Bozkırın Turizm Cenneti: Erzurum
Yedi bin yıllık geçmişiyle çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan ve son yıllarda ülkenin özellikle kış turizmi açısından parlayan yıldızı olan Erzurum, kentte bu hafta sonu başlayacak 13. Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali (EYOF 2017) ile dünya turizmine açılacak.
YUNUS OKUR - Yedi bin yıllık geçmişiyle çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan ve son yıllarda ülkenin özellikle kış turizmi açısından parlayan yıldızı olan Erzurum, kentte bu hafta sonu başlayacak 13. Avrupa Gençlik Olimpik Kış Festivali (EYOF 2017) ile dünya turizmine açılacak.
Yazılı tarihi çok eskilere dayanan Erzurum, tarihi eserleri, mistik dokusu, inanç turizminde yetiştirdiği alimleri ve doğal güzellikleriyle önemli bir turizm potansiyeline sahip.
Havası, suyu, sıra dağları, kışın beyaz yazın ise yemyeşil görüntüsüyle adeta bir yeryüzü cennetini andıran kent, Tortum, Uzundere gibi doğa cenneti ilçelerinde yer alan mavi boncuk yedi gölleriyle her yıl yüzlerce turiste ev sahipliği yapıyor.
Kadim şehir, Tortum Şelalesi, Çifte Minareli Medrese, Öşvank Kilisesi, tarihi evleri, kümbetleri ve Palandöken Dağı ile EYOF'ta dünya turizmine açılacak.
40 ülkeden yaklaşık 832 sporcunun katılımıyla 11-18 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek kış festivalinde Erzurum, doğal güzellikleri ve turizm potansiyeliyle dünyaya tanıtılmak için gün sayıyor.
Tarih kokan şehir
Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden olan Erzurum, Hitit, Bizans, Roma, Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin önemli merkezlerinden biri oldu.
Yaklaşık bin yıllık Türk İslam medeniyetinin yaşandığı ve yaşatıldığı kent, bu dönemlere ait sayısız tarihi eserleri ile tam bir açık hava müzesi konumunda.
Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere kucak açan Erzurum'da, eski dönemlere ait pek çok kale, cami, medrese, türbe, kervansaray ve köprü yapıları bulunuyor.
Deniz seviyesinden yaklaşık bin 800 metre yükseklikte bulunması nedeniyle yaz aylarında yayla havasının yaşandığı Palandöken Dağı eteklerinde kurulu şehir, "ovadaki serin cennet" diye de anılıyor.
Buram buram tarih kokan şehir, Yakutiye ve Çifte Minareli medreseleri, Lalapaşa, Ulu, Narmanlı, Cennetzade, Derviş Ağa, Şeyhler ve Gürcü Kapı camileri ve Palandöken Dağı ile Türkülere ve ezgilere ilham verdi.
Yüzyıllarca Anadolu'nun vatan savunmasını yaptı
Doğu'da Topdağı ve Deveboynu, kuzeyde Mescit, güneyde ise Palandöken dağlarıyla çevrili ovanın doğusuna kurulan Erzurum, tarih boyunca Anadolu'nun önemli bir kalesi konumunda yer aldı.
Bulunduğu konum itibariyle Rusya ve İran üzerinden gelebilecek saldırılara karşı 19. yüzyılda çevresine 21 tabya inşa edilen kent, Anadolu'nun adeta vatan savunmasını yaptı.
Büyük çoğunluğu 93 Harbi'nden önce Fosfor Mustafa Paşa başkanlığında yapılan Erzurum tabyaları, şehrin ve ulusun tarihi açısından son derece önemli yapıları olmanın yanı sıra şehrin moral değerlerini yükselten anıları taşıyan birer abide konumunda bulunuyor.
Günümüzde, "93 Harbi"nin tüyler ürperten izleri ve tahribatları, özellikle yoğun çatışmaların yaşandığı Aziziye 1 Tabyası'nda görülebiliyor.
Din ve devlet adamlarının doğduğu yer
Erzurum, doğal ve tarihi güzelliklerinin yanı sıra yetiştirdiği din ve devlet adamlarıyla da, adını tarihe yazdıran şehirlerden biri oldu.
Kentte dünyaya gelen din alimi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri ise Marifetname'nin yazarı Mutasavvıf alim ve şeyh olarak biliniyor.
Türkiye Cumhuriyetinin beşinci Diyanet İşleri Başkanı olan merhum din alimi Ömer Nasuhi Bilmen'in yanı sıra asker ve siyasetçi olan Cemal Gürsel de kentin tanınmış değerlerinden.
Büyük Taarruz'da fiilen görev başında muharebede bulunarak Harp Madalyası ve İstiklal Madalyası ile taltif edilen, 1960 darbesi sonrası oluşturulan Milli Birlik Komitesi Başkanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti'nin dördüncü Cumhurbaşkanlığını yapan Gürsel, kentin önde gelen isimleri arasında yer alıyor.
Asırlık lezzetlerin buluştuğu sofralar
Asırlık lezzetlerin sofraları süslediği kentte, çorba türlerinden, tatlı çeşitlerine kadar her kesimin damak tadına hitap eden eşsiz lezzetler bulunuyor.
Erzurum'un geleneksel mutfağında, ayran aşı, herle aşı, kesme çorbası, paça çorbası ve kentin simgesi haline gelen cağ kebabı yer alıyor.
Kırmızı et dönerin, odun ateşinde koyun eti ve özel katkı karışımla hazırlanıp yatay olarak ateşte pişirilerek hazırlanan cağ kebabı, kente gelen ziyaretçilerin tatmadan dönmediği vazgeçilmez lezzetlerden yalnızca bir tanesi.
Kuymak, tereyağlı peynir helvası, kurut, hingel, tirit, haşıl, kiriş, çaşır, lor dolması, kartol pancarı, çeç pancarı, çortuti pancarı, şile, şalgam dolması, pazı ve lahanadan yapılan etli-zeytinyağlı yemekler, ekşili dolma, evelik dolması ve kuzu kulağı kavurması da kentin sofraları süsleyen diğer lezzetleri arasında.
"Dadaşlar diyarı"nda, yöresel yemeklerin yanında sofraları süsleyen tatlı çeşitleri de dikkati çekiyor. Dökme tepsi tel kadayıf, kadayıf dolması ve burma tatlısı yörenin sofralarını ballandıran tatlıların başında geliyor.
Hamur işi olarak da tatar böreği, erişte pilavı ve tereyağlı su böreği de sofraların diğer hamurlu lezzetleri arasında yer alıyor.
Kahvaltıda ve hemen hemen her öğün yemek sonrası azda olsa tüketilen göğermiş lor, civil peynir ve koyun peyniri de yörede meşhurdur.
Yörenin siyah altını: "Oltu taşı"
Erzurum'un Oltu ilçesinde çıkarılan Oltu taşı, kolay işlenebilme özelliğinden dolayı takı ve ziynet eşyası yapımında kullanıyor.
Genellikle siyah renkte olan Oltu taşı, bayan takıları ve tespih üretiminde önemli bir yere sahip. Yüzyıllardan beri yörede kullanılan Oltu taşından genellikle tek kişilik ve babadan oğula geçen ev ile atölyelerde, el ve küçük çaplı aletler marifetiyle ürünler üretiliyor.
İl genelinde satışı yapılan, "siyah altın" olarak da nitelendirilen tescilli Oltu taşı, yıllardır bir çok ailenin geçim kaynağı olarak ön plana çıkıyor.
Erzurum, EYOF ile dünyaya açılan merkez olduğunu ispatlayacak
Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin önemli kış turizm merkezlerinden Erzurum'un sayısız uluslararası organizasyona ev sahipliği yaptığını söyledi.
Bu organizasyonların kentin ve ülkenin tanıtımına büyük katkılar sağladığını ifade eden Azizoğlu, şöyle konuştu:
"Önümüzdeki hafta ilimizde düzenlenecek EYOF ile Erzurum aslında kış sporları anlamında dünyaya açılan merkez olduğunu göstermiş ve ispat etmiş olacak. 2011'deki kış festivalinden sonra Erzurum'da çok büyük gelişmeler oldu. Tesislerde yenilemeler oldu. Sporcu kalitesi, sayısı arttı. Sporcularımız Avrupa'da ve dünyada derece almaya başladılar. Bütün bunlar Erzurum'da kış turizmine yönelik yapılan faaliyet ve yatırımlar sonucunda oldu. İnanıyorum ki EYOF'ta da sporcularımız dereceye girecekler. Göğsümüzü kabartan madalyalar alacaklardır. Türkiye'nin aynı zamanda dünyaya tanıtımını da katkı sağlayacaklar."
40'a yakın ülkeden kente gelecek sporcu ve misafirlerin Türkiye'nin barış ve huzur ortamında güzel vakit geçireceklerini aktaran Azizoğlu, Avrupalı misafirlerin kentin tarihi ve kültürel güzelliklerini görüp gezerek güzel vakit geçireceklerini vurguladı.
Azizoğlu, "Avrupalı sporcular hem kayak yapacaklar hem de Erzurum'un tarihi ve kültürel doğasını gezmiş tanımış olacaklar. İnanıyorum ki gelecek bin 500 misafirimiz, Erzurum'un güzelliklerinin dünyadaki diğer insanlara tanıtılması konusunda bizim gönül elçilerimiz haline gelecekler." ifadelerini kullandı.