Burcu Esmersoy Gözyaşlarını Tutamadı
Kamuoyunda duyarlık artsın diye hazırlanan 8 Mart-8 Kadın Eekinliğinde duygusal anlar yaşandı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında, Zeytinburnu Belediyesi tarafından kadına yönelik şiddete karşı kamu duyarlılığını arttırtmak amacıyla düzenlenen,?8 Mart 8 Kadın? projesinin tanıtımına katıldı.
*Şahin, kadına yönelik şiddet davalarında Bakanlık olarak taraf olduklarını belirterek, 'Birebir gidiyoruz. Hukukçularımızla mahkemelerde birebir müdahale ediyoruz. Kanunun bize verdiği bütün yetkileri kullanıyoruz" dedi.
*Gecede 8 ünlü ismin şiddet mağduru 8 kadın için yazdığı mektuplar okundu. Burcu Esmersoy yazdığı mektubu okurken, duygulanarak sesi titredi.
Özkan ARSLAN-Ünsal ÇAKİN-İSTANBUL DHA
Çırağan Sarayı'nda düzenlenen, sunuculuğunu Fatih Portakal ve İnci Ertuğrul'un yaptığı geceye, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun eşi Gül Mutlu, sunucu Burcu Esmersoy, oyuncu Songül Öden ve çok sayıda davetli katıldı.
ÜNLÜLERİN ÖLDÜRÜLEN KADINLAR İÇİN YAZDIĞI MEKTUPLAR OKUNDU
Zeytinburnu Belediyesi'nin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı himayesinde hayata geçirdiği '8 Mart 8 Kadın" projesi çerçevesinde ünlü isimler öldürülen kadınlarla empati kurarak, objektiflere poz vermişti. Projede, Hülya Avşar kadına şiddetin simgesi olan Ayşe Paşalı, Bergüzar Korel-Melek Karaaslan, Nur Fettahoğlu-Gülşah Sarcan, Burcu Esmersoy - Şefika Etik, Dolunay Soysert-Meral Tahta, Meltem Cumbul- Ceylan Soysal, Ezgi Mola-Selma Civek ve Songül Öden-Mehtap Civelek adına mektup yazdı.
Program, şiddet gören 8 kadının hikayelerinin anlatılması ve ünlülerin yazdığı mektupların okunmasıyla başladı. Geceye katılan Burcu Esmersoy ve Songül Öden yazdıkları mektupları kendileri okudu. Öden mektubu okumadan önce yaptığı konuşmada, 'O gün ne hissettim, sizin gibi hissetim. Kanım dondu gerçekten. Böyle bir projenin içinde olmak istemezdim. Ama kadına yönelik şiddet bir terör eylemi halini aldı. Kadın haklarını konuşamıyoruz daha, kadının yaşam hakkını konuşuyoruz" diyerek, bu konuda toplumun iki yüzlü davrandığını söyledi. Esmersoy ise yazdığı mektubu okurken, duygulanarak sesi titredi.
"ÇEVRE BASKISI, TÖRE BASKISI DEYİP 2 YIL CEZA ALIYORLARDI"
Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın'ın yaptığı teşekkür konuşmasının ardından kürsüye çıkan Fatma Şahin, kadına yönelik şiddeti insan hakkı ihlali, halk sağlığı sorunu, ilerlemenin, büyümenin, önünde büyük bir engel olarak gördüklerini belirterek, 'Hukuk devletinde çıkarılabilmesi gereken bütün yasaları Anayasa başta olmak üzere çıkardık. Yaşanan olaylardan sonra Türk Ceza Kanunu çıkmadan önce özellikle terör ve namus cinayetlerinde birçok indirime gidiliyordu. Çevre baskısı, töre baskısı, etkiler deyip 2 yıl ceza alıp çıkarken, bugün artık yapılan değişimlerle en az 15 ' 20 yıl cezalar alınarak, cezalar ağarlaştırılmıştır. İkincisi geçen yıl 8 Mart Dünya Kadınlar gününde biz aile de kadına yönelik şiddetle ilgili özel bir yasa çıkardık. Bu yasayı çıkartırken de İstanbul Anlaşması dediğimiz ve bugün uluslararası Avrupa Konseyi'nde en önemli anlaşmayı çekincesiz olarak ilk imzalayan hükümet ve devlet olduk. Arkasında iç hukukumuzu da buna göre dizayn ettik. Kadına yönelik şiddeti nasıl önleyeceğiz, nasıl cezalandıracağız anlamında çok temel önemli bir yasayı sivil toplum örgütleriyle ve bu işten damdan düşenlerle bir araya gelerek başardık" dedi.
"ÖNCELİK KADININ BİREY OLARAK GÜÇLENMESİDİR"
Kadın sığınma evlerinin kapasitesini son 1 yılda 48'den 113'e yatak kapasitesini de bin 100'den 2bin 500'e çıkardıklarını belirten Şahin, 'Şiddet izleme merkezlerimizi geliştiriyoruz. Ama bunlar olmasın diye önce çalıştığımız şey kadının birey olarak güçlenmesidir. Kendi hayatı ile ilgili söz sahibi olmasıdır. Bu uzun soluklu mücadele de eğitim, istihdam ve ekonomik güçlenmeyi 3 ayrı bacakta yürütüyoruz. Kadınımızın örgün eğitimde kalma sürecini sürekli uzatıyoruz. Temel eğitimde kızlarımızın ve erkeklerimizin eşit bir şekilde temel eğitimden istifade etmesini başardık. Kızlarımız ve erkeklerimizde yüzde 98 oranında başarıya ulaştık. Orta eğitimde arada ki fark çok azalmıştır. Temel hedefimiz 12 yıl boyunca zorunlu eğitimde kız çocuklarımızı ve erkek çocuklarımızla beraber temel eğitimin içinde tutmaktır. O yüzden yoksulluktan dolayı çocukları okutamıyorsa eğer destek verdik. Kız çocuklarına erkek çocuklarından daha fazla mali destek verdik. 3 milyon anneyi bu destekten istifade ettirdik. Bir taraftan sağlık imkanlarıyla ilgili kısımda sağlıkta dönüşüm sosyal güvenlik kurumundaki değişimle kadınımızın sağlığa ulaşmasını çok önemsedik. Kadının güçlenmesinde bir taraftan kamu olarak bir taraftan sivil toplum örgütleriyle organize ederek yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu.
"ÖNCE SORUNU KABUL EDİP, HALININ ALTINI AÇMAMIZ GEREKİYOR "
2008 yılından önce Başbakan Tayyip Erdoğan'ın çıkardığı genelgeden önce kadına yönelik şiddetin kurumsal ve toplumsal bir sorun olarak kabul edilmediğini ifade eden Bakan Şahin, konuşmasını şöyle tamamladı; 'Önce sorunun var olduğunu kabul edip halınızın altını açmanız gerek. Halınızın altından çıkanları temizleme gücünü azmini ve kararlığını göstermek zorundasınız. Şimdi bu gördüğünüz davaların hepsinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak tarafız. Birebir gidiyoruz. Hukukçularımızla mahkemelerde birebir müdahale ediyoruz. Kanunun bize verdiği bütün yetkileri kullanıyoruz. Bunlar olmasın diye birebir İçişleri Bakanımızla, Adalet Bakanımızla, Milli Eğitim Bakanımızla birebir çalışıyoruz. 3 gün önce bunu yapmadığı için 1 polisin ceza aldığını ve terfisinin durdurulduğunu biliyoruz. Bu olaylardan bir tanesinde tutuksuz yargılama kararı verdiği için sayın Başbakanımız bunun kamu vicdanını zedelediğini söyledi. Tabii yargı bağımsızdır. Lakin verilen kararında kamu vicdanında bir karşılığı olması gerekir. Temel olarak doğan her kişinin cinsiyetine bakmadan ülkenin bütün imkanlarından istifade ettiği bir Türkiye'yi yakalamak zorundayız. Rahmetli Mehmet Ali Birand'ın son yazısında söylediği 'Aslında biz gençken de bunlar vardı. Ama biz bunları algılamadık. Görmedik. 3 maymunu oynadık. Toplum olarak bunların çok daha görünür olduğunu görüyoruz.' dediği son köşe yazısında verdiği mesajdır. Jandarmaya temel eğitim koyduk. 65 bin sağlık görevlisini eğittik. 17 bin din görevlisini eğittik. 25 bine yakın bu konuda karar vericilere eğitimler verdik. Şiddetin pan zehiri sabırdır, sevgidir, sorumluluktur, empatidir, hoş görüdür. Biz bütün gücümüzle devam edeceğiz diyorum"