Çaldağı Davasında Davacılar ile Davalılar Dinlendi
Manisa’nın Turgutlu ilçesindeki Çaldağı’nda kurulması planlanan nikel madeni için sunulan 2. ÇED raporunun iptali için açılan dava, Manisa Adalet Sarayında görüldü.
Manisa'nın Turgutlu ilçesindeki Çaldağı'nda kurulması planlanan nikel madeni için sunulan 2. ÇED raporunun iptali için açılan dava, Manisa Adalet Sarayında görüldü.
Turgutlu ilçesinde bulunan Çaldağı'nda kurulmak istenen nikel madeni için sivil toplum örgütleri tarafından Manisa 2. İdare Mahkemesi'ne açılan dava görülmeye başlandı. Çaldağı'nda nikel madenciliği yapması planlanan şirkete yönelik tepki doğrultusunda, firma tarafından 2. ÇED raporu için girişimlerde bulunması çevreci odaları ve sivil toplum örgütlerini harekete geçirdi. TMMOB'e bağlı odalar ile Ege Çevre ve Kültür Platformu(EGEÇEP), Turgutlu Çevre Platformu(TURÇEP) ve Ekoloji Kolektifi Derneği, firmanın 2. ÇED raporunun iptali için Manisa 2. İdare Mahkemesine açılan dava Manisa Adliyesinde görülmeye başlandı. Davayı takip edenler arasında EGEÇEP avukatları Berrin Esin Kaya, Arif Ali Cangı, TURÇEP Yürütme Kurulu üyesi Metin Sert, TMMOB Yönetim Kurulu üyesi Cemalettin Küçük, CHP Manisa İl Başkanı Halil Tokul ve çevreci sivil toplum örgütlerinin üyeleri yer aldı. İlk duruşmada davacılar ile davalıların iddiaları dinlendi. Duruşmanın ardından davayı takip eden sivil toplum örgütleri adliye önünde toplanarak basın açıklaması yaptı. Grup adına ilk açıklamayı yapan TURÇEP Yürütme Kurulu üyesi Metin Sert, iptal davasının bir çevreci eylemden çok, Gediz ovasının katliamının önüne geçmek olduğunu dile getirdi.
Sert, yaptığı açıklamada, sorunun duruşmada her yönüyle ele alındığını belirterek şunları söyledi: "Ama toplum bu olaya maden şirketine karşı bir dava konusu olarak bakmamalı. Bu olayın çevresel boyutu değil, toplumsal boyutları da var. Konu Çaldağı'nda bir maden işletilmesi meselesi değil. Böyle bir madencilik yöntemine dünyanın hiçbir yerinde izim verilmiyor. Çaldağı'nda uygulanmak istenen madencilik yöntemi European Nicel projesidir. Bu proje çerçevesinde daha önce başka ülkelerde kabul edilmemiştir. Ayrıca bu projeyi uygulayan şirketler ise bazı ülkelerden ruhsat alınarak ülkeden kovulmuştur. Sonra bu proje bizim ülkemizde daha kolay olur denerek Türkiye'ye getirilmiştir. Dünyanın hiçbir ülkesinde alamadığı izinleri ise Türkiye'de almıştır. Bunu bizzat sayın bakan Veysel Eroğlu, kendi ağzıyla açıklamıştır. Karşı karşıya kaldığımız konu bir maden şirketine karşı bir çevreci mücadelesi meselesi değil. Bu sadece 2 milyon ağacın katledilmesi olayı da değil. Bunlar sadece katliamın bir boyutu. Bu bir madencilik projesi değil Gediz vadisinin idam fermanıdır. Bu nedenle mücadelemizi yükseltmeye çalıştık. Hepimiz Gediz cinayetinin durdurulması için yola çıktık. Bu ÇED raporu baştan sona fantezi üzerine kurulmuştur. Bilimsellikle hiçbir değeri olmayan bir rapordur. Eğer Gediz Vadisi yok olursa, Türkiye'yi de yok oluşa sürükleyecek olan büyük bir facianın da başlangıcı olur."
"HALKIN BU MADENİ İSTEMEMESİ YETERLİ BİR SEBEP"
EGEÇEP Avukatı Berrin Esin Kaya da, amaçlarının 2. ÇED raporunun iptal edilmesini sağlayarak nikel madenin yapımının önüne geçmek olduğunu belirtti. Halkın bu madeni istememesinin bile bu madenin işletilmemesi için yeterli olduğunu anlatan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun yanı sıra bununla ilgili zaten bilim insanlarının bu nikel madeninin doğayı kirleteceğine ilişkin görüşleri doğrultusunda zaten mahkemeye başvurularımızı yaptık. Bu süreçte bilirkişi raporu alındı. Bilirkişi raporu da bizim zaten davanın kabulüne yeter derecede eksiklik olduğu, ÇET sürecinde eksiklikler olduğunu gösteren itirazlar var. Dolayısıyla biz bu davanın kabul edileceğini düşünüyoruz. En başta buradaki bölge insanı bu madeni istemiyor. Tarımla geçiniyor. Tarım ciddi bir ekonomik gelir. Bu nedenle bile faaliyetin hemen iptal edilmesi gerekiyor."
EGEÇEP avukatlarından Arif Ali Cangı ise şunları söyledi: "Daha önceki ÇET raporuna ilişkin itirazlarımız saklı kalmakla birlikte bir yandan o sürecin Anayasa mahkemesinde olduğunu belirtmekle birlikte içeride şirket yetkilisi olan genel müdürün ifade ettiği gibi bu rapor daha önce yığın içi yöntemi öngörülmüş iken şimdi tank içine geçtiklerinden ayrıca alanda Sit alanları tespit edildiğinden yeni rapor düzenlendiğini ifade etmiştir. Bu şu anlama geliyor; Bir yandan önceki raporun eksik yanlış ve çevreyi korumayacağına dair bir itiraf; diğer yandan yeni raporun yeni bir proje olduğunu gösteriyor. O nedenle önceki rapora ilişkin davanın ret edilmiş olması bu davanın da ret edileceği sonucunu doğurmaz. Kaldı ki sunulan bilirkişi raporundaki kısmi eksiklik bile davanın kabulü için yeterlidir."
Sivil toplum örgütleri adına son olarak TMMO Yönetim Kurulu Üyesi Cemalettin Küçük konuştu. Küçük, duruşmada geçenler hakkında kısa bilgi vererek, "Dosyalar üzerindeki iddialarımızı tekrar ettik. Bu iddialarımızın üzerine birde bilirkişi raporunu ekledik. Bu bilirkişiye sorulan 17 sorudan, 10 tanesini bilir kişi olumsuz olarak yanıtlamış. Yani demiş ki ÇED raporunda var olan şu bilgilerin 10 tanesinde yetersizlik var demiş. Bizde ÇED raporunun iptali ile ilgili olan görüşümüzü mahkemeye bildirdik. Karşı tarafta bunun tersini iddia etti. Mahkeme kararını sonra verecektir" diye konuştu.
Konuşmaların ardından grup alkış yaptıktan sonra olaysız bir şekilde dağıldı. Manisa 2. İdare Mahkemesine açılan 2. ÇED raporuna itiraz kabul-edilip edilmeyeceğinin önümüzdeki hafta içerisinde mahkemenin vereceği kararla netlik kazanacağı belirtildi. - MANİSA