Bursa'da Uçak Kazaları ve Sivil Havacılık Üzerine Değerlendirmeler
Bursa'da gerçekleşen uçak kazasında iki öğretmen pilotun hayatını kaybetmesi, son 3 yılda 6 ölümle sonuçlanan kazaları gündeme taşıdı. Uçuş okulu sayısının artışı ve sivil havacılık sektöründeki %300'lük büyüme, kazaların artışında etkili olduğu belirtiliyor. Uçuş yoğunluğunun %80'inin Bursa'da olduğuna dikkat çeken uzmanlar, havacılığın güvenli olduğuna vurgu yaparak eğitimlerin iyileştirilmesi gerektiğini savundu.
ÖĞRETMEN pilot Ünal Aster (61) ile öğretmen pilot adayı Emir Gülal Nalcı'nın (42) öldüğü kaza, gözleri son 3 yılda 6 kişinin hayatını kaybettiği 6 uçak kazasıyla gündeme oturan Bursa'ya çevirdi. Uçak kazalarının abartılmaması gerektiğini söyleyen, Bursa'da 10 uçuş okulu ile sivil uçuşlara açık 2 havaalanının bulunduğunu belirten öğretmen pilot Fevzi Ak, "Türkiye'de uçuş yoğunluğunun yüzde 80'i Bursa'da diyebilirim. Siz Türkiye'nin bütün uçuşlarını belli bir noktaya yönlendirirseniz, o zaman Bursa'nın öne çıkması bu konuda çok daha doğal oluyor. Niye Bingöl'de kaza olmuyor. Çünkü Bingöl'de çünkü uçuş yok, Bingöl'de uçak uçmuyor" dedi.
Bursa'nın Yenişehir ilçesinde 23 Eylül'de, öğretmen pilot Ünal Aster ile öğretmen pilot adayı Emir Gülal Nalcı'nın iniş-kalkış çalışması yaptığı, Fenix Havacılık'a ait TC-UDI kuyruk numaralı eğitim uçağı, kalkıştan kısa süre sonra pistin yanındaki boş araziye düştü. Ünal Aster ile Emir Gülal Nalcı'nın yaşamını yitirdiği kaza, gözleri son 3 yılda 6 kişinin öldüğü 6 uçak kazasıyla gündeme gelen Bursa'ya çevirdi. 10 uçuş okulu ile sivil uçuşlara açık 2 havaalanının bulunduğu Bursa, uçuş sevdalılarının eğitim adresi oluyor.
'SEKTÖR 3 YIL İÇİNDE YÜZDE 300 BÜYÜDÜ'
Son 3 yılda sivil havacılık sektörünün yüzde 300 arttığını belirten öğretmen pilot Fevzi Ak, yaşanan uçak kazalarının abartılmaması gerektiğini söyledi. Ak, "Uçuş sayıları arttıkça, pilot açığı arttıkça, bu gibi olaylar olması kaçınılmaz. Çünkü ne kadar yaparsanız yapın, riski sıfıra indiremiyorsunuz. Bundan 5 yıl önce Yunuseli Havaalanı'nda hiç uçak yoktu. 20 sene bu havaalanı kapalı kaldı. Bunun nedeni bu olabilir. Çünkü burada havacılık yapmadınız. Hiçbir kaza olmadı. Eğer havacılık olsaydı, kaza da olacaktı. Sektör 3 yıl içinde yüzde 300 büyüdü" diye konuştu.
'FAALİYETİN OLDUĞU YERDE HATA DA OLABİLİR'
Son 3 yılda Bursa'da yaşanan 6 kazanın, bölgedeki uçuş faaliyetlerinin yoğunluğundan kaynaklandığını ifade eden Fevzi Ak, "Önce Yenişehir Havaalanı'na gelmiştik. Tek uçuş okuluyduk. Şu anda Yenişehir'de herhalde 5-6 tane uçuş okulu var. Sonra Yunuseli Havaalanı açıldı, buraya geldik. Şu anda burada da 5-6 tane okul açıldı. Dolayısıyla herhalde bir 50 uçak orada, 50 uçak da burada var. Kapasitenin ne kadar hızlı büyüdüğüne bakar mısınız? Siz Türkiye'nin bütün uçuşlarını belli bir noktaya yönlendirirseniz, o zaman Bursa'nın öne çıkması bu konuda çok daha doğal oluyor. Niye Bingöl'de kaza olmuyor. Çünkü Bingöl'de çünkü uçuş yok, Bingöl'de uçak uçmuyor. Dolayısıyla uçağın uçtuğu yerde, faaliyetin olduğu yerde hata da olabilir. Bizim burada hedefimiz, hataların sonuçlarının ağır olmaması şeklinde önlemler almak, bu şekilde çalışmak, öğrencilerimizi bu şekilde yetiştirmek. Bunu ne kadar tabana yayabilirsek, o kadar kazalar azalacaktır aslında" dedi.
'UÇUŞ YOĞUNLUĞUNUN YÜZDE 80'İ BURSA'DA
Bursa Yenişehir Havaalanı'nda uçuş okullarına ait 4, Yunuseli Havaalanı'nda ise 6 hangar olduğuna dikkat çeken ve Türkiye'de uçuş faaliyetlerinin belirli yerlerde yoğunlaştığının altını çizen Ak, "Türkiye'de uçuş yoğunluğunun yüzde 80'i, Bursa'da diyebilirim. Türkiye 85 milyonluk bir ülke. Türkiye'de 5 tane bunun gibi bir merkezden bahsedebiliyoruz. İnanılmaz büyük bir ülkede yaşıyoruz ama belli noktalarda çok yoğunlaşmış durumda. Bu gibi havaalanları açıldığı zaman, çoğaldığı zaman, bu iş daha emniyetli hale gelecektir. İşte bunun gibi havaalanlarının sayısını arttırırsak, o zaman en azından bir etmenden kaynaklı kazaları azaltmış oluruz. Dolayısıyla her şeyi aynı yere doldurup, her şey burada yapılsın dediğimiz zaman, o zaman risk oranlarını bu konuda arttırmış oluyoruz" diye konuştu.
'HER KÜÇÜK UÇAK DÜŞER DİYE BİR ŞEY YOK'
Öğretmen pilot Ünal Aster ile öğretmen pilot adayı Emir Gülal Nalcı'nın tecrübeli pilotlar olduğunu ve sanılanın aksine küçük uçakların düşme ihtimalinin yüksek olmadığını söyleyen Ak, "1950 yılında ne kadar araç vardı, ne kadar kaza oluyordu. Şimdi 2024 yılındayız. Uçak sayısı ne kadar fazla, eğitim saati ne kadar fazla. Dolayısıyla hata olabiliyor. Hata olabiliyor ama bunu genele yaymamak lazım. Bunu 'Her küçük uçak düşer, siz risk alıyorsunuz' olarak düşünmemek lazım. Böyle bir şey yok. Mesela bu kaza anlamında söylüyorum, uçan arkadaşımız gerçekten çok tecrübeli bir pilot. Yanındaki arkadaşımız da çok tecrübeli bir pilot, lisanslı bir pilot. Öğretmenlik eğitimi alıyor. Bu arkadaşlar ilk defa inmiyorlar" dedi.
'KESİNLİKLE HAVA DAHA GÜVENLİ'
Hava yollarının, kara yollarından daha güvenli olduğunu söyleyen Ak, "Siz buraya arabayla geldiniz. Kaç tane kavşak geçtiyseniz, her kavşakta ölüm riskiniz var aslında. Ama bunu siz her gün yaptığınız için bu size normal geliyor. Bir uçuştaki risk, bu kadar değil aslında. Kesinlikle hava daha güvenli. 1 saat 15 dakikada Selçuk Efes'ten geldik. Havalandık, yolumuza girdik ve geldik. Şimdi ama siz karadan giderken 150 ile gidiyorsunuz, otobanda gidiyorsunuz, hayvan çıkabilir, herhangi lastiği patlayan, önünüzde, yanınızda lastiği patlayan bir araç olabilir, siz araba kullanırken bir sağlık sorunu yaşayabilirsiniz. Etmenler o kadar fazla ki. Ama havada motorunuz durabilir. Motorunuzun durması, hayat sonu değil aslında. Bu uçaklar, küçük uçaklar, bütün uçaklar süzülür. Uçak büyüdükçe minimum süzülme hızı artar. Kısacası, hava karadan daha güvenlidir" diye konuştu.