Burdur Gölü kenarında susuz yetişen Dimrit üzümünün pekmezi damakları tatlandırıyor
Burdur Gölü'nün kenarında susuz tarımla yetiştirilen, tadı ve aromasıyla farklı, şeker oranı yüksek Dimrit üzümünü hasat eden Burdurlular, geleneksel pekmez üretimine başladı.
Burdur Gölü'nün kenarında susuz tarımla yetiştirilen, tadı ve aromasıyla farklı, şeker oranı yüksek Dimrit üzümünü hasat eden Burdurlular, geleneksel pekmez üretimine başladı.
Göl manzaralı bağlardan topladıkları siyah tatlı üzümden yöresel lezzet Dimrit pekmezi elde etmek için işe koyulan çiftçiler, bakır kazanlarda ve odun ateşinde üzüm suyunu saatlerce kaynatıyor.
Uzun uğraş sonucu katkı maddesiz, doğal, şeker ilavesiz, organik elde edilen Dimrit pekmezi, tadanların damağında bıraktığı lezzetle ilgi görüyor.
Dimrit üzümüyle meşhur merkeze bağlı İlyas köyü Muhtarı Nejdet Akın, AA muhabirine, köyün geçim kaynağının başlıca hayvancılık ve üzüm bağcılığı olduğunu söyledi.
Burdur Dimrit üzümünün çıkış yerinin İlyas köyü olduğunu belirten Akın, Burdur Gölü kenarındaki üzümden asırlardır aynı yöntemle pekmez ürettiklerini kaydetti.
Akın, Dimrit üzümünün tadının güzel, şeker oranının yüksek olduğunu vurgulayarak "İlaçsız yetiştirdiğimiz üzümün pekmezinde yörede başroldeyiz. Köyde birkaç kaynatma tesisimiz var. Pekmezimizin tadı balı aratmaz. Pekmezimize talep çok oluyor. Çevre illere, Ankara, İstanbul'a bile pekmez gönderiyoruz. Geçen yıl litresi 30 lira civarındaydı, bu yıl da 35 lira civarında gider diye düşünüyoruz. Orijinal, doğal pekmezimizi, kara kovan balına bile değişmeyiz." diye konuştu.
İki aylık süren imece usulü hasat sezonunda 10 bin litrenin üzerinde pekmez ürettiklerine değinen Akın, organik üzüm bağlarının arasından geçerek lavanta bahçelerine ve Salda Gölü'ne giden ziyaretçilerin de meşhur Dimrit pekmezine ulaşması için yol kenarına yöresel ürün pazarı yaptırdıklarını anlattı.
"Pekmezin mayası topraktır"
Köylülerden Mehmet Aydın da yaklaşık 50 yıldır pekmez kaynattığını söyledi.
Şırayı köpüğü gidene kadar kaynattıktan sonra soğumaya aldıklarını anlatan Aydın, şunları kaydetti:
"Durulduktan sonra altı harlı odun ateşiyle yanan tavalara alıyoruz, 3,5 saat savurarak kaynatıyoruz. Kıvamı olunca ateşten alıp 20 gün bakır kazanlarda bekletiyoruz. 20 gün sonra pekmezimiz satışa hazır. Üzümü sıktıktan sonra elde ettiğimiz şırayı temiz toprakla kaynatıyoruz. Pekmezin mayası topraktır, o toprak olmazsa pekmez olmaz. Köyümüzde iki yerden çıkan özel topraktır bu, her topraktan pekmez olmaz."
"İşi zor yemesi tatlı"
Köylülerden 65 yaşındaki Hacer Aydın da hasat zamanı her sabah erken kalkıp üzüm bağlarına gittiklerini, üzümleri topladıktan sonra köyün tesisinde 3-4 saat pekmez kaynattıklarını belirtti.
Pekmez kaynatmanın zorlu bir iş olduğuna dikkati çeken Aydın, "Zorluğu ve meşakkati var ancak yemesi çok tatlı. İşi zor, yemesi tatlı." dedi.
Aydın, yıllardır dedelerinden, büyüklerinden gördükleri şekilde aynı yöntemle pekmez elde ettiklerini kaydederek "Doğal yetiştiriyor, doğal besleniyoruz, sağlığımız yerinde çok şükür. Köyümüzün pekmezimizin tadı yörede birincidir. Pekmezimizi bir kere tadan o tadı unutmaz, başka bir yerde de bulamaz." diye konuştu.