Çam balı üretimi için yanan bölgeleri "Basra böceği" ile aşılama önerisi (1)
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Arı ve Arı Ürünleri Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr.
Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Arı ve Arı Ürünleri Uygulama Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Aslı Özkırım, orman yangınlarında ağaçlar ve arılar kadar zarar gören "bal üretiminin olmazsa olmazı" Basra böceğinin, çam balı üretimini geri kazanmak için sağlıklı kızılçam ağaçlarına aşılanması önerisinde bulundu.
Özkırım, yangın bölgesindeki saha incelemeleri sonrası AA muhabirine, yangının çam balı üretimini ve arıcılığı nasıl etkilediği konusunda açıklamada bulundu.
Orman yangınının ekosisteme zarar vermesinin üzücü olduğunu belirten Özkırım, "Arıların pek çoğu diri diri yandı. Bu kayıp, polinasyonun elimizden gitmesine, bir anlamda dünyanın açlık ve kıtlık krizi ile karşı karşıya kalmasına yol açacak. Arının en önemli görevi ekosistemde bal üretmek değil. Arılar çiçeklerin tozlaşmasını, meyve ve sebze üretimini sağlıyor. Meyve ve sebzelerin yüzde 75'i arılar tarafından dölleniyor." dedi.
Özkırım, arıların ölmesinin gelecek yıllarda özellikle Muğla ve çevresindeki köylerde meyve-sebze alanlarındaki üretimin azalmasına neden olacağına dikkati çekti.
"Ülkemize özgü bir üretim yok oldu"
Muğla'daki çam ormanları bölgesinin Türkiye'de arıcılık için önemli olduğunu vurgulayan Özkırım, "Dünyada çam balı iki ülke tarafından üretiliyor. Biri Türkiye, diğeri Yunanistan. Türkiye burada yüzde 95'lik üretim kapasitesine sahip ve bizim çam ormanlarımız yandı. Çam ormanlarının yanması demek, çam balı üretim alanlarının tamamen yok olması anlamına geliyor. Yani ülkemize özgü bir üretim yok oldu, arıcıların feryadı bu yüzden. Çünkü Türk bilim insanları bal için bilimsel veriler toplarken, tüm dünya ülkelerinin bal kodekslerini çam balına göre değiştirdi. Çünkü çam balı o kadar özel, içeriği o kadar farklı bir bal ki." diye konuştu.
Özkırım, ne kadar ağaç kaybı olduğunu ve çam balı üretimine devam edilip edilmeyeceği sorusuna yanıt aramak için bölgede yaptıkları araştırmaya göre yüzde 50'lik çam balı üretim alanının yandığına işaret ederek, hızlı önlem alınması gerektiğini vurguladı.
"Doğanın iyileşmek için insana asla ihtiyacı yok"
Doğanın kendini yenileyeceğinin ve ormanların yeniden yeşereceğinin altını çizen Özkırım, "Doğanın iyileşmek için insana asla ihtiyacı yok. Ancak bizim kendi değerlerimize sahip çıkabilmemiz gerekiyor. İşte bu noktada bilim devreye giriyor. Doğanın iyileşme sürecinde ona aykırı hareket etmeyip, onun istediği yönde hareket ederek bu işlemleri hızlandıracağız." dedi.
Aslı Özkırım, çam balı ağaçlarının yaygınlaştırılmasının bal üretiminde tek başına yeterli olmadığına değinerek şu önerilerde bulundu:
"Çam balı üretiminde arıdan da önemli olan kızılçam ormanlarının üzerinde yaşayan bir böceğe ihtiyacımız var. Bu böcek çam ağacının çam öz suyu ile besleniyor ve kendine protein alıyor. Ama bu proteini alması için çok öz suyu emmesi gerekiyor. Proteini eledikten sonra şekerli sıvıyı çam balının üzerine bırakıyor. İşte o şekerli sıvıdan oluşuyor çam balı. Bal arıları gidip içinde çam özünün olduğu o çok değerli şekerli sıvıyı alıyor ve kendileri özüterek çam balını üretiyor. Bu çam ağaçlarının üzerinde yaşayan böceğin Latince ismi 'Marchalina Hellenica' ama Türkçe ismi 'Balsıra böceği'. Yıllar sonra 'Basra böceği' olarak isimlendirilmeye başlanmış. Dolayısıyla bu böcek olmadan çam balı olmaz. Çamlarla beraber böcekler de yandı. Bu böcek çok hassas olduğundan yanmayan böcekler de bölgenin sıcaklığının aşırı yükselmesi sebebiyle kaçtı. Basra böcekleri yurt dışına götürülmek, farklı kızılçam ağaçlarının üstüne konularak çoğaltılmak istendi. Ama Basra böceği sadece bu bölgede yaşayabiliyor."
"Arıları aç bırakmamamız gerekiyor"
Türkiye'deki tüm arıcıların yarısından fazlasının 15 Ağustos-15 Ekim tarihlerinde çam balı üretmeye gittiklerini aktaran Doç. Dr. Özkırım, "Bu yangında üzülen ve mağdur olan sadece Muğlalı arıcılar değil. Bu yangın 28 Temmuz'da değil 15 Ağustos ya da 16 Ağustos'ta çıksaydı, Türkiye'de 7 bin arı kolonisi var ve bunun 4 milyonu Muğla'da olacaktı. Bizim kaybımız, arıcılık konusunda dünyadaki sıralamamızın diplere inmesi şeklinde olacaktı. En büyük tesellimiz yangının çıkış zamanı. Yoksa Türkiye arıcılığından bahsedemiyor olacaktık." ifadelerini kullandı.
Şu anda arıların açlıkla karşı karşıya olduğunu, bir aydır bölgedeki bal arılarının tesisleri bastığını vurgulayan Özkırım, "Arıların yeme ihtiyacı var. Şerbet, şurup dediğimiz ya şeker takviyesi ya da arı yemi temin etmeliyiz. Arıları aç bırakmamamız gerekiyor. Arılar çok çabuk çoğalabilen, arıcıların yardımıyla kendilerini yenileyebilen canlılar. Önemli olan arıların beslenebileceği alanlar yaratmak. İşletme sahipleri şurupluklar hazırlamalı. Arıcılarımız da arı yemi desteği almalılar. Kışa sağlıklı girerlerse, biz ilkbahara koloni sayımızı çoğaltabileceğiz." dedi.
"Basra böceği Tarım ve Orman Bakanlığı listesinde"
Muğlalı arıcıların kullanımına Basra böceği olan kızılçam alanlarının açılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Özkırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Basra böceğini sağlıklı kızılçam ağaçlarına aşılayabiliyoruz. Ama burada da yasal bir düzenleme gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığına göre Balsıra böceği zararlı böcekler listesinde. Çünkü bir parazit aslında. Ancak biz biyologlar, parazitleri yorumlarken, parazitlerin konaklarının ölmesini istemeyeceklerini biliriz. Konakları ölürse onlar da yaşayamaz. Biz diyoruz ki, parazitolojide kar zarar ilişkisi göz önünde bulundurulmalı. Çam balı üretiminde Basra böceği olmazsa olmaz. O yüzden Basra böceğinin zararlı böcekler listesinden çıkarılmasını tavsiye ediyoruz. Kontrollü şekilde sağlıklı ağaçlara aşılanması gerekiyor."(1)