Bu Ne Biçim Özgürlük Anlayışı?
Bu ülkede yaşayan Müslümanlar tarafından da. Geçtiğimiz yılbaşı kutlamalarında da benzer olayların yaşanmasını engellemek amacıyla Köln polisi Arapça bir uyarı yayınladı.
Bu ülkede yaşayan Müslümanlar tarafından da. Geçtiğimiz yılbaşı kutlamalarında da benzer olayların yaşanmasını engellemek amacıyla Köln polisi Arapça bir uyarı yayınladı. Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) milletvekili Beatrix von Storch, bunun üzerine "Bununla bu barbar, Müslüman, grup tecavüzcüsü erkekler sürüsünü yatıştırabileceğinizi mi sanıyorsunuz?" içerikli bir tweet attı.
"Kin" içerikli olduğu gerekçesiyle Twitter, von Storch'un hesabını kapattı.
Almanya'nın çeşitli kesimlerinden yüzlerce kişi halkı kışkırttığı gerekçesiyle von Storch hakkında suç duyurusunda bulundu. Köln polisi de. Twitter'in von Storch'un hesabını kapatmasına AfD sert tepki gösterdi. Hatta AfD Eşbaşkanı Alexander Gauland, "Bu Stasi (eski Doğu Almanya Gizli Haberalma Teşkilatı) metodu bana Demokratik Almanya Cumhuriyeti'ni (DDR) anımsattı" şeklinde ağır ithamlarda bulundu.
***
Evet, Alman Anayasası'nın basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü ile ilgili 5. maddesinde "Herkesin, düşüncesini söz, yazı ve resimle serbestçe açıklayıp, yayma ve herkese açık olan kaynaklardan hiçbir engele uğramadan, bilgi edinme hakkı vardır. Basın özgürlüğü ile radyo ve film aracılığıyla haber verme özgürlüğü güvence altındadır. Sansür uygulanamaz" denilmektedir. Ancak aynı maddede, "Bu haklar, genel yasaların hükümleri, gençliğin korunması hakkındaki yasa hükümleri ve kişisel şeref hakları ile sınırlıdır" da denilmektedir. Tabii ki, herkes gibi sağ popülist, İslam düşmanı Beatrix von Storch'un da düşüncesini ifade etme özgürlüğü vardır. Buna sonuna kadar "Evet" diyoruz. Ama tüm Müslümanları karalama, onlara hakaret etme, kin kusma ve insanları belirli bir gruba karşı kışkırtma özgürlüğüne de sonuna kadar hayır. AfD lideri Alexander Gauland, Federal Hükümetin Uyumdan Sorumlu eski Devlet Bakanı Aydan Özoğuz'un "Alman dilinin dışında spesifik bir Alman kültürü belirginliği yok" sözlerine kızıp, geçen yıl Eichfeld'de düzenlenen seçim kampanyasında "Onu Eichsfeld'e davet edin ve Alman kültürünün ne olduğunu söyleyin. Ondan sonra bir daha buraya gelemeyecek ve biz onu Anadolu'da imha ederiz" şeklinde çirkin bir hakarette bulundu. Apaçık tehdit etti. Politik çevrelerden doğru dürüst tepki gelmedi. Farklı kesimlerden halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla 30'a yakın suç duyurusunda bulunuldu. Thüringen Mühlhausen savcılığı, Gauland'ın sözlerinin düşünceyi ifade özgürlüğü çerçevesinde olduğu gerekçesiyle soruşturmaları durdurdu. Ne özgürlük değil mi?
***
Ya karikatürler?
Danimarka'daki günlük gazetelerden Jyllands Posten, 2005 yılında farklı karikatüristlerin çizdiği 12 Hz. Muhammed karikatüri yayınladı. Ülkede yaşan Müslümanların yanısıra İslam ülkelerinden de tepkiler yağdı. Almanya'da yaşayan Müslümanlar da tepki gösterdi. Alman politikacılar da, Alman medyası da "Ne var bunda tepki gösterecek? Basın özgürdür" diye basbas bağırıp durdular. Geçen hafta Almanya'nın köklü ve ciddi gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'da bir karikatür yayınlandı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu Eurovision Şarkı yarışmasını kazanan İsrailli şantöz Netta Barzilay'ın kıyafetiyle gösteren, bir elinde füze, diğerinde mikrofon ve "Gelecek yıl Kudüs'te" yazılı bir karikatür.
Almanya'da nerdeyse kıyamet koparıldı. Alman politikacılar da, Alman medyası da 'bu karikatürün Yahudi düşmanlığını körükleyici nitelikte olduğu' görüşünde birleştiler. Karikatürist Dieter Hanitzsch'i adeta topa tuttular. Süddeutsche Zeitung, gelen yoğun eleştirilere dayanamadı. Karikatürist Hanitzsch'le yollarını ayırdı. Daha doğrusu ayırmak zorunda kaldı. Ama "Muhammed karikatürleri"nin yayınlanmasını basın özgürlüğü diye savunan Alman politikacılar da, Alman medyası da kendi ülkelerinde yaşanan bu basın ayıbına sessiz kalmayı yeğlediler. İşte bu gelişmeler ışığında insanın aklına haklı olarak "Bu nasıl bir basın özgürlüğü, düşünceyi ifade özgürlüğü?" demek geliyor. Gerçekten "Bu nasıl bir özgürlük anlayışı?"...