Bulgaristan'da Asimilasyon Kampanyasının Kurbanları Anıldı
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Razgrad bölgesindeki tarihi Demir Baba Türbesi'nde düzenlenen anma töreni - HÖH lideri Lütvi Mestan gelişi ve konuşması - HÖH'nin AP milletvekili Necmi Ali konuşması - Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Süleyman Gökçe konuşması - Asimilasyon şehitleri için dua edilmesi - Anma programı Bulgaristan'da asimilasyon kampanyasının kurbanları anıldı- HÖH lideri Mestan: - "Gerekirse yine hapislerde çürüyeceğiz, gerekirse yanacağız ama haklarımızdan ödün vermeyeceğiz"- Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Gökçe: - "Bu acıların bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz" Bulgaristan'da 1989 yılında yıkılan komünist rejiminin Türk ve Müslümanlara karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasının kurbanları törenle anıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Razgrad bölgesindeki tarihi Demir Baba Türbesi'nde düzenlenen anma töreni - HÖH lideri Lütvi Mestan gelişi ve konuşması - HÖH'nin AP milletvekili Necmi Ali konuşması - Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Süleyman Gökçe konuşması - Asimilasyon şehitleri için dua edilmesi - Anma programı Bulgaristan'da asimilasyon kampanyasının kurbanları anıldı- HÖH lideri Mestan: - "Gerekirse yine hapislerde çürüyeceğiz, gerekirse yanacağız ama haklarımızdan ödün vermeyeceğiz"- Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Gökçe: - "Bu acıların bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz" Bulgaristan'da 1989 yılında yıkılan komünist rejiminin Türk ve Müslümanlara karşı uyguladığı asimilasyon kampanyasının kurbanları törenle anıldı.Üyelerinin çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu muhalefetteki Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin (HÖH) lideri Lütvi Mestan, Razgrad bölgesindeki tarihi Demir Baba Türbesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, ülkede komünist rejimin Türk ve Müslümanlara yaptığı zulmü hatırlatarak "Gerekirse yine hapislerde çürüyeceğiz, gerekirse yanacağız ama haklarımızdan ödün vermeyeceğiz" dedi. Bulgaristan'da bugünlerde ayrımcılık ve nefretin yine arttığına işaret eden Mestan, "Nefret dolu sözler parlamento kürsüsünden dökülüyor" diye konuştu. Mestan, siyasi mitinglerde Bulgarcanın dışındaki dilleri kullananlara sadece para cezası kesmekle kalmayıp 3 yıla kadar hapis cezası de uygulamaya çalışan iktidarı eleştiren Mestan, partisinin hiçbir şeyden korkmadığının altını çizdi.HÖH'nin AP milletvekili Necmi Ali de ülkede nefretin yeniden yükselmeye başladığını belirterek kendisinin AP içinde de buna karşı mücadele verdiğini söyledi. Ali, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz sadece Bulgaristan'ın tüm vatandaşlarını değil, Türkiye'deki Türkleri de temsil ediyoruz. Türkiye olmasaydı, Bulgaristan AB üyesi olmayacaktı. 2004 yılında Recep Tayyip Erdoğan Başbakan oldu ve TBMM bizim NATO üyeliğimizi de destekledi. Biz kin ve nefrete karşı sevgiyle mücadele ediyoruz."Törene katılan Türkiye'nin Sofya Büyükelçisi Süleyman Gökçe, 26 yıl önce yaşanmış acı olayları anmak üzere binlerce soydaşla bir araya geldiklerini belirterek şunları söyledi: "Uzun yıllardır bu anma törenleri yapılıyor ve binlerce soydaşımız bir araya geliyor. 2015 yılında AB ve NATO üyesi olan Bulgaristan'da bugün konuşulan konu, 'nefrete karşı birlik', 'bir araya gelme', 'demokratik hak ve özgürlüklerin talebi' şeklinde tecelli ediliyor. Bunun temel nedeni, maalesef, son dönemde soydaşlarımıza, buradaki soydaşlarımıza, Türk ve Müslümanlara yönelik nefret hareketinde bir canlanmanın baş göstermesi. Bu tabii bizi son derece kaygılandırıyor, soydaşlarımızı tedirgin ediyor ve bundan biz büyük üzüntü duyuyoruz."Türkiye'nin, sadece soydaşlarının değil, tüm Bulgar halkının barış ve demokrasi içinde yaşamasını istediğini ifade eden Gökçe, "Ümit ediyoruz ki bu şekilde olacaktır ve sağduyu sahibi Bulgaristan halkı aşırıcılığa geçit vermeyecektir. Biz, bunun için çaba gösteren soydaşlarımıza, Bulgar dostlarımıza ve Bulgaristan yönetimine teşekkür ediyoruz. Bu acıların bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz" diye konuştu.Etkinlik çerçevesinde konserler verildi, halk oyunları gösterileri sunuldu.Bulgaristan'da 1989 yılında yıkılan komünist rejim, Türk ve Müslümanların isimlerini zorla değiştirmiş, ibadet etmelerini yasaklamış, anadilde konuşmasına izin vermemiş ve son döneminde 380 kadar Türk'ü Türkiye'ye göçe zorlamıştı.