BURDUR MAKÜ'de adaçayı hasadı
MAKÜ'de adaçayı hasadıBURDUR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) ve Lisinia Doğa Proje arasında imzalanan protokolle geçen yıl dikilen 200 bin kök adaçayının hasadına başlandı.
MAKÜ'de adaçayı hasadı
BURDUR Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) ve Lisinia Doğa Proje arasında imzalanan protokolle geçen yıl dikilen 200 bin kök adaçayının hasadına başlandı.
MAKÜ İstiklal Yerleşkesi'ndeki 350 dekar alanda geçen yıl dikimi yapılan adaçayının hasadına MAKÜ Rektörü Prof.Dr. Adem Korkmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Durmuş Acar ile Lisinia Doğa Proje sorumlusu Öztürk Sarıca katıldı. Rektör Korkmaz, Lisinia Doğa Proje ile bölgenin ekonomik yapısına katkı sağlamak, deneme üretimleri gerçekleştirmek ve bölgeye bir model olmak için su kıtlığında tarımsal faaliyetlerin sürdürülebilirliği ve daha az su tüketen ekonomilerin geliştirilmesi için bir çalışma başlattıklarını hatırlatarak, "Bu kapsamda yaklaşık 2,5 milyon lavanta, 1,7 milyon adaçayı ve 1 milyon adet kekik olmak üzere toplam 650 dekarlık bir proje bu" dedi.
Projenin birinci etabının sonuçlarını aldıklarını aktaran Rektör Korkmaz, şöyle konuştu:
"Şu anda adaçayı hasadımız var. Biraz da erken bir hasat. Bölgeyi, iklimi çok sevdi. Hiç su kullanmadan yetişti. Çok ciddi katma değerler ortaya koyabilecek. Burada yetiştirilen ürünlerin distilasyon ile yağları çıkarılacak ve elde edilen yağı, üniversitemizde yüklenici firma ile ortak bir işleme merkezi kurarak sanayiye dönüştüreceğiz. Tam bir üniversite- sektör işbirliğinin model projesi. Aynı zamanda kampüsümüz içerisindeki bu alanlarımız aylarca rengarenk mor bir dokuyla karşı karşıya gelecek. Hem çevresel güzellik, hem ekonomik gelişim hem de bölgenin gelişiminde kurak, çorak alanlar, su ihtiyacanı gerektirmeyen üretim tarzları, suyun olmadığı alanlar gibi çok fazla etkisi olan bir çalışma. Bugün bu projenin ilk ürünlerini alıyor olmanın da mutluluğunu yaşıyoruz."
Lisinia Doğa Proje Alanı Sorumlusu Öztürk Sarıca ise "Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nde geçen yıl diktiğimiz 200 bine yakın fidenin hasadını gerçekleştiriyoruz. Bunlar Salvia Frutucoza dediğimiz Anadolu adaçayı ve Salvia offisinalis dediğimiz tıbbi adaçayının melezleri. Soğuk ve sıcağa son derece dayanıklı bir tür. Erken hasat yapıldığında ikinci hasadını da sonbahar döneminde alabiliyoruz" diye konuştu.
3 hafta önce adaçayının çiçek açmaya başladığını kaydeden Sarıca, "1- 1,5 ay çiçeklenme dönemi var. Dolu yağışından dolayı hasadı biraz erkene aldık. Yağlanmaya başladılar. Biçildikten sonra burada iki gün solduruluyor. Daha sonra kazanlara basılarak distilasyonla 100 santigrat derecede yağı çıkarılıyor. Adaçayının uçucu yağı tüm dünyada antimikrobiyal olarak yoğun şekilde kullanılıyor. Diğer taraftan adaçayı kurutulmuş olarak da içilerek, mikrop ve virüslerin öldürülmesinde kullanılıyor" dedi.
MAKÜ'de mor manzaranın önümüzdeki yıl mayıs ayından itibaren görülebileceğini kaydeden Sarıca "Aynı zamanda adaçayının bal açısından da çok büyük önemi var. Arılar hem bundan polen yapabiliyor hem de özütlerini alabiliyor. Çok ciddi şekilde bal yapımı sağlanmış oluyor" dedi.
BURDUR GÖLÜ'NÜN SUSUZLUĞUNA ÇARE
Adaçayı üretiminde dünya geneline bakıldığında ABD ve Rusya'nın ciddi anlamda üretim yaptığını söyleyen Sarıca, şöyle dedi:
"Oysa ki Anadolu adaçayının gerçek yayılımı Türkiye'de. Türkiye'de çok farklı adaçayı türleri var. Bunlar geliştirildeğinde Türkiye dünya piyasalarına hakim olacaktır. Türkiye'de adaçayı daha çok doğadan toplanarak yapılıyor. Biz bunun kültürünü aldık burada. Bizim için en önemlisi susuz yetişmesi. Burada hiç su tüketmeden sadece yağmur suları ile adaçayı üretimi yapabiliyoruz. Anadolu'nun her yerinde susuz yetişiyor. Dolayısıyla susuz yetişen bir bitkinin ülke ekonomisine, özellikle Göller Yöresi'nin ekonomisine kazandırılması bu açıdan çok önemli. Çünkü Burdur Gölümüzün susuzluğuna lavanta ile birlikte çare olur diye düşünüyorum." Rektör Korkmaz ve Öztürk Sarıca, daha sonra işçilerle birlikte sembolik olarak adaçayı hasadı yaptı.