Bursa'daki Terör Saldırısı Davası
Bursa'da, 27 Nisan'da tarihi Ulu Cami yakınında bir kadın teröristin canlı bomba saldırısıyla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan 6 kişinin yargılanmasına başlandı.
Bursa'da, 27 Nisan'da tarihi Ulu Cami yakınında bir kadın teröristin canlı bomba saldırısıyla ilgili soruşturma kapsamında tutuklanan 6 kişinin yargılanmasına başlandı.
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Emine ve kardeşi Tuba Kızıl, Ümmü Gülsün Meşe, Zekiye Zarka, Mithat Tunç ve İsa Casim ile bazı müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.
"Silahlı terör örgütüne üye olma", "Silahlı terör örgütlerine silah sağlama", "Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs", "Mala zarar verme" ve "İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme" suçlamasıyla yargılanan sanıklar hakkındaki iddianame okundu.
Sanıklardan Emine Kızıl, savunmasında, Sultan Yıldız'ın akrabaları olduğunu, telefonla olsa bile sık sık görüştüklerini belirterek, Yıldız'ın kendisinden iş bulmasını istediğini söyledi.
Kızıl, "Ben de 'Sana göre iş çıkarsa kimlik bilgilerini sorarlar' dedim. Bana telefon numarasını ve kimliğini verdi. Ben de gidip yakın bir yerde nüfus cüzdanının fotokopisini çektirdim. Kendisi daha önce çalıştığı yerlerde kimlik fotokopisi istendiğini söyledi. Bu kimlik canlı bomba olan kişiye nasıl geçti bilemem." ifadelerini kullandı.
Emine Kızıl, Bursa'daki Suriyelilere ulaştırılması için Ümmü Gülsün Meşe ile bir bavulla giysi gönderdiğini belirtti.
Ümmü Gülsün Meşe ise İstanbul'da aynı evde kaldığı Emine Kızıl'ın kendilerini kullandığını, kandırdığını düşündüğünü söyledi.
Yıldız'ın kendisine bir valiz verdiğini ve bu valizi Bursa'da Sultan Yıldız'ın alacağını, bu konuda yardımcı olmasını istediğini anlatan Meşe, "Ben de kendisine Bursa'da yaşayan arkadaşım Mithat Tunç'un olduğunu söyledim. Sultan Yıldız'ın bu çantayı, adresini söylediğim Mithat'ın evinden alabileceğini ona bildirdim. Sonra da valizi alıp Mithat'ın evine bıraktım. Ben valizin içinde kıyafet olduğunu biliyordum, suçsuzum." diye konuştu.
Mithat Tunç ise Ümmü Gülsün Meşe'nin liseden arkadaşı olduğunu belirterek, şunları dile getirdi:
"Olay günü Ümmü benim evime geldi, yanında valiz vardı. Bana 'Hasta olan kız arkadaşım Bursa'ya gelecek, onu birkaç gün ağırlarsan sevinirim. Bu çantayı da kendisine verirsin' diyerek ayrıldı. Daha sonra Ümmü'nün söylediği kız arkadaşı bir gece bize geldi. Evimde o sırada kız ve erkek arkadaşlarım vardı. Ona yatacak yer verdim. Sonra da onu kız arkadaşım, Kevser ile gezdirdik. O gün Sultan olarak bildiğimiz kişi ikinci el cep telefonu aldı. Davranışlarından parasının olmadığını anladım. Ben de kendisine ücretini ödeyerek, kendi adıma SIM kart alıp verdim. O da satın aldığı bu telefonu fazla kullanmayacağını söyleyerek Kevser'in çok daha eski olan telefonu ile değiştirdi. Olay günü saat 17.00 sıralarında evden ayrıldı, ardından Ulu Cami'de canlı bomba olayını duydum. Sonra polisler beni aldı, suçsuzum."
Tuba Kızıl, Zekiye Zarka ve İsa Casim'in yöneltilen suçlamaları kabul etmediği duruşmada, mağdur esnaf da dinlendi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Zekiye Zarka'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer sanıkların ise tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Duruşma, eksik evrakların tamamlanması, bazı tanık ve müştekilerin zorla getirilmesine karar verilerek, ileri bir tarihe ertelendi.
Olay
Tarihi Ulu Cami'nin batı girişi bölümünde, 27 Nisan'da Sultan Yıldız adına sahte kimlik kullanan Eser Çali adlı kadın terörist üzerindeki bomba düzeneğini patlatmıştı. Olayda terörist ölmüş, civardaki 13 vatandaş yaralanmıştı. Teröristin örgüt bağlantılarının ortaya çıkarılması amacıyla başlatılan soruşturma kapsamında Bursa, Mardin, Şanlıurfa, İzmir, İstanbul ve Afyonkarahisar'da 17 kişi gözaltına alınmıştı. Şüphelilerden 11'i, savcılıktaki sorgularının ardından salıverilmiş, Emine ve kardeşi Tuba Kızıl ile Ümmü Gülsün Meşe, Zekiye Zarka, Mithat Tunç ve İsa Casim sevk edildikleri mahkemece tutuklanmıştı.