Burdur'da 'Yerel Medyanın Sorunları' Paneli
Burdur'da 'Yerel Medyanın Sorunları' paneli *- BURDUR Gazeteciler Cemiyeti ile Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) tarafından 'Yerel Medyanın Sorunları' paneli düzenlendi.
Burdur'da 'Yerel Medyanın Sorunları' paneli
*- BURDUR Gazeteciler Cemiyeti ile Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) tarafından 'Yerel Medyanın Sorunları' paneli düzenlendi.
MAKÜ Avşar Han'da düzenlenen ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan ile Akdeniz Gazeteciler Federasyonu ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni'nin konuşmacı olduğu panele, Vali Hasan Kürklü, Burdur Milletvekili Reşat Petek, MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Adem Korkmaz, Vali Yardımcısı Bahir Altunkaya, İl Jandarma Komutanı Albay Tayfun Dündar, İl Emniyet Müdürü Eyüp Özüdoğru, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Tortop ve davetliler de katıldı.
Panel öncesi konuşan Vali Hasan Kürklü, basının demokrasi için olmazsa olmaz olduğunu belirterek, "Yöneticiler açısından da basının ayrı bir önemi var. Biz her zaman basınımızın güçlenmesi, basınımızın sorunlarının çözülmesi noktasında da elimizden geldiğince gayret göstermeye çalışıyoruz" dedi.
'BASININ HER ANLAMDA ÖZGÜR OLMASI GEREKİR'
Vali Kürklü'nün konuşmasının ardından panele geçildi. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, konuşmasında özgür basının demokrasinin gerçek anlamda yaşaması ve gelişmesini sağlayan kurumların başında geldiğini vurguladı. Halkın sesi olma görevini üstlenen bağımsız ve özgür basının, düşünce özgürlüğünün de en etkili aracı olduğunu kaydeden Nuri Kolaylı, "Basının her anlamda özgür olması gerekir. Ülkemizde gerçek anlamda basın özgürlüğünün varlığından söz edebilmek mümkün değildir. Gazeteciler yazdıkları haberlerden dolayı tutuklanmaktadır. Son olarak Can Dündar ve Erdem Gül, MİT TIR'ları soruşturması kapsamında tutuklanmıştır" diye konuştu.
'BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ SINIRLANDIRILMAKTADIR'
Anadolu'daki basın mensuplarının büyük bölümünün de gerçek anlamda özgür bir ortamda görev yapamadığını vurgulayan Kolaylı, "Yerel, yaygın ayırımı yapmaksızın hepimizi ilgilendiren sorunların başında TCK'de ve Terörle Mücadele Yasası'nda yer alan basına ilişkin bazı maddeler gelmektedir. Bu maddeler Türk basınının özgürlüğünü kısıtlamakta hatta elinden almaktadır. Milli güvenlik, genel ahlak, kamu düzeni gibi gerekçeler gösterilerek basın ve ifade özgürlüğü sınırlandırılmaktadır" dedi.
'HİÇBİR YASAL DÜZENLEME YOK'
Gerçek gazeteciliğin eğitim ve bilgi gerektirdiğine dikkati çeken Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, şöyle dedi:
"Buna karşın gazetecilik isteyen herkesin kuralsızca yapabileceği bir iş konumundadır. Oysa Türkiye'de pek çok ülkede olduğu gibi mesleklerle ilgili yasal düzenlemeler vardır. Herkes avukatlık ya da doktorluk yapamaz. Eczacılık, mühendislik, mimarlık, öğretmenlik eğitim gerektiren mesleklerdir. Bu eğitim veren fakültelerin diplomasına sahip olmak ve çeşitli hükümlülüklerini yerine getirmek gerekir. Gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini ve sınırlarını belirleyen maalesef hiçbir yasal düzenleme yoktur. Mesai saati diye bir olgunun söz konusu olmadığı mesleğimizde arkadaşlarımız eşlerinden, çocuklarından ve ailelerinden fedakarlık isteyerek uzun saatler görev yapmaktadır. Yıpranma hakkından ise bütün meslektaşlarımız değil, sadece Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü'nce verilen basın kartı olanlar yararlanabilmektedir."
BASIN SAVCILARINA ÇAĞRI YAPTI
Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Arslan, merdiven altı gazetelerden dolayı ciddi sıkıntıları olduğunu anlattı. Mustafa Arslan, "Bunlar nöbetçi gazeteler ve gazeteciler. Yani seçim dönemlerinde, olağanüstü dönemlerde, bayram dönemlerinde çıkarlar. Buradan da ben bu vesileyle basın savcılarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Basın Kanunu'nun gereğinin yerine getirilmesiyle ilgili bir çağrıdır bu" dedi.
'NASIL GEÇİNDİRECEK EVİNİ?'
Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Başkanı Mevlüt Yeni de yerel basında çalışanların özlük haklarıyla ilgili problemler olduğunu belirtti. Mevlüt Yeni, "Sendika evet genel problem ama asgari ücretle çalışan fikir işçileri var. Asgari ücretle çalışan bir fikir işçisinden özgürce haber yapmasını bekleyebilir misiniz? Nasıl geçindirecek evini? İstanbul'daki editöryal masalar, holdinglerin eline geçen Türk medyasının o temsilcileri kendileri çok yüksek maaşlar yatlar, katlar, boğazda evler, o yazarlar, çizerler Anadolu basınının, Anadolu'daki muhabirlerin derdini, dermanını, ne yaşadıklarını asla bilmeyen bir editöryal masa. Özellikle bu 80'li yıllardaki promosyon çılgınlıklarının arkasından holdingleşen Türk medyası özgürlüğünü zaten kaybetmişti" diye konuştu.