörler, ve vatandaşa hizmet yerine kar etmeyi düşünen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yüzünden metrodan telefon ve internet kullanmayışımız gelmeli" diye konuştu. " Türk Telekom'un eksik yaptığı ve İBB'nin kazı izni vermemesi yüzünden diğer operatörlerin ancak oluşturabildiği fiber altyapı (özelleştirme öncesinde yapılanlar dahil) sadece 300 bin km'ye yakın. Oysa Türkiye'nin 170 yılda kurduğu ve Oger Telecom yönetimine yatırım yapması ve paylaşması için 2026 yılına kadar imtiyaz verilen 30 milyon km bakır kablo şebekesinin aradan geçen sürede en az 3-4 milyon km fibere dönüşmüş olması gerekirdi" diyen Nebil, "Dolayısıyla dijital dönüşümü teğet geçecek bir telekom altyapı hizmeti Türkiye'nin geleceği, güvenliği ile gençleri, ihracatçıları ve KOBİ'leri, için ne büyük bir talihsizlik. Ne büyük bir adaletsizlik" dedi.
"TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDE ADİL BİR BÜYÜME İKLİMİ YOK"
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Başkanı Yusuf Ata ARIAK da sektördeki gelir dağılımı ve rekabet ortamının adaletsizliğine vurgu yaparak "Çok sayıda şirketin lisans alarak katıldığı telekomünikasyon sektöründe hala 3 şirket sektör gelirlerinin yüzde 90'ına sahipken, geri kalan şirketler yalnızca yüzde 10'luk bir paya sahip. Sektöre girmek ve büyümek oldukça adaletsiz bir ortamda gerçekleşiyor. Yüzlerce firma lisans aldı, yatırım yapmak istedi ancak sektörde adil bir büyüme iklimi olmadığı için bunu çok azı gerçekleştirebildi" dedi.
"HÜKÜMET'İN BİLİŞİMDE 2023 HEDEFİ GERÇEKÇİ DEĞİL"
Hükümet'in telekomünikasyon ve bilişim sektörü için 2023 yılı hedefinin 160 milyar dolar olduğunu hatırlatan Arıak, 5 yıl sonra bugün sektörün ancak 30 milyar dolarlık bir noktada olduğunu belirterek hedefin çok gerisinde kalınacağının göründüğünü, hedeflerin gerçekçilikten çok uzak olduğunu ve ilerlemenin yavaş gittiğini vurguladı. Arıak, sektörün büyümesi üzerindeki engellerden birisinin de ağır vergi yükü olduğunu dile getirdi. Arıak, sektörde rekabetin çok yetersiz kaldığını, bu nedenle tüketicilerin seçme hakkının kısıtlı olduğunu, altyapıda özgürlük olmadığını, milli altyapımızın gereği gibi kullanılamadığını, her yerde herkese geniş bant imkanı sağlanması gerektiğini ve bu amaçla yeni nesil uydulardan da yararlanılması gerektiğini; yerli şirketlere ağır vergi yükü uygulanırken, Facebook, WhatsApp gibi yabancı şirketlerin Türkiye'de vergiden muaf olmasının da adaletsizlik kaynağı olduğunu vurguladı.
"TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDEKİ YAPISAL SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN KURUMSALLAŞMA ÖNEMLİ"
HochschuleRhein-Waal Üniversitesi'nden çalıştaya katılan Prof. Dr. Hasan Alkaş, konuşmasında telekomünikasyon sektöründeki yapısal sorunlara değindi ve kurumsallaşmanın önemini vurguladı. Prof. Dr. Alkaş "Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı hem Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) ve hem de Türk Telekom'a aynı şapkayla yaklaşmamalı. Bakanlık ve BTK arasındaki ilişki sağlıklı bir zeminde yürütülmeli. Örneğin, göreve gelen Bakanların BTK üzerinde bir siyasi baskı oluşturmaması gerekli. Bu bağlamda sektörde kurumsallaşma çok önemli" dedi.
"AVRUPA ÜLKELERİNDE KAMU-ÖZEL ORTAK YATIRIMLAR TEŞVİK EDİLİYOR"
Avrupa Birliği'nin fiber optik kablo yatırımlarını teşvik ettiğini söyleyen Prof. Dr. Alkaş, "Avrupa ülkelerinde kamu-özel ortak yatırımlar teşvik ediliyor. Örneğin Almanya'da sadece devlet teşvikleriyle son yıllarda 290.000 km fiberoptik kablo döşendi. Türkiye'de de altyapı yetersizliğini giderebilmek için benzer modeller geliştirilebilir. Politika belirleme aşamasında Regülasyon ve Sanayi Politikası ortak ele alınıp özellikle altyapı yatırımları teşvik edilmeli. Bunun finansmanı için örneğin evrensel hizmet fonu kullanılabilir. Fiber kablonun çok maliyetli olduğu bölgelerde Vectoring yöntemi ile mevcut bakır kablo altyapısı daha hızlı hale getirilebilir. Bu anlamda sabit hatlardaki hızlı düşüşün önüne geçilmeli" dedi.
"AKP Hükümeti'nin 2023 vizyonunun gerçekçi hedefler içermediğini" söyleyen Prof. Dr. Alkaş, Türkiye'den gelen veri ve istatistiklerin de Avrupa'da güvenilir olarak nitelendirilmediğini belirtti.
"BİLİŞİM ÜZERİNDEKİ ÖTV KALDIRILMALI, KDV DÜŞÜRÜLMELİ"
Elektrik Mühendisi Tayfun İşbilen ise Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nin (ITU) verilerine göre; Türkiye'nin BİT Geliştirme Endeksi'nde 2016 yılında bir önceki yıla göre 1 basamak gerileyerek 70. sırada yer alabildiğini dile getirerek, "Toplamda 175 ülkenin değerlendirildiği raporda, Türkiye gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra Suudi Arabistan, Kuveyt, Malezya, Lübnan gibi ülkelerin bile gerisinde kaldı" dedi.
"TRT BANDROLUNUN YAYGINLAŞTIRILMASI GİBİ UYGULAMALARDAN HEMEN VAZGEÇİLMELİ"
"Bilgi ve iletişim teknolojileri ve buna dayalı hizmetler üzerindeki ÖTV bütünüyle kaldırılmalı, KDV ise acilen düşürülmelidir. TRT bandrolünün yaygınlaştırılması gibi uygulamalardan hemen vazgeçilmelidir. Gençlerimizin bilgi ve iletişim teknolojilerine olan ilgisini, bütçe açıklarını kapatmak için yeni kaynaklar yaratma yerine, bilim üretecek ve teknoloji geliştirecek altyapıyı oluşturmak için değerlendirilmelidir" diyen İşbilen, "Kendi geliştirdiği teknolojiyi kullanan bilgiye ve Ar-Ge'ye dayalı katma değeri yüksek ürünler üreten bir sanayileşme modelini hayata geçirebilmemiz için bilgi teknolojilerine erişim maliyetlerini hızla aşağıya çekmemiz gereklidir. Kullanıcıların hizmetlere kaliteli ve ucuz bir şekilde erişimi için kamu idaresinin, sektörün gelir rakamlarını büyütmeyi esas alan politikalar yerine, maliyetlerle orantılı fiyatlandırma ile tüm kesimlere hizmetlerin sağlıklı olarak sunulmasını sağlayacak düzenlemelere yönelmesi gereklidir" diyerek sözlerini sürdürdü.
"BİLGİYE ERİŞİM ANAYASAL HAKTIR"
CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır da "Bilgiye erişim, eğitim ve öğrenme hakkı anayasal bir hak olup kamu güvencesinde olmalıdır. Bu nedenle her bir yurttaşımıza en ucuz, en hızlı ve en sağlıklı bir şekilde bilgiye erişim hakkının sağlanması, korunması ve geliştirilmesinde çağımızın en temel kanalı olan bilgi ve iletişim teknolojileri altyapısının çağdaş gereksinimlere göre oluşturulması da devletin en temel görevleri arasında olmalıdır" sözleri ile çalıştaya katkı sundu.
"BİLGİ TOPLUMU HEDEFİ CHP'NİN ÖNCELİKLERİNDEN BİRİ"
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel de çalıştaya katılarak bilgi toplumu konusunun CHP için öncelikli konulardan biri olduğunun altını çizdi. Özel, Adalet Kurultayı'nın binlerce uzman, akademisyen ve STK temsilcilerinin katılımıyla çok verimli geçtiğini; bilgi, teknoloji, telekomünikasyon ve altyapı konusundaki sorunlara CHP olarak gençlerin ve ilgili sektör kuruluşlarının da katılımıyla çözüm üretmeye devam edeceklerini vurguladı.
Çalıştayı takip eden katılımcıların yoğun ilgileri, soru ve önerileri ile birlikte 2 saat olarak planlanan çalıştay 2.5 saat kadar sürdü.
FOTOĞRAFLAR
(ADALET KURULTAYI'NDA "ALTYAPI VE TELEKOMÜNİKASYONDA ADALET" TARTIŞILDI
CHP tarafından 26-29 Ağustos tarihleri arasında Çanakkale'de düzenlenen Adalet Kurultayı panel ve çalıştaylar ile dördüncü gününde de devam etti. CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin'in moderatörlüğünü ve CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel'in raportörlüğünü yaptığı, Füsun Sarp Nebil, Yusuf Ata Arıak, Prof. Dr. Hasan Alkaş ve Tayfun İşbilen'in konuşmacı olarak katılımı ile gerçekleşen çalıştayda "Altyapı ve Telekomünikasyonda Adalet" konusu ele alındı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Didem Engin, ülkemizde telekomünikasyon sektörünün büyüklüğünün 45 milyar lira olduğunu belirterek "Telekomünikasyon sektöründeki üç büyük firmanın (Turkcell, Türk Telekom, Vodafone) cirosal büyüklüğü yüzde 90'lık bir dilim oluşturuyor, alternatif işletmecilerin ciro büyüklüğü ise sadece yüzde 10. Halbuki vatandaşlarımızın bilgiye hızlı ve ucuz erişimi esas alınarak sektördeki rekabet ortamının geliştirilmesi gerekli" dedi.
"ALTYAPIDA 127 ÜLKE ARASINDA 68. SIRADAYIZ"
Altyapıdaki sorunların sektörün büyümesini de olumsuz etkilediğini ve telekomünikasyon sektörünün yıllardır büyümediğini söyleyen Didem Engin, "Dünya dijitalleşmeyi, Endüstri 4.0'ı, yapay zekayı, sistemlerin entegre olduğu akıllı fabrikaları, verimlik yarışı içindeki işletmeleri konuşurken, Türkiye bu dijital dönüşümün çok ama çok gerisinde. Örneğin, son açıklanan Küresel İnovasyon Endeksi'ne göre Türkiye 127 ülke içerisinde 43. sırada yer alıyor; bir önceki seneye göre bir sıra gerileyerek. Endeksin ülke altyapılarının değerlendirildiği ve tam da üzerinde konuştuğumuz, çalıştayımızı ilgilendiren 'altyapı' alt başlığında ise durumumuz çok daha vahim: 127 ülke arasında ancak 68. sırada yer alabiliyor ülkemiz" diye konuştu. Ülkemizdeki altyapı yetersizliğinin dünyanın gerisinde kalmamıza neden olduğunu vurgulayan Didem Engin, "Bu durum sadece bugünümüze değil gelecek nesillerimize de olumsuz etki yapıyor" dedi.
"TELEKOM ALTYAPIMIZ DİJİTAL DÖNÜŞÜMÜ TEĞET GEÇECEK"
Bilişim Uzmanı Füsun Sarp Nebil, "Telekom Altyapı ve Girişimciliğinde 'adalet' denildiğinde, aklımıza Türkiye'nin internet hızında 75ciliğe düşmesi, her yıl dolar bazında küçülen telekom sektörü, kapanan ya da kapanmaya mecbur bırakılan hizmet sağlayıcılar, buralarda işini kaybeden uzman işgücü, söz verdiği hızın yarısını bile sağlayamayan, pahalı internet hizmeti sunan operatörler, ve vatandaşa hizmet yerine kar etmeyi düşünen İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) yüzünden metrodan telefon ve internet kullanmayışımız gelmeli" diye konuştu. "Türk Telekom'un eksik yaptığı ve İBB'nin kazı izni vermemesi yüzünden diğer operatörlerin ancak oluşturabildiği fiber altyapı (özelleştirme öncesinde yapılanlar dahil) sadece 300 bin km'ye yakın. Oysa Türkiye'nin 170 yılda kurduğu ve Oger Telecom yönetimine yatırım yapması ve paylaşması için 2026 yılına kadar imtiyaz verilen 30 milyon km bakır kablo şebekesinin aradan geçen sürede en az 3-4 milyon km fibere dönüşmüş olması gerekirdi" diyen Nebil, "Dolayısıyla dijital dönüşümü teğet geçecek bir telekom altyapı hizmeti Türkiye'nin geleceği, güvenliği ile gençleri, ihracatçıları ve KOBİ'leri, için ne büyük bir talihsizlik. Ne büyük bir adaletsizlik" dedi.
"TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDE ADİL BİR BÜYÜME İKLİMİ YOK"
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) Başkanı Yusuf Ata ARIAK da sektördeki gelir dağılımı ve rekabet ortamının adaletsizliğine vurgu yaparak "Çok sayıda şirketin lisans alarak katıldığı telekomünikasyon sektöründe hala 3 şirket sektör gelirlerinin yüzde 90'ına sahipken, geri kalan şirketler yalnızca yüzde 10'luk bir paya sahip. Sektöre girmek ve büyümek oldukça adaletsiz bir ortamda gerçekleşiyor. Yüzlerce firma lisans aldı, yatırım yapmak istedi ancak sektörde adil bir büyüme iklimi olmadığı için bunu çok azı gerçekleştirebildi" dedi.
"HÜKÜMET'İN BİLİŞİMDE 2023 HEDEFİ GERÇEKÇİ DEĞİL"
Hükümet'in telekomünikasyon ve bilişim sektörü için 2023 yılı hedefinin 160 milyar dolar olduğunu hatırlatan Arıak, 5 yıl sonra bugün sektörün ancak 30 milyar dolarlık bir noktada olduğunu belirterek hedefin çok gerisinde kalınacağının göründüğünü, hedeflerin gerçekçilikten çok uzak olduğunu ve ilerlemenin yavaş gittiğini vurguladı. Arıak, sektörün büyümesi üzerindeki engellerden birisinin de ağır vergi yükü olduğunu dile getirdi. Arıak, sektörde rekabetin çok yetersiz kaldığını, bu nedenle tüketicilerin seçme hakkının kısıtlı olduğunu, altyapıda özgürlük olmadığını, milli altyapımızın gereği gibi kullanılamadığını, her yerde herkese geniş bant imkanı sağlanması gerektiğini ve bu amaçla yeni nesil uydulardan da yararlanılması gerektiğini; yerli şirketlere ağır vergi yükü uygulanırken, Facebook, WhatsApp gibi yabancı şirketlerin Türkiye'de vergiden muaf olmasının da adaletsizlik kaynağı olduğunu vurguladı.
"TELEKOMÜNİKASYON SEKTÖRÜNDEKİ YAPISAL SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN KURUMSALLAŞMA ÖNEMLİ"
HochschuleRhein-Waal Üniversitesi'nden çalıştaya katılan Prof. Dr. Hasan Alkaş, konuşmasında telekomünikasyon sektöründeki yapısal sorunlara değindi ve kurumsallaşmanın önemini vurguladı. Prof. Dr. Alkaş "Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı hem Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na (BTK) ve hem de Türk Telekom'a aynı şapkayla yaklaşmamalı. Bakanlık ve BTK arasındaki ilişki sağlıklı bir zeminde yürütülmeli. Örneğin, göreve gelen Bakanların BTK üzerinde bir siyasi baskı oluşturmaması gerekli. Bu bağlamda sektörde kurumsallaşma çok önemli" dedi.
"AVRUPA ÜLKELERİNDE KAMU-ÖZEL ORTAK YATIRIMLAR TEŞVİK EDİLİYOR"
Avrupa Birliği'nin fiber optik kablo yatırımlarını teşvik ettiğini söyleyen Prof. Dr. Alkaş, "Avrupa ülkelerinde kamu-özel ortak yatırımlar teşvik ediliyor. Örneğin Almanya'da sadece devlet teşvikleriyle son yıllarda 290.000 km fiberoptik kablo döşendi. Türkiye'de de altyapı yetersizliğini giderebilmek için benzer modeller geliştirilebilir. Politika belirleme aşamasında Regülasyon ve Sanayi Politikası ortak ele alınıp özellikle altyapı yatırımları teşvik edilmeli. Bunun finansmanı için örneğin evrensel hizmet fonu kullanılabilir. Fiber kablonun çok maliyetli olduğu bölgelerde Vectoring yöntemi ile mevcut bakır kablo altyapısı daha hızlı hale getirilebilir. Bu anlamda sabit hatlardaki hızlı düşüşün önüne geçilmeli" dedi.
"AKP Hükümeti'nin 2023 vizyonunun gerçekçi hedefler içermediğini" söyleyen Prof. Dr. Alkaş, Türkiye'den gelen veri ve istatistiklerin de Avrupa'da güvenilir olarak nitelendirilmediğini belirtti.
"BİLİŞİM ÜZERİNDEKİ ÖTV KALDIRILMALI, KDV DÜŞÜRÜLMELİ"
Elektrik Mühendisi Tayfun İşbilen ise Uluslararası Telekomünikasyon Birliği'nin (ITU) verilerine göre; Türkiye'nin BİT Geliştirme Endeksi'nde 2016 yılında bir önceki yıla göre 1 basamak gerileyerek 70. sırada yer alabildiğini dile getirerek, "Toplamda 175 ülkenin değerlendirildiği raporda, Türkiye gelişmiş ve bazı gelişmekte olan ülkelerin yanı sıra Suudi Arabistan, Kuveyt, Malezya, Lübnan gibi ülkelerin bile gerisinde kaldı" dedi.
"TRT BANDROLUNUN YAYGINLAŞTIRILMASI GİBİ UYGULAMALARDAN HEMEN VAZGEÇİLMELİ"
"Bilgi ve iletişim teknolojileri ve buna dayalı hizmetler üzerindeki ÖTV bütünüyle kaldırılmalı, KDV ise acilen düşürülmelidir. TRT bandrolünün yaygınlaştırılması gibi uygulamalardan hemen vazgeçilmelidir. Gençlerimizin bilgi ve iletişim teknolojilerine olan ilgisini, bütçe açıklarını kapatmak için yeni kaynaklar yaratma yerine, bilim üretecek ve teknoloji geliştirecek altyapıyı oluşturmak için değerlendirilmelidir" diyen İşbilen, "Kendi geliştirdiği teknolojiyi kullanan bilgiye ve Ar-Ge'ye dayalı katma değeri yüksek ürünler üreten bir sanayileşme modelini hayata geçirebilmemiz için bilgi teknolojilerine erişim maliyetlerini hızla aşağıya çekmemiz gereklidir. Kullanıcıların hizmetlere kaliteli ve ucuz bir şekilde erişimi için kamu idaresinin, sektörün gelir rakamlarını büyütmeyi esas alan politikalar yerine, maliyetlerle orantılı fiyatlandırma ile tüm kesimlere hizmetlerin sağlıklı olarak sunulmasını sağlayacak düzenlemelere yönelmesi gereklidir" diyerek sözlerini sürdürdü.
"BİLGİYE ERİŞİM ANAYASAL HAKTIR"
CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır da "Bilgiye erişim, eğitim ve öğrenme hakkı anayasal bir hak olup kamu güvencesinde olmalıdır. Bu nedenle her bir yurttaşımıza en ucuz, en hızlı ve en sağlıklı bir şekilde bilgiye erişim hakkının sağlanması, korunması ve geliştirilmesinde çağımızın en temel kanalı olan bilgi ve iletişim teknolojileri altyapısının çağdaş gereksinimlere göre oluşturulması da devletin en temel görevleri arasında olmalıdır" sözleri ile çalıştaya katkı sundu.
"BİLGİ TOPLUMU HEDEFİ CHP'NİN ÖNCELİKLERİNDEN BİRİ"
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel de çalıştaya katılarak bilgi toplumu konusunun CHP için öncelikli konulardan biri olduğunun altını çizdi. Özel, Adalet Kurultayı'nın binlerce uzman, akademisyen ve STK temsilcilerinin katılımıyla çok verimli geçtiğini; bilgi, teknoloji, telekomünikasyon ve altyapı konusundaki sorunlara CHP olarak gençlerin ve ilgili sektör kuruluşlarının da katılımıyla çözüm üretmeye devam edeceklerini vurguladı.
Çalıştayı takip eden katılımcıların yoğun ilgileri, soru ve önerileri ile birlikte 2 saat olarak planlanan çalıştay 2.5 saat kadar sürdü.
FOTOĞRAFLAR
(ÇANAKKALE/DHA/DHA
(Tür: Yurt)