Bursa'da Bu Ramazan Bir Başka Güzel
Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ve vatandaşların yoğun ilgisini toplayan 'Şehri Ramazan' etkinliklerinde bu hafta sonu Mesut Yavaş ve Ahmet Maranki sevenleriyle bir araya geldi.
Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Kültür AŞ tarafından düzenlenen 'Şehri Ramazan' etkinlikleri, kentin her köşesinde vatandaşlara keyifli bir Ramazan ayı yaşatıyor. Program kapsamında Hüdavendigar Kent Parkı'nda, Mesut Yavaş sahneye çıktı. Bursa'nın sevilen tasavvuf sanatçılarından Yavaş, geleneksel ilahilerle günümüzdeki ilahileri harmanlayarak sunduğu programında büyük beğeni topladı. Serin havaya rağmen konsere yoğun ilgi gösteren vatandaşlar, yer yer ilahilere eşlik ederken, başarılı sanatçıyı da alkışlarıyla motive ettiler. Mesut Yavaş, gecenin sonunda kendisine gösterilen ilgiden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, seyirciler de huzurlu bir Ramazan akşamı yaşamanın mutluluğunu dile getirdiler.
Merinos Parkı'nda ise program kapsamında Mehmet Kemiksiz ve Enderun Hafızlar Topluluğu sahneye çıktı. Kemiksiz'in sunumuyla tasavvuf musikisinin en seçkin örnekleri, Enderun Hafızlar Topluluğu tarafından icra edildi. Gecede Hüseyin Goncagül ile orta oyunu gösterileri de vatandaşlara keyifli dakikalar yaşattı.
Maranki Bursa'daydı…
Şehr-i Ramazan programının ünlü konuğu sağlıklı yaşam uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, Fatih Sultan Mehmet Bulvarı'ndaki hastane alanında Bursalılarla bir araya geldi. Mütevazı tavırlarıyla dikkat çeken Maranki, vatandaşlara sağlıklı yaşamın püf noktalarını anlattı. Samimi bir atmosferde gerçekleşen interaktif sohbette, birbirinden çarpıcı tespitlerde bulunan Maranki, ilgiyle ve şaşkınlıkla takip edildi.
Gençlerin fast food alışkanlığını hayretle izlediğini belirten Maranki, "Orada o patates cipsi kaynıyor, sabahtan beri bulamaç olmuş. 40 derecede yanan yağ kanserojendir. Bilim böyle söylüyor. Onu getiriyor, bir de tabakta yiyor. Bir de şnitzel diyor, tüysüz tavuklar 12 kilo, 28 günde olmuş ne olduğu belirsiz. Bir de onu yiyor, domuz kemiğinden beslenmiş tavuğu. Oradan da domuzu alıyor. Bir de yanına bir tane kola. İçinde alkol, kamin kenesi ve her türlü fruktoz bazlı mısır şurubu onu da içiyor. Bu çocuk tam aptal yetişir" dedi.
Sanayileşmeyle birlikte gıda üretiminin adeta hastalık ürettiğini iddia eden ve rafineri tuzdan uzak durulmasını isteyen Maranki, "Beyaz rafine tuzlar en büyük cinayettir. Yıllardır bu ülkede tuzun içindeki 83 mineral atılıyor fabrikalarda, bir tane sodyum klorür size rafine tuz diye getiriliyor onu yediniz ve bu toplum hastalandı. Neden bunun 83 minerali atılıyor diye hiç bir üniversite hiç bir gazeteci bunu sormadı. İşte algıyı görüyor musunuz ülkedeki. ´Tuzsuz Deli Bekir´ diye temaşa sanatı vardır. Deli Bekir niye delirdi? Tuzsuz yaşadığı için. Şimdi doktorlar diyor ki, ´tuz yemeyin´. Allah Allah, bayılınca da serum takıyorlar tuzlu su. Bunu da düşünen yok" diye konuştu.
"Pirinçten vazgeçin, su arıtma cihazı kullanmayın"
"Pirinci evinize sokmayın. Şekeri, tansiyonu, kilosu olanlar bulgur yesin…" diyerek mutfakların vazgeçilmezi olan pirinçten de vazgeçilmesini öneren Maranki, son yıllarda popüler olan su arıtma cihazlarını da eleştirdi. Arıtılmış suyla çiçek bile sulanmaması gerektiğini söyleyen Maranki, "Neyi arıtıyor? İçindeki kalsiyumu. Kireci alıyor diyor. Bana kireç lazım. Bu kadınların beyni öyle yıkanmış ki, "Ay, çaydanlığıma kireç yaptı". Ne güzel işte suda kalsiyum var. Kalsiyumun olmazsa kemiklerin çalışmaz, glukozamin... Troidlerinde nodül oluşur. Kireci alıyorum diye kalsiyumu, magnezyumu, demiri, çinkoyu emiyor, sana posalı akü suyunu veriyor. Bu bir cinayet" dedi.
Yaptığı açıklamalar yüzünden çok sayıda dava ile muhatap olduğunu da açıklayan Maranki, herkesin kendi sağlığı için beslenmesine dikkat ve özen göstermesi gerektiğini belirtti.