Büfeci Cinayetinin Sanığı: Vicdan Azabı Çekiyorum

Tutuklu sanık Çakır mahkemeye verdiği yazılı savunmasında bu olayın affedilecek bir tarafının olmadığını, vicdan azabı çektiğini belirterek, "Keşke yapmasaydım" dedi.

Üveyit Çakır, Manisa'da küçük yaşta işlediği iki cinayetten sonra 2000 yılında 'Şartla Salıverme Yasası'ndan yararlanıp cezaevinden çıktı. 2007 yılında karıştığı yağma suçundan 8.5 yıl hüküm giyen Üveyit Çakır, 1.5 yıl önce cezasının kalan bölümünü çektiği Tekirdağ Yarı Açık Cezaevi'nden firar etti. Çakır, Manisa'nın Kırkağaç İlçesi'nde alkol alırken tartıştığı arkadaşı Fatih Güngör'ü öldürüp boş bir araziye gömdükten sonra Bursa'ya geldi.

Merkez Nilüfer İlçesi Görükle Dumlupınar Mahallesi Atatürk Bulvarı'nda 6 ay önce meydana gelen olayda Üveyit Çakır, yanına geldiği arkadaşıyla birlikte gece boyunca eğlendi. Ardından aynı mahalledeki tekel bayisi Ahmet Girgin'den iddiaya göre gezmek için otomobilini istedi. Aracın kiralık olduğunu belirterek vermek istemeyen Girgin ile Çakır arasında tartışma çıktı. Ruhsatsız tabancasını çeken Üveyit Çakır, Girgin'e 2 el ateş ederek, olay yerinden kaçtı. Ambulansla hastaneye kaldırılan iki çocuk babası Girgin, kurtarılamadı. Cinayet şüphelisi saklandığı bağ evinde düzenlenen operasyon ile yakalandı ve tutuklandı.

YAZILI SAVUNMA VERDİ

Hakkında, 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Kasten adam öldürmek' suçundan müebbet ve 6136 Sayılı Ateşli Silahlar Kanununa muhalefet'ten ise üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanık Üveyit Çakır'ın yargılanmasına başlandı. Mahkemeye 3 sayfalık yazılı bir savunma sunun Çakır, şunları anlattı:

"Olaydan bir hafta önce çocukluk arkadaşım olan ve elektrikci dükkanı bulunan Ahmet Alp'in Bursa'daki evine geldim. Olay günü arkadaşımla birlikte eğlendik. Sabah Akhisar'a gitmek için Ahmet'in komşusu olan maktul Ahmet Girgin'den arabasını istedi. Ben arabaya binerek arkadaşımı beklemeye başladım. Bu sırada yanıma gelen maktul nereye gideceğimizi sordu. Akhisar'a gideceğimizi söyleyince, 'Ahmet Alp bana yalan söyledi. Arabadan in' dedi. Onu uyarmama rağmen tekme ve yumruklarla bana saldırmaya başladı. Sürekli küfürler ediyordu. Elinden kurtulduktan sonra koltuğun yanına düşen silahı nasıl aldığımı, nasıl ateş ettiğimi bilmiyorum. Öldürmek istesem dayak yemeden önce tabancamı ateşlerdim. Hemen olay yerinden uzaklaştım. Gelen polislere de teslim oldum. Bu olayın affedilecek bir yanı yok. Vicdan azabı çekiyorum. Keşke yapmasaydım."

GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

Duruşmaya müşteki olarak katılan maktulün annesi Azize Girgin ise olay gününü anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Cinayetin araba yüzünden işlenmiş olabileceğine ihtimal vermediğini kaydeden Azize Girgin, "Gürültü üzerine dışarıya çıktım. Bir otomobilin tekerleğinin patladığını sandım. Olay yerine gittiğimde oğlumun kanlar içerisinde yerde yattığını gördüm. Komşumuz olan Ahmet Alp, oğluma bir arabanın çarptığını söyledi. Ben bu olayın ardında başkalarının da olduğunu düşünüyorum. Bunların bulunarak adalete teslim edilmesini istiyorum. Bu sanık asılsa bile benim içimi rahatlatmayacaktır. Babaları ölen iki torunumla ortada kaldım. Bir yavrum vardı. Artık kimsem kalmadı" dedi.

Bu arada maktulün eşi Deniz Girgin ise sanıktan şikayetçi olduğunu belirterek, "Ben de olayın arkasında başkalarının olduğunu düşünüyor ve bunların bulunmasını istiyorum" dedi. Şahitleri dinleyen mahkeme duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.

Bu arada maktulün annesi Azize Girgin duruşma çıkışı adliye koridorlarında fenalaştı. Yakınları tarafında sakinleştirilmeye çalışılan kadın, "Adalete güveniyorum. Bu acı hiçbir şeye benzemez. Adalet yerini bulsun. Yüreğim yanıyor" diyerek feryat etti.