Burcu Köksal: "Genel Başkanımızın Grup Konuşmasında Söylediği Sözlere Yayın Yasağı Getirmeye Çalışıyorlar.
CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, "Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, salı günkü grup toplantısında yargıdaki bu çürümeden, İsmail Uçar'ın yazmış olduğu şikayet dilekçesinden, içerikten bahsetti. Bunu dikkate alıp, konuyla ilgili gerekli incelemeyi, araştırmayı yapması gerekenler; Genel Başkanımızın grup konuşmasında söylediği sözlere yayın yasağı getirmeye çalışıyorlar. Vatandaşların bu konuda bilgi alma hakkını ellerinden almaya çalışıyorlar. Burada açıkça bir anayasa ihlali var. Basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması söz konusu. Gazetecilere 'sen bu haberi yapamazsın, bunu yayınlayamazsın' diyor. Aynı zamanda siyasetçilere de 'sen bu konuyla ilgili konuşamazsın, konuşursan ben bunu sansürlerim' diyor, sansür getiriyor" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, "Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, salı günkü grup toplantısında yargıdaki bu çürümeden, İsmail Uçar'ın yazmış olduğu şikayet dilekçesinden, içerikten bahsetti. Bunu dikkate alıp, konuyla ilgili gerekli incelemeyi, araştırmayı yapması gerekenler; Genel Başkanımızın grup konuşmasında söylediği sözlere yayın yasağı getirmeye çalışıyorlar. Vatandaşların bu konuda bilgi alma hakkını ellerinden almaya çalışıyorlar. Burada açıkça bir anayasa ihlali var. Basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması söz konusu. Gazetecilere 'sen bu haberi yapamazsın, bunu yayınlayamazsın' diyor. Aynı zamanda siyasetçilere de 'sen bu konuyla ilgili konuşamazsın, konuşursan ben bunu sansürlerim' diyor, sansür getiriyor" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal, gazeteci Timur Soykan'ın "Adliyede rüşvet çarkı" haberine getirilen sansüre ilişkin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında yaptığı konuşma için verilen "içerikten çıkarma" kararını eleştirdi. Köksal, konuya ilişkin şunları söyledi:
"ADALET BAKANLIĞI'NIN ÜZERİNE DÜŞENİ YAPMASI BEKLENİRKEN TİMUR SOYKAN'IN HABERİNE ERİŞİM ENGELİ GETİRİLDİ"
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, HSK'ya bir yazı yolladı. Bu yazıda yargıdaki çürümeyi anlattı. Rüşvetle insanların nasıl tahliye edildiğini, raporların nasıl sümen altı edildiğini, bazı hakimlerin, bazı dosyaların kendi mahkemelerine düşmesi için katiplere baskı yaptığından bahseden bir dilekçe gönderdi. Bunun haberini de gazeteci Timur Soykan, Birgün gazetesinde yazdı. Sonrasında bu haberin içeriğine konu olan HSK'ya yollanan dilekçeyle ilgili soruşturma açılıp konuyla ilgili bahsi geçen hakim savcıların soruşturma süresince görevden uzaklaştırılmasına karar verilip Adalet Bakanlığı'nın üzerine düşeni yapması beklenirken Timur Soykan'ın haberine erişim engeli getirildi.
"GENEL BAŞKANIMIZIN GRUP KONUŞMASINDA SÖYLEDİĞİ SÖZLERE YAYIN YASAĞI GETİRMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Bu konuyla ilgili Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, salı günkü grup toplantısında yargıdaki bu çürümeden, İsmail Uçar'ın yazmış olduğu şikayet dilekçesinden, içerikten bahsetti. Bunu dikkate alıp, konuyla ilgili gerekli incelemeyi, araştırmayı yapması gerekenler; Genel Başkanımızın grup konuşmasında söylediği sözlere yayın yasağı getirmeye çalışıyorlar. Vatandaşların bu konuda bilgi alma hakkını ellerinden almaya çalışıyorlar. Anayasa basın özgürlüğünden söz ediyor. Burada açıkça bir anayasa ihlali var. Basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması söz konusu. Gazetecilere diyor ki, 'sen bu haberi yapamazsın, bunu yayınlayamazsın' diyor. Aynı zamanda siyasetçilere de 'sen bu konuyla ilgili konuşamazsın, konuşursan ben bunu sansürlerim' diyor, sansür getiriyor.
"BUNUN ÜZERİNE GİDECEKLERİNE, BUNUNLA İLGİLİ YAPILAN HABERLERİN ÜZERİNE GİDİYORLAR"
Ülkedeki herkese yaptıkları bir uygulama. Gazetecilere, aydınlara, siyasetçilere... Biz AKP'den şu tutumu beklerdik; daha önce FETÖ borsasıyla ilgili eski milletvekilleri Şamil Tayyar, ülkede bir FETÖ borsası olduğundan bahsetti. Bunun üzerine gittiler mi, hayır. Fettah Tamince dosyasında yine bu FETÖ borsası, savcıyla hakimin arasındaki rüşvet pazarlığı konu oldu. Bunun üzerine gidildi mi, hayır. Şimdi yine Başsavcı İsmail Uçar Türkiye tarihinde görülmemiş bir olaydır bu, HSK'ya bir şikayet dilekçesi gönderip, mahkeme olarak, isim olarak ayrıntılı bir şekilde yapılan yanlışları, yapılan hataları, rüşveti, her türlü yolsuzluğu skandal olacak şeyleri belirtmiş. Bunun üzerine gideceklerine, bununla ilgili yapılan haberlerin üzerine gidiyorlar.
"SARAY, ŞU ANDA YARGIYI MUHALİFLERİ CEZALANDIRMAK İÇİN BİR SOPA OLARAK GÖRÜYOR"
2010 referandumunda yargıyı FETÖ'ye teslim etmenin yolunu açtılar. 15 Temmuz'dan sonra FETÖ dolayısıyla ihraç edilen hakim-savcıların yerine AKP'nin il, ilçe yöneticisi konumundaki avukatları atadılar. Yargıyı tamamen siyasallaştırmak istediler. Sonuçta yargı siyasete bağlı ve bağımlı hale geldi. Saray, şu anda yargıyı muhalifleri cezalandırmak için bir sopa olarak görüyor. Türkiye'de yargı bağımsızlığı kağıt üzerinde kalmış. Zaten HSK'nın doğal başkanı olan Adalet Bakanı'nın bile HSK'ya bu şekilde başkanlık yapması başlı başına yargı bağımsızlığına gölge düşüren bir durum. Şimdi de çıkmışlar, 'İsmail Uçar'ın dilekçesiyle ilgili soruşturma yapıyoruz.' Pardon ama geç kalmadınız mı? Yargıdaki çürümeyi, siyasallaşmayı, FETÖ borsalarını yıllardır biz görüyoruz, okuyoruz. Bu konuyla ilgili Meclis'e defalarca önergeler getirdik. AKP-MHP reddetti.
"85 MİLYONUN BU KONUYLA İLGİLİ BİLGİ SAHİBİ OLMA HAKKI VAR, HABER ALMA HAKKI VAR"
Bu soruşturma süresince görevden olan, İsmail Uçar'ın yazısında bahsettiği hakim savcılar hala görevdi mi? Görevden uzaklaştırıldı mı? Onların delilleri karartmayacağından, o delilleri yok etmeyeceğinden emin miyiz? Benim gördüğüm kadarıyla soruşturmayı sağlıklı bir şekilde yürütemiyorlar. Soruşturmanın selameti açısından o hakim savcıların mutlaka görevden uzaklaştırılması gerekiyor. Bir an önce çıkıp Adalet Bakanı'nın da buna ilişkin gerçekten somut, kamuoyunu tatmin edici açıklamalarda bulunması gerekiyor. Ama biz böyle bir açıklama görmüyoruz. 85 milyonun bu konuyla ilgili bilgi sahibi olma hakkı var, haber alma hakkı var. Basın özgürlüğü bunu gerektirir.
"BU TİP HABERLERE, BU TİP YAPILACAK YAYINLARA SANSÜR GETİRİLMEMELİ, YAYIN VE ERİŞİM YASAĞI GETİRİLMEMELİDİR"
Bu tip haberlere, bu tip yapılacak yayınlara sansür getirilmemeli, yayın ve erişim yasağı getirilmemelidir. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da tüm CHP grubu da bu olayların üzerine gitmeye, vatandaşlarımızın haklarını aramaya, bu konuyla ilgili kim ne yaptıysa en ağır şekilde cezalandırılması için mücadeleye etmeye devam edeceğiz.
"MİLLETVEKİLİ ARKADAŞLARIMIZIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU GENEL BAŞKANIMIZ SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN TEKRAR ADAY GÖSTERİLMESİNİ İSTİYORLAR"
Cumhuriyet Halk Partisi demokrat bir parti. Herkes istediği adayı destekleyebilir, bu bir yarış değil. Milletvekili arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun tekrar aday gösterilmesini istiyorlar, kendisini destekliyorlar. Sonuçta nihai kararı kurultayda delegelerimiz verecektir. Verilen karar neticesinde çalışmaya devam edeceğiz. CHP olarak her zaman haksızlıkların, hukuksuzlukların, yanlışların karşısında mücadele etmeye; mağdurun, mazlumun, haksızlığa uğrayan her kim varsa onun yanında olmaya devam edeceğiz."