Bursa'da Ulucamii Kapısında Patlayan Canlı Bombanın Valizleri İncelenecek
BURSA'da, 27 Nisan tarihinde 13 kişinin yaralandığı ve çevredeki iş yerlerinin zarar gördüğü canlı bomba saldırısının duruşmasına devam edildi.
BURSA'da, 27 Nisan tarihinde 13 kişinin yaralandığı ve çevredeki iş yerlerinin zarar gördüğü canlı bomba saldırısının duruşmasına devam edildi. Sanıkların ve yaralıların dinlendiği duruşma sonrası mahkeme heyeti, eylemcinin kullandığı bombaların taşındığı öne sürülen 4 valizi incelemek üzere İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderdi.
Bursa'da geçtiğimiz 27 Nisan günü Merkez Osmangazi İlçesi Atatürk Caddesi'nde bulunan Ulu Camii'nin Batı Kapısı yakınında meydana gelen olayda, Sultan Yıldız adına sahte kimlik kullanan PKK'lı canlı bomba Eser Çali, çantasında taşıdığı bomba ile kendini patlattı. Çali'nin parçalanarak öldüğü olayda 13 kişi yaralandı, 11 işyeri ise hasar gördü. Çali'nin canlı bomba eyleminden sonra soruşturma başlatan Bursa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şubesi ekipleri, Bursa, İstanbul, Afyonkarahisar, Uşak ve İzmir'de 8'i kadın 17 şüpheliyi gözaltına aldı. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden Emine Kızıl (26), Ümmü Gülsüm Meşe (20), Mithat Tunç (19), Tuba Kızıl (24), Zekiye Zarka (26) ve İsa Casım (34) tutuklanırken, diğerleri ise serbest bırakıldı.
Savcılık soruşturması sonucu 6 tutuklu sanık hakkında, 'Terör Örgütü Üyesi Olmak' suçundan 7'şer yıl, 'Teröre Yardım ve Yataklık etmek'ten 15'er yıl, yaralanan 13 kişiyi ayrı ayrı 'Tasarlayarak Öldürmeye Teşebbüs' suçundan 260'ar yıl, 'Mala Zarar Vermek' suçundan ise 22'şer yıl olmak üzere her biri hakkında 304'er yıla kadar hapis cezası istemiyle Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Sanıkların hiç birinin yöneltilen suçlamayı kabul etmediği dava ile ilgili yargılamaya bugün devam edildi. Bugünkü duruşmaya, tutuklu sanıklardan Emine Kızıl, Ümmü Gülsüm Meşe, Mithat Tunç, Tuba Kızıl, İsa Casım ile ilk duruşmada tahliye edilen tutuksuz sanık Zekiye Zarka ile yaralılar ve tarafların avukatları katıldı.
Mahkemede, daha önce şüpheli sıfatıyla gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan tutuklu Sanık Mithat Tunç'un kız arkadaşı Kevser Orman, "Mithat'ın yanına gelen ve adını 'Sultan' olarak söyleyen canlı bombanın gerçek ismini eylemi gerçekleştirdikten sonra öğrendim. Midesinden rahatsız olduğunu, Bursa'ya tedavi olmak için geldiğini söyledi. Az yemek yiyor, kısık sesle konuşuyordu. O gün telefona ve konuşma yapmak için sim karta ihtiyacı olduğunu söyledi. Birlikte dışarı çıktık. Mithat, sim kartı kendi üzerine çıkardı. O da, 'Ben nasıl olsa bir hafta kullandıktan sonra atacağım' diyerek satın aldığı telefon ile benimkini değiştirdi. O günde Mithat'ın yanına gittiğimde kendisi bilgisayarda bir şeyler bakıyordu. Yemek hazırlayacağımı söyledim. 'Ben aç değilim' dedi. Sonrada evden ayrıldı. Ardından patlamayı Mithat'ın yengesi arayınca öğrendim. Mithat'ın olayla ilişkisi olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Duruşmada tanık olarak dinlenen canlı bomba Eser Çali'nin kimliğini kullandığı Sultan Yıldız ise verdiği ifadesinde, "Afyonkarahisar'da ben bir mağazada çalışıyordum. Ablamın yanında çalıştığı patronunun yeğeni olan Emine Kızıl benim yanıma geldi. 'Sana daha iyi iş bakalım' dedi. Benden nüfus cüzdanımı istedi. Ardından fotokopisini çektirip, bana iade etti. Birkaç hafta sonra bana, 'Senin bilgilerini verdim. Kolejden haber bekliyorum' dedi. Bir akşam beni emniyetten aradılar. Canlı bombanın üzerinden benim kimliğimin çıktığını söylediler. Bildiklerim bunlar" diye konuştu.
Yaklaşık 8 saat süren duruşma, bazı sanıkların yaptıkları telefon görüşmelerinin incelenmesi, canlı bomba eyleminde kullanılan 4 valizin İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurumu'na gönderilerek, valizlerdeki patlayıcı madde olan RDX+PETN bulaşıklıklarının çantada bulunup bulunmadığının incelenmesine, ayrıca parmak izinin teknik olarak plastik, çanta, jelatin, alüminyum folyo gibi maddelerde kaç gün süre ile kalabileceği konusunda görüş bildirilmesi için ileri bir tarihe ertelerken, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.