Bu 15 Senede Mirasımıza, Aslımıza Geri Dönüyoruz"
Sultan 2. Abdülhamit'in torunlarından Orhan Osmanoğlu, son 15 yıldır ülkenin mirasına, aslına geri döndüğünü belirterek, "1974, 1977 ve 1978'te Osmanlı'dan bahsetmek, hele hele Sultan Abdülhamit'ten bahsetmek çok zordu.
Sultan 2. Abdülhamit'in torunlarından Orhan Osmanoğlu, son 15 yıldır ülkenin mirasına, aslına geri döndüğünü belirterek, "1974, 1977 ve 1978'te Osmanlı'dan bahsetmek, hele hele Sultan Abdülhamit'ten bahsetmek çok zordu." dedi.
Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) ve Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından ADÜ konferans salonunda düzenlenen "100. Sene-i devriyesinde Sultan Abdülhamit Han Konferansı"na, Sultan 2. Abdülhamit'in torunları Orhan ve Nilhan Osmanoğlu konuşmacı olarak katıldı.
Ailenin 1924 yılında sürgün kararının çıkmasının ardından dağıldığını ifaden Orhan Osmanoğlu, bir kısmının Avrupa, bir kısmının Balkanlar, bir kısmının da Kahire ve Lübnan'a gittiğini söyledi.
Sürgünden sonra çıkarılan çeşitli yasaların ardından Türkiye'ye döndüklerini anlatan Osmanoğlu, Türkçeyi 11 yaşındayken geldiği İstanbul'da öğrendiğini dile getirdi.
O yıllarda Osmanlı'yı konuşmanın çok zor olduğuna dikkati çeken Osmanoğlu, "Bugün Abdülhamit'i anlatıyoruz, ondan bahsediyoruz, onu konuşuyoruz. Ben 1977 yılında Çemberlitaş'tan geçerken, yanımda ağabey diyebileceğim kişi 'Bak deden burada yatıyor' demişti. Ben de o heyecanla Sultan Abdülhamit dedem diye bağırınca, 'Aman kimse duymasın. Burada böyle bağırma' dedi. Nereden nereye geliyoruz. Gerçekten bugün okullar açılıyor, paneller yapılıyor. Bu 15 senede mirasımıza, aslımıza geri dönüyoruz. 1974, 1977 ve 1978'te Osmanlı'dan bahsetmek, hele hele Sultan Abdülhamit'ten bahsetmek çok zordu." ifadelerini kullandı.
Son yıllarda herkesin aileyi tanımaya gayret ettiğine dikkati çeken Nilhan Osmanoğlu ise o dönemlerde sorulan "Osmanoğlu soyundan mısın?" sorusuna çok kez "Hayır" cevabı verdiğini belirtti.
Sultan Abdülhamit Han'ı sevmenin ötesinde anlamanın daha önemli olduğu düşüncesini dile getiren Nilhan Osmanoğlu, Abdülhamit'in Kudüs'ü muhafaza altında tutma planını şu sözlerle aktardı:
"Sultan Abdülhamit Han bu günlere gelineceğini, vakti zamanı geldiğinde o toprakların paylaşılacağını biliyordu. Şu anda diyorlar ya, 'Kendisine tapulamış, yok nasıl yapar bunu.' Çünkü devletler şahsın malına el koyamaz düşüncesiyle bu şekilde bir önlem geliştirmiştir. Kudüs'te hiçbir şekilde başkent ilan edememelerinin sebebi, içeride diğer milletlerin az da olsa topraklarının olması. 200 sene de geçse, ortak bölge olduğu için içeride az da olsa toprakları olduğu için Sultan Abdülhamit Han bunu 100 sene önce izin vererek sağladığı için olmayacak. Bunu o gün olsa anlar mıydık? O dönemi iyi anlamak gerekir. Unutmayalım ki bize gösterilen kadarını biliyoruz."